Lafı eğip bükmeyi hiç sevmem.
Yazılarımda ne anlatmak istiyorsam onu yazarım aslında.
Dünkü yazımızdan söz ediyorum.
“Kazım Yılmaz’ın nasıl rekortmen olduğuyla ilgili..
Bankadaki parasından elde ettiği gelire göre ‘rekortmen ilan ettiğimiz’ konusu yanlış anlaşıldı galiba..
Umarım Kazım Yılmaz, yazdıklarımızdan alınmamıştır..
“Zenginin parası, züğürdün çenesini yorarmış” diye boşuna söylememişler.
Bana ne milletin parasından,malından mülkünden.
İster kasasındaki parasından kazansın, isterse kiradan gelir elde etsin..
Ben,Samsun ekonomisinin hali pür melalini anlatmak için yazdım o yazıyı.
Gayri menkul sermaye iradından elde edilen gelirden vergi rekortmeni çıkartmış olmaktan övünç duymanın anlamsızlığına dikkati çekmek istemiştim.
Kazım Yılmaz’ın gelir vergisi rekortmenleri listesinin ilk sıralarda olması hem de açık ara önde olması beni hiç şaşırtmazdı .
Ne demişti Vergi Dairesi Başkanı Şuayip Sevgi “Vergi gelirlerindeki çeşitlilik, Samsun ekonomisinin iyiye gittiğini gösterir ” dedi.Ya da buna benzer sözler söyledi.
Vergi gelirini arttıran unsur kira geliri mi?
Yoksa kasadaki paranın getirisi mi?..
16 büyük şehirden biri olan Samsun”un vergi rekortmeni bir müteahhit, ikinci sırada oto yedek parça satıcısı, üçüncü sırada aracı kurum temsilcisi yer alıyor.
Beni en çok şaşırtan gümrük komisyoncusu Ayhan Çakır”ın ödediği 441 bin lira vergi ile rekortmenler listesinde 4. sırada yer almasıydı.
Ayhan Çakır bu listede ilk 100”de bile olmamalı.
Şimdi bu vergi rekortmenleri tablosu bize gösetiyor ki; Samsun ekonomisi iyi değil.
“Samsun şöyle gelişiyor,böyle zenginleşiyoruz” diye nutuklar atan siyasetçilerimiz.Bu durumda şimdi bize ne söyleyecekler.
Vergi verenlerin beyanı doğruysa ki: öyle olmalı. Aksini düşünmek bile istemeyiz.
Samsun”da iş yapanlar kazanamıyor demektir.
Öyleyse ekonomi nasıl iyiye gidiyor.
Siyasetçi doğru söylüyor ise, beyannameler yanlış.
Şimdi ben merakla hem gelir vergisinde,hemde kurumlar vergisi sıralamasında ilk yüz kişi ve kurumların sıralandığı listelerin açıklanmasını bekliyorum.
Her iki listeye göre yazacaklarım da olacak elbette.
----------
Dün kutlu doğum haftasının son günüydü.
Peygamberimizi bir kez daha sevgi ile andık.
Allah ben aciz kulu ile birlikte bütün Müslümanları Peygamberimizin şefaatine erişenlerden eylesin.
-----------
Pazartesi günü 23 Nisan.
Çocuk Bayramı Yani.
Birkaç gündür o çocukları düşünüyorum. Ders sırasında okullarından atılan o yavrucakları.
Dün Gazetede Milli Eğitim Müdürünün Basın Mensupları için Faks ile gönderdiği davetiyeyi gördüğümde o çocuklar geldi aklıma.
Şimdi onların sınıfları olmadığı gibi okulları da yok.
Acaba Müdür Beyin aklına gelir mi. O çocukları tören sırasında yanına almak.
Umarım öyle olur.
[email protected]