Yener Cabbar'ın X hesabından yaptığı paylaşımla, Samsun Büyükşehir Belediye Meclisinde CHP’li üyelerin, Büyükşehir bütçesine yaptıkları eleştiriye, Başkan Halit Doğan'ın verdiği cevaba ait videoyu izlediniz mi bilmem.
Ben izledim ve son derece üzüldüm.
Büyükşehir bütçesini eleştiren CHP'li üyelere cevap verirken ne demişti Halit Doğan, hatırlayalım:
''Atakum Belediyesinin özel kalem bütçesi, Büyükşehir bütçesinin iki katıymış, maaş ödeyemeyen bir belediyenin meclis üyesisin, orada Ahmet olurken, burada Mehmet olmayacaksın.''
Başkan Halit Doğan'ın üslubunu şık bulmamakla birlikte, haksız da diyemem.
Zira ortada bir vakıa var.
Atakum Belediyesinde, dün bu yazının hazırlandığı sıralarda personelin bir kısmına birikmiş maaş alacakları henüz ödenmemişti.
Hani o, ''Gerçek acıdır, biber de acıdır. Öyleyse gerçek biberdir'' şeklindeki Aristo mantığındaki gibi acı bir gerçek var ortada.
Atakum Belediyesinin Meclis Üyelerinin, bu aşağılanma durumunu hak ettiklerini söyleyemem elbette ama kendileri sırça köşkte oturanların, komşularının camına taş atmaması gerektiğine dair bir atasözü bile varken, böyle bir duruma düşmeleri gerektiğini de söylemek isterim.
Hadi diyelim kendileri o duruma düşütüler, milyonların gönülde taht kurmuş, ülkenin kurucu partisini bu duruma düşürmemeleri gerekirdi elbette.
Bunu söylerken de bütünüyle meclis üyelerini suçluyor da değilim.
Böyle bir durumun yaşanacağı üç aşağı, beş yukarı belliydi aslında.
Bir iş yaparken, çiviyi doğru yere çakmak gerektiği gibi, CHP'de doğru kişileri seçmekle yükümlüdür.
CHP'liler, partileri için haklı olarak ''Asırlık Çınar'' benzetmesi yapıyorlar madem.
Asırlık çınara yakışacak kişileri aday yapacaklar.
Nazım Hikmet'in dediği gibi kabahatin büyüğü CHP'li üyelerin yani.
Daha geçen hafta geçen hafta, İlkadım Belediyesinin CHP'li Meclis üyesi, Samsunspor'a yapılan yardımları eleştirerek bir rezalete imza atmıştı.
İlkadım belediye Meclisinde yaşanan rezalet, ''Kim seçiyor bunları'' dedirten türdendi.
Kavun değil ki koklayarak seçilemez elbette ama şehri ve şehrin dinamiklerini bilenler arasından birilerinin seçilmesi gerekmez mi bu türden yerlere.
ÖN SEÇİM DE ÇÖZÜM OLMUYOR
CHP, gerek milletvekili ve gerekse belediye başkan adaylarını ön seçimle belirlemek istiyor.
CHP bunu demokrasinin bir gereği olarak görüyor.
Seçimle aday belirlemek görece doğru bir yöntem elbette.
Ve fakat.
Bu yöntemin her zaman doğru sonuç verdiğini de söyleyemeyiz.
Son yıllarda yapılan ön seçim sonuçlarına bir bakın.
Samsun seçimleri için, seçilenlerin dışında, doğru sonuç alındığını söyleyebilen biri var mı aramızda bilmiyorum.
Bu üye yapısıyla zaten doğru sonuç almak mümkün değilken, şişirilmiş yeni üyelerin de doğru sonuç vermeyeceği gün gibi aşikar.
İlkadım ve Atakum örnekleri ortada bir durum.
CHP'liler, oylarıyla aday yaparak seçilmelerini sağladıkları meclis üyelerinin, Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan karşısında ''Orada Ahmet olurken, burada Mehmet olmayın'' şeklinde azar işitirken, yaşamak zorunda kaldıkları aşağılanmayı demokrasinin bir gereği olarak görmeye davam edeceklerse, benim de söyleyecek başka bir sözüm olamaz.
Bilmem anlatabildim mi?