Hürriyet Haber Ajansı(HHA) Samsun Bölge Müdürlüğü'nde yıllarca Büro Şefi'miz olarak görev yapan değerli dostum, kardeşim, büyük gazeteci Mehmet Güner'i kaybetmenin derin acısı içerisindeyim. Ölüm vakti geldiğinde hatıraları bırakırmış insan geriye sadece. O kadar hatıra biriktirmişiz ki şefimle... Yaşadığım acının büyüklüğünün bir nedeni işte bu anılar, yaşananlar...
Gazeteciliğini, mesleğine olan aşkını falan bir kenara bırakırsak... Yüreği mert ve sevgi doluydu Mehmet Güner'in. Küçük büyük, yaşlı genç, kadın erkek demeden herkesin yardımına koşan, sıkıntısına el atan biriydi. İnsanlara yardım etmek onun için sanki bir 'görev'di… Pırlanta gibi bir kalbi vardı gerçekten. Yanındaki, etrafındaki, birlikte çalıştığı tek bir kişinin bile kalbini kırmamak için sanki özel bir çaba harcardı.
İşte böyle bir insanı, dostu, arkadaşı toprağa veriyor olmanın acısı yakıyor şimdi yüreğimizi. Allah mekânını cennet eylesin. Onu yaşadığımız sürece hiç bir zaman unutmayacağız.
MEHMET GÜNER'LE BİR ANI…
Yıl 1993. Türkiye, Boyabat'taki 'linç olayı' ile sarsılıyor. Bir kişinin3 çocuğa tecavüz ettiği iddiasıyla şehir ayağa kalkmış. Görev sahamız içerisindeki Boyabat'a hareket ettik derhal. Arabayı kullanan ben ve şefim Mehmet Güner. Olaylara yetişmek için süratimizi biraz artırmışız. İlçe merkezine1 5 dakikalık yolumuz kalmışken yolun kenarında bir köfteci gören Mehmet Güner, aracı durdurmamı istedi. Ben ise durmamakta ısrar etti. Şefim, "Abi, karnımızı doyurup da gidelim" deyince, "Ustalarımdan nasihatlıyım şef. İş bitmeden yemek yenmez" dedim ve yola devam etti. 3-5 dakika sonra tam da olayların içerisinde bulduk kendimizi. 15 dakika farkla tüm ulusal gazeteleri atlatmış, linçten koma halinde kurtarılan tecavüzcünün fotoğrafını çekmeyi başarmıştık. Hele o fotoğraf, Türkiye'nin günlerce konuştuğu o fotoğraf... Şefim, arkadaşım, dostum Mehmet Güner'in dönüş yolunda söylediği, "Sen haklıymışsın, 15 dakikayla neler kazandık" sözlerini ise hiç unutmadım. Ne o sözlerini, ne de kendisini hiç bir zaman unutmayacağım
Merhabalar Davut bey , Ben Tokat/ Niksar Arıpınar köyünde doğmuş büyümüş gençliği o bölgede geçİmiş bir kardeşinizim. 1986 yılında Köklüce santrali yapımında bir tünelde gaz zehirlenmesı olmuştu , köyümüzden 5 kişi toplamda 30 a yakın çalışan zehirlenerek hayatını kaybetmişti.. bende yakınlarımı kaybetmiştim. o döneme ait o olaya ait fotoğrafların şahsınızda olduğunu öğrendim.bu fotoğrafalra ve verilere ulaşmamız ne şekilde mumkundur .Bu konuda yardım edersenız sevinirim. saygılarımla . Burak Acaroğlu [email protected] 05379352020