Geçen hafta; İstanbul Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı İl Mütevelli Heyeti Seçimleri vardı. Bir yıldır bu görevi yürüten hemşehrilerimiz; Samdef Genel Başkanı Metin Şenel ile Samkon Genel Başkan Yardımcısı Mete Koca Samsunlular adına tekrar aday oldular. Mütevelli Heyette Muhtarlardan da temsilci seçilmesine rağmen aday olacak hemşehrimiz olmadığı için adayımız olamadı.
Samsunlular kaybediyor
Gerek Metin Şenel ve gerekse Mete Koca donanımları ve dostlarımız nezdinde ki saygınlıkları ile İstanbul’daki, yetişmiş, yetkinliği olan iki güzide hemşehrimizdir. Öncelikle, Samsunluları adaysız bırakmadıkları için kendilerine teşekkür ediyorum. Her ne kadar yeniden seçilmiş olmasalar da kendileri, bizlerin ve dostlarımızın gözünde daha bir değer, takdir kazanmışlardır.
Bir yıl önce kazanılan bu seçim, maalesef gelinen nokta itibari ile kaybedilmiştir. Kullanılan oylara bakılınca ve İstanbul’daki Samsun STK’larını dikkate alınca, çok rahat kazanmamız gereken bir seçimi kaybetmişiz. Yalnızca bu seçimi mi kaybettik? Kim ne derse desin, İstanbul Samsunluları olarak önce aramızdaki samimiyeti, birliği ve beraberliği kaybettik… Şunu unutmayalım ki, İstanbul bir bütündür ve İstanbul Samsunluları da bir bütün olarak görülmelidir. Kimse kendisini ayrıştırıp Kaf dağında görmemeli…
Birbirimizi kırmak bir şey kazandırmaz
Sonra da; Tüik verilerine göre Samsun nüfusuna kayıtlı 422.629 (İstanbul nüfusunun %2.80’i) kişinin yaşadığı İstanbul’da: bir tane milletvekilimiz, bir tane belediye başkanımız, bir tane büyükşehir belediyesi meclis üyemiz, kısacası seçilmişimiz yok (bir kaç tane ilçe belediyelerinde seçilmiş meclis üyelerini dikkate almıyorum) En küçük il, 80 bin nüfuslu Bayburt İstanbul’da belediye başkan adayı çıkartıyor. Dibin dibine gelmişiz. İleri geri konuşmak, ahkam kesmek; biz şöyle büyük, böyle büyük nutukları atmak artık hiç kimseyi inandırmıyor.
Başbakan, Cumhurbaşkanı katılımı ile düzenlenen büyük buluşmalar, her defasında ya siyasetçilerin güç devşirdiği ya da provoke etmeye kalktığı toplantılar oldu. Bir türlü irade koyup İstanbul Samsunluları adına bir pozitif gelişme elde edilemedi. Bu gidişle de elde edilmesi mümkün değil.
İstanbul’da çok iyi işler yapmış gibi; Samsun’a, Ankara’ya Bursa’ya… hatta yurtdışına bölge başkanları atayıp oradaki hemşehrilerimizi de yönetmeye kalktık. Bu kendini bilmezliğin, haddini bilmezliğin, cahilliğin bir yansımasıdır ki; orada bulunan dernek, federasyonlar için de çok onur kırıcıdır. İlişkileri zedelemektedir.
Samimi olmadan sonuç alamayız
Dur durak bilmeyen çekişmeler, egoist hareketler, bu işe gönül verenleri ziyadesi ile yordu. Artık dernekler, ne federasyon, ne platform ve ne de bir başkasını kale almıyor, dinlemiyor. Bu gidişle her gün biraz daha çıkmaza doğru yol alıyoruz. Bu gidişten hiç kimseye bir fayda çıkmaz. Girdiğiniz çıkmaz sokaktan, yanlıştan geri dönün…
Artık, büyük buluşmalar yapılamıyor, salonlar dolmuyor, bezginlik küskünlük almış başını gidiyor. Allah aşkına! durun ve bir düşünün biz nerdeyiz, ne yapıyoruz? Hala sağda solda birilerine ayar verme, güç gösterisi, ayrımcılık yapmaktan yorulmadınız mı? Birilerine oyuncak koltuk mu lazım? Makam ve ünvana ihtiyaç mı var?
Bunlardan bir şey çıkmaz. Birlik olamazsak, yok olur gideriz. Gelin yeni baştan kurgumuzu yapalım. Stratejimizi belirleyelim. Samimiyetle yola koyulalım. Bunun için kimseyi örnek almamıza gerek yok. 2004’’de İstanbul’da, 2014’de Ankara’da yaptığımız etkinlik ve çalışmalar bizim için en güzel örneklerdir.
Stratejimiz olmalı
Bu arada isimler üzerinden kimseyi yıpratmayalım, insan yetişmesi kolay değil. Yetişmiş insanlarımıza da mutlak sahip çıkalım. Gerektiğinde makas değişimini yapıp daha güçlü bir şekilde yola devam etme becerisini gösterelim. Kimsenin emeği boşa gitmesin. Gereksiz yere yorulup, akıntıya kürek çekip bezgin olmayalım. Siyasilerin vesayetiyle sonuç alamayız. Mutlaka kendi irademizle ayakta durmalıyız.
Stratejisiz olmaz, mutlaka bizimde bir stratejimiz olmalıdır. Samimiyetle yala çıkalım. İstişare ederek yanlışları tekrar etmeyelim. İstanbul’da; İstanbul ve İstanbul Samsunluları üzerine odaklanalım.(Ankara, Bursa, Kocaeli; her il kendini yönetir; ancak onlarla güç birliği yapılabilir.) Siyasetin çalışmalarımıza irade koymasına izin vermeyelim.