İcranın başının muhalefet olmadığını biliyorum. Muhalefetin hizmet üretemeyeceğini de biliyorum. Buna rağmen muhalefeti başarısız buluyorum. Muhalefetten kastım Ana Muhalefet.
Neden mi başarısız buluyorum? İzah etmeye çalışayım. Muhalefetin iddialarına göre ülke ekonomisi battı, uçurumun kenarındayız, samanı ve soğanı bile üretemiyoruz. Adaletsizlikler, israflar, liyakatsiz idareciler her yeri sarmış. Daha ağır iddialar var onlara girmiyorum.
Ve fakat bu iddiaların sahibi olan muhalefet, söyledikleri ile milleti ikna edemiyor. Oysa adaletsizlik yok mu? Var. İsraflar yok mu? Var. Liyakatsiz yöneticiler yok mu? Var. Adam kayırma yok mu? Var. Enflasyon almış başını gidiyor ve muhalefet bu şartlarda bile millete ümit olamıyorsa, seçmene “Koyun!” diyeceğine kendisini bir sorgulasa belki de doğruyu bulacaktır.
Belediyeler millete hizmet edilen, millete dokunma imkânı bulunan en önemli hizmet kurumlarıdır. Hatırlayalım Milli Görüş de belediyelerdeki hizmetleri sayesinde milletin gönlüne girmiş ve bu sayede iktidara gelebilmişti.
Şu an İstanbul, İzmir ve Ankara olmak üzere Türkiye’nin en önemli Büyükşehir Belediyeleri muhalefet partileri tarafından yönetiliyor. Bu şehirlerde belediyeler millete dokunmamış olacak ki, oyları bir puan bile artmamış.
Aslında millet muhalefete, “Siz önce belediyelerden başlayın bir bakalım, hizmetlerinizden memnun kalırsak iktidara da getirebiliriz.” demişti.
Başka bir durum daha var ki, bu da anlaşılır gibi değil. Muhalefet Cumhurbaşkanlığını kazanma ihtimali kiminle yüksek olur diye anketler yaptırdı. En yüksek oyu Sayın Mansur Yavaş aldığı halde, Sayın Kılıçdaroğlu’nun esamesi bile okunmazken ve Kılıçdaroğlu “Herkes makamlarından, hırslarından vaz geçmeli, tek hedef iktidarı devirmek olmalı.” demişken neden kendisi aday oldu?
Bunun sebebinin sadece HDP’nin %10 oyu için olduğunu kimse söylemesin. %10’u %90’na tercih edenler seçimi kazanamazlarsa bunun hesabını seçmenlerine nasıl verecekler? HDP’den dolayı Millet İttifakı adayına oy vermeyecekler ve Cumhur İttifakından alınacak oylar HDP’den gelecek oylardan az mıydı? Hem de bu oylar direk rakipten gelecekti.
Kılıçdaroğlu’nun aday olmasının iki nedeni olabilir. Birincisi seçimi kazanmayı istememek ama istiyormuş gibi görünmek. İkincisi ise Kılıçdaroğlu’nu orada tutan gücün Mansur Yavaş’a güvenmeyişidir.
Belki de Kılıçdaroğlu tarafından çok ciddi tavizler verildi. Mansur Yavaş bu tavizleri vermeyeceği için aday yapılmadı. Tavizlerden en önemlisinin teyiti millete üç ay içerisinde Avrupa da serbest dolaşım hakkı kazanılacağının sözünün verilişidir. Bu sözü Kılıçdaroğlu bizzat verdi. AB ile bir pazarlık, bir görüşme söz konusu değilse bu sözü neye güvenerek vermiş olabilir?
Görünen o ki seçim iki aday arasında geçecek. Sayın Erdoğan ve Sayın Kılıçdaroğlu. Erdoğan için milyonlar dua ediyor ve “Yaparsa yine o yapar.” diyor. Kılıçdaroğlu için ise Saadetlilerin dışında kimse dua etmiyor. Kimse “Yaparsa Kılıçdaroğlu yapar.” demiyor. Kılıçdaroğlu’nu “Reis gitsin.” diyenler destekliyor.
Belki de millet soğanın, etin, sütün, peynirin artışını önemsiyor ama daha çok önemsedikleri değerler var ve muhalefet bunlardan bihaber.
Şunun şurasında seçime fazla bir şey kalmadı. Reisciler hariç kimse adaylardan memnun değil. Ya “O gelmesin.” diye oy verecekler ya da “O gitsin.” diye oy verecekler. Bu şartlar hoş olmasa da maalesef durum bu. Allah sonumuzu hayretsin inşallah.