Evliya Çelebi, ünlü Seyahatnamesi’nin onbirinci bölümünde; İstanbul şehrine getirilen yerleşimcileri anlatmıştır ve Fatih’in; hocası Ak Şemsettin’in teşvikiyle, padişah fermanı çıkararak, İstanbul’a getirdiği ilk yerleşimcilerin ağırlığını, Samsunlular’ın oluşturduğuna işaret etmiştir.
Bu yerleşimcilerden, Samsun-Çarşamba ovası halkı- Fatih – Çarşamba Pazarı bölgesine, Samsun-Sinop arası (Bafra ovası halkı) Tophane’ye ve yine Samsun’un da içerisinde bulunduğu Anadolu halkı Üsküdar bölgesine yerleştirildiği belirtilmektedir.
Ak Şemsettin Samsun-Kavak’ta yaşadı
İstanbul’a ilk yerleşimcilerin Samsun ağırlıklı olarak getirilmesinin nedeni başlı başına bir araştırma konusu olarak ele alınmalıdır. Ancak, bu konuya bir pencere açtığımızda; Samsun’un sahip olduğu kültür derinliği ve Türk-İslam kültürünün Anadolu’daki en derin merkezlerinden birisi olma özelliğini taşıyor.
Türkler’e Anadolu’nun kapısına açan 1071 Malazgirt Zaferi’nden hemen sonra, Samsun bölgesine önemli oranda yerleşilmiş olduğu görüyoruz.
Yine, Fatih Sultan Mehmed Han’ın hocası Ak Şemsettin’in, ömrünün önemli bir bölümünü Samsun-Kavak’ta geçirmiş olması da önemli bir etken olabilir.
Fatih Sultan Mehmed’in de şehzadeliği döneminde Amasya’da valilik yapmış olması bölgeye bir yakınlık duymasına neden olmuş olabilir.
Trabzon, Samsun’dan getirilen nüfusla Türkleştirildi
Hatta, İz Yayıncılık tarafından yayımlanan “Osmanlı Ansiklopedisi” 96.-97. Sayfadalarda; “İmparator David Komnenos 26 Ekim 1461’de şehrin anahtarını teslim etti. Sonuçta 258 yıl devam eden Trabzon- Rum İmparatorluğu tarihe karışmış oldu. Daha sonra, Trabzon’un doğusundaki bölgeler barış yoluyla ele geçirildi.
Böylece bütün Karadeniz sahilleri Osmanlı hakimiyeti altına girdi. Ayrıca bu sırada, Samsun, Bafra ve Niksar bölgelerinden getirilen (müslüman) Türk nüfusu Trabzon’a (ve bölgeye) yerleştirilerek şehir Türkleştirildi.
1990’lı yıllarda İstanbul-Fatih’te kurulan Samsun-Çarşambalılar derneği, Fetih yıllarında bölgeye yerleşen atalarının hatıralarını yaşamaya ve yaşatmaya başlamışlardır. Bugün, bu derneğin başkanlığın, sırtı yere gelmemiş eski dünya şampiyonumuz-yaşayan efsane Mustafa Dağıstanlı yapmaktadır.
İstanbul-Beyoğlu Tophane’ye yerleşen Samsunlular’ı ise Beyoğlu-Hasköy’de faaliyet gösteren Samsun-Bafralılar derneği bugüne taşımaktadır.
Anadolu yakası-Üsküdar’a yerleşen ilk yerleşimcilerin torunları, bugün Üsküdar-Selimiye Mahallesi’nde ağırlıklı olarak yaşamaktadırlar. Selimiye Mahallesi Setbaşı’nda bulunan Samsun Kahvehanesi, bölgedeki Samsunlular’ın bir buluşma noktasıdır.
Türkleşen İstanbul ve İslambol’dan İstanbul’a
Türkleşen İstanbul’un ilk semti Fatih, Samsun-Çarşamba bölgesinden getirilen yerleşimcilerce kurulurken; yine Beyoğlu ve Üsküdar bölgelerine de Samsun’dan yerleşimciler getirilerek bugünkü İstanbul Kültürü’nün temeli oluşturulmuştur.
Bir başka deyişle; Samsun, bugünkü İstanbul’u kuran şehir olmuştur.
Fetih yıllarını takiben, İstanbul’a getirilen yerleşimciler şehirde çoğunluğu oluşturmuş ve İslamı bol şehir olarak anılır olmuştur. Daha sonraları, bu “İslamıbol” kelimesi İstanbul şeklinde söylenmeye başlamış ve böylece bugünkü İstanbul adı doğmuştur.
Geçmişten geleceğe İstanbul
İstanbul ve çevresinde yapılan arkeolojik araştırmalar, bölgenin çok eski çağlardan beri insan yerleşimlerine sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Avrupa-Asya gibi kıtaları ve boğazlarla denizleri birleştiren İstanbul; tarih boyunca hüküm süren çeşitli uygarlıklar gereği, aynı zamanda kültürleri, medeniyetleri birleştiren bir dünya şehri olarak karşımıza çıkıyor.
İnsanlık var olduğundan bu yana her dönem bir çekim merkezi olan İstanbul; bilindiği üzere 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fetholunarak bugüne gelinmiştir.
Fatih, fethettiğinde İstanbul’un nüfusu 50 bin kadardı ve şehir; Suriçi ile Beyoğlu-Galata, Anadolu yakasında da Üsküdar’daki yerleşimlerden oluşmakta idi. Yani İstanbul; Suriçi, Galata ve Üsküdar olmak üzere üç bölgede konumlanmış bulunmaktaydı.
(Devamı Yarın)