Dün İlkadım Belediyesi eski Başkanı Necattin Demirtaş konuğumdu.
Elbette konumuz 31 Mart yerel seçim sonuçlarıydı.
'Tek başıma geziyorum, halkın içindeyim yine, biz koltuğa yapışık insan değiliz' dedi.
Bu doğru.
Demirtaş, koltuk sevdalısı olmadı.
Şartlar onu adaylığa getirdi, o da fırsatları iyi kullandı.
Ta ki son seçime kadar.
31 Mart seçimlerinde Demirtaş'ın kaybedeceği çok önceden belliydi aslında.
Çünkü ne İYİ Parti ile barışıktı, ne de CHP ile ilişkisi vardı.
Siyaset bazen 'bunları gerekli kılıyor.'
İletişim kopuklukları sıkıntı açar.
Aslında eski Başkan Demirtaş, 'O sıkıntıyı 31 Mart'ta yaşadı.'
Konu döndü geldi sandık öncesine.
'Peki nasıl kaybettiniz?' Diye sordum kendisine.
Yorumu çok basit yaptı.
CHP'nin adayı 'kazanıyoruz diye çalışmadan boş algı yaptı', 55 bin oyla İlkadım'ı resmen AK Parti'ye hediye etti, dedi.
Devam etti;
"CHP şimdi İlkadım'da kaybetmenin hesabını yapsın dursun. Benim için sorun yok. İYİ Parti'nin oyu belli İlkadım'da. Diğer oyların çoğunluğu benim şahsi oylarımdı. CHP'nin adayının şahsi oyu yoktu, neyin algısını yaptı ben de anlamadım."
Aslında yorumun en hoşuma giden kısmı bu oldu.
Demirtaş, partisinin oylarının çok önündeydi.
CHP'nin adayı Murat Şenel ise, partisinin oylarının çok gerisinde kaldı.
Belediye Meclis oyları ortada.
Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cevat Öncü'nün de.
'AK Parti karşısında hem CHP'nin, hem de İYİ Parti'nin İlkadım'da tek başına şansı olamaz' diyen Demirtaş, "Üzgün değilim, nasip böyleymiş" diye de ekledi.
Başkan kaybettiğinizi sahada fark etmedin mi diye sorduğumda ise;
"Ben göremedim. Ekibim de fark etmedi demek ki. CHP algı yapıyordu ama sahada yoktu. O yanılttı."
Ve konuşmasındaki en can alıcı noktalardan biri de 'ekip' kısmı?
Çünkü bir siyasetçi ne yaparsa yapsın ekibi kadar vardır.
Ekip iyi değilse, etrafında olup bitenleri göremezsin.
Ekip kendini düşünür, başkanı cam fanus içinde saklarsa ve başkan bunu göremezse, bedel öder.
İletişim olmadan olmaz.
Bunun en kötü örneklerinden biri AK Parti’nin yeniden aday yapmadığı geçmiş dönem SBB Başkanı'dır.
Tartışılan işler yapsa da, halkın önceliklerini önemsemese de çok çalıştı.
Doğru veya yanlış bir vizyon koydu ortaya.
Ama ne anlatabildi, ne de beğendirebildi.
Çünkü iletişim yoktu. Hatta sıfır düzeyindeydi.
Kurduğu basın ekibinin çoğu ‘gazetecilerle bile sohbeti olmayan kişilerdi.’
Hem kendinin hem de ekibinin kurbanı oldu.
İlkadım'a tekrar dönersek;
AK Parti karşısında İlkadım'da CHP ve İYİ Parti'nin ittifaksız girmesi bir krizdir.
Bu başkanın işi değil, verileri ortaya koyması gereken ekibin işidir.
Krizi yönetemeyen kaybeder.
Ekibi ‘Eyvallah başkan, her şey çok iyi’ diye yaklaşan tehlikeyi göremez.
Demirtaş'ın başına gelen bu.
Kazanabileceği seçimi, kaybetti.
CHP'nin etkisi olmuştur ama;
Kazanıyoruz algısını o yapabilse, kampanyasını etkili yapsa, iyi bir strateji izlese, AK Parti adayı ile kendisini ikili yarışa sokabilseydi sonuç farklı olabilirdi.
O ise çok sönük bir seçim çalışması yaptı.
Bu arada İYİ Parti SBB adayının, CHP SBB adayı Cevat Öncü'yü hedef alması, sürekli eleştirmesi, algı operasyonlarıyla anketler yayınlatması, Demirtaş'a kaybettiren bir başka etkendi.
CHP, İYİ Parti'nin Büyükşehir adayına tepkisini Demirtaş'a oy vermemekle gösterdi.
Peki eski Başkan Demirtaş bundan böyle ne yapar?
Bence İlkadım Belediye Başkan adaylığı defterini kapatmış görülüyor.
Ancak bir özgül ağırlığı olduğu gerçek.
Milletvekilleri seçimi ilk hedefi olacaktır.
O yok dese de;
Sahadan inmeye hiç niyeti yok.
Yani Demirtaş'ı sahada daha çok göreceğimizden eminim.
2028'e kadar devam..
**************************
İYİ PARTİ'DE AKSOY DEVAM..
Dün İYİ Parti İl Başkanı Hasan Aksoy aradı.
Sohbet ettik.
Tabi ki konumuz 'göreve devam mı, tamam mı' sorusu.
Aksoy: "Ben nezaketen yeni Genel Başkanımıza istifamı sundum, ama o kabul etmedi. Herkes görevinin başına, müfettişler gelecek illeri gezecek dedi. Ben de görevimin başındayım."
Hasan Aksoy tecrübeli bir siyasetçi.
Genel Başkanı Müsavvat Dervişoğlu ile de aynı çizgiden geliyor.
Seçimde Koray Aydın'ı destekledi ancak, Dervişoğlu, 'Yıkan değil, toplayan bir profil çizecek' gibi görülüyor.
Eğer erken seçim olmazsa, daha genel seçimlere 3 yılı aşkın süreç var.
İYİ Parti çok yara aldı.
Şimdi o kısa sürede yaşanan yıpranmışlığı, düzeltme çabası olacaktır.
Parti kendi içinde kaynıyor.
Şimdilik 'ne olacak, kimler gidecek, kimler kalacak' bir sürü hesap var.
Yeni yönetim hazırlıkları da var ancak 'Zirveden frene basılmış durumda.'
Sonra çok tufanlar kopar.
Ama şimdilik Samsun İYİ Parti'de sular duruldu.
Kolay gelsin.