CHP'nin Yozgat mitingi, ülkemiz tarımında sorunların acil çözülmesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı.
Ki;
Yozgat, İktidar partisine her seçimde desteğini esirgememesiyle bilinen illerden biridir ve belki de en önemlisidir.
Zira son genel seçimde Yozgat AK Parti'ye yüzde 43.52, MHP'ye de 23.43, toplamda Cumhur İttifak'ının bileşenlerine yüzde 73 ve Kılıçdaroğlu ile yarışta Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da yüzde 72.70 oranında oy vererek iktidara açık desteğini göstermiş bir il olarak bilinir.
Ve fakat.
CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı, Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptali ve ardından tutuklanarak cezaevine konulmasıyla başlayan sürçte de iktidara karşı eleştirisini de gösteren ilk şehirden biri oldu Yozgat.
Özellikle Yozgatlı çiftçilerin traktörleriyle yaptıkları gösteri, hükümetin tarım politikalarına bir eleştiri olarak okundu.
Ki;
CHP'de, son seçimde yüz seçmenden ancak birinin oyunu alabildiği Yozgat'ta çiftçilerin iktidara yönelik eleştirilerini, düzenlediği bir mitingle ülke genelinde duyurmayı başardı.
Sanayi de gelişiyor elbette ancak, ülkemiz bir tarım ülkesi olarak bilinir.
Tarıma elverişli ve sulanabilen topraklarımız var çok şükür.
Ve fakat.
Türkiye'de gelirlerinin giderlerini karşılamakta sürekli olarak zorlanan ülkemizde tarım yapmak da er geçen gün zorlaşıyor.
Gübrenin yanı sıra, tarımsal ilaçlar gibi girdi maliyetleri bir tarafa özellikle mazot fiyatlarının 50 liraya yaklaştığı ülkemizde tarımsal üretimden gelir elde etmek gittikçe zorlaşıyor.
İKLİM DEĞİŞKLİĞİ VE KURAKLIK TEHLİKESİ
Mazot ve gübre fiyatları tarımdan elde edilen gelirleri zorlarken, iklim değişikliğini bir sonucu olarak değişen hava şartları da kuraklık tehlikesini ve topraklarımızın sulanma sorununu da beraberinde getiriyor.
Kuraklığın kapıda olduğunu, geçtiğimiz yaz aylarında test etti ülkemiz.
Bölgemizde özellikle fındık üretimini tehdit eden kokarca tehlikesi bir tarafa bu yıl yaşanan don tehlikesi de tarımsal üretimde gelir kaybının yaşanacağına dair kara haber gibiydi.
TARIM POLİTİKALARINI GÖZDEN GEÇİRMEK
İklim değişikliği, tarım yapmayı zorlaştıran önemli bir uyarı niteliğineyken tarım politikalarının gözden geçirilmesi gerektiği konusunda da hepimizi uyaran bir gelişme oldu.
Ve fakat.
Bu uyarıyı ne kadar dikkate alıyoruz!
Tartışılır!
20 yıl kadar önce 'iyi tarım uygulamaları' gündeme gelmişti.
Dünya gazetesinde çalıştığım yıllarda bölgemizde 'iyi tarım uygulamaları' konulu panellerin düzenlenmesine öncülük etmiş biri olarak, bu konuda bir gelişmenin olmadığını görmenin hayal kırıklığını yaşıyorum açıkçası.
Birkaç gün önce Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği Genel Müdür Yarımcılığından emekli olmuş okurumuz Mehmet Cengiz’den gelen bir mesaj, Fas'ta iklim değişikliğinin bir sonucu olarak tarımsal alanlarının sulanma sonunun önüne geçebilmek için alınan önlemleri içeren bir mesaj alınca ülkemin iklim değişikliğinin sebep olduğu değişen şartlara karşın hala önlem alınamıyor olmasını da sorgulattı ayrıca.
Şöyle ki;
Kuraklık ve su kıtlığı nedeniyle giderek artan zorluklarla karşı karşıya kalan Fas, geçtiğimiz günlerde Zagora bölgesinde karpuz ekimini kısıtlama yönünde önemli bir karar almış.
Fas hükümetinin aslında deniz suyunun, tuzdan arındırılması konusunda önemli yatırımlar yaptığı da biliniyor.
Buna karşın Fas'ta meydana gelen depremler, kuru olan bazı su kaynaklarını canlandırıyorken, buna karşın Fas'ta kapuz üretimin yaygın olduğu ve bölge halkının önemli geçim kaynağı olan bölgede karpuz üretimin kısıtlanmasına dair karar almış.
Karpuz üretimi, yöre halkının önemli geçim kaynağı olmasına rağmen, hükümet, karpuz tarımının yeraltı su kaynaklarının tüketilmesine sebep olduğu için bu üretimin kısıtlanması konusunda önemli bir karara imza atmış oluyor.
Ülkemizde kimi çiftçilerin zarara uğrayacakları biliniyorken, ülke tarımının geleceğini kurtarabilecek bu türden bir karar alınabilir miydi?
Oy kaybının oluşacağına dair kaygı nedeniyle böylesi bir kararın alınabileceğini hiç sanmam
