Hiç kimse kusura bakmasın. Biz gurbette, Samsun kara sevdasına düştüğümüzde, 1995 yılı idi ve iki Samsunlunun bir araya gelip buluşamadığı zamanlardı. O zamanlarda; “Samsunlular bir araya gelemez, gelse bile bir karar alamaz, alsa bile bir şey yapamazlar…” denirdi. Ama, biz inadına yola çıktık; samimiyetle, gece gündüz çalışarak, bir elin parmağı kadar hemşehrimizle , 1996 yılında “Samsunlular Birliği’ni” kurduk. Daha sonra, “İstanbul Samsunluları ve Dernekleri Birliği” adıyla yola devam ettik. Bu meyanda görev alan, emek veren, katkı sağlayan bütün hemşehrilerime teşekkürü bir borç biliyorum.
1997 yılında Gülhane’de ilk “Büyük Samsun Buluşması’nı” gerçekleştirdik. 16-19 Mayıs 1919’un yıldönümünde, İstanbul’dan Samsun’a hareketi canlandırdık ve 2004 yılında dünya rekoru Türk Bayrağını İstanbul’dan Samsun’a getirdik. İlk feshane etkinliğini yaptık. 30 bini aşkın Samsunlunun yer aldığı en büyük organizasyonu gerçekleştirdik. 2004 yerel seçimlerinde 6 hemşehrimizin belediye başkan adayı gösterilmesine lobi desteği verdik. Dörder hemşehrimiz, İbb meclis üyesi ve il genel meclisi üyesi seçildi. Bir hemşehrimiz ibb imar komisyonu başkanı, bir hemşehrimiz de İstanbul Valiliği encümen üyesi oldular. 2004 yılı kasım ayında ilk federasyonumuz Sadef’i kurduk ve 2005 yılı mayıs ayında yapılan kongre ile görevi yeni arkadaşlara devrettik.
Başbakan, Cumhurbaşkanı ağırladık, ama…
İlk temellerin atıldığı, ilklerin başlatıldığı yılların bir paylaşanı, bir emektarı olarak, bugüne ve geleceğe yönelik söyleyecek sözlerimiz her zaman olacaktır. Bu günkü noktaya öyle kolay gelinmedi. Birilerinin kalkıp kendisini milat görerek, her şeyi kendisiyle başlatmas,ı ancak ve ancak cahillik ve bir acizlik ifadesi olur. Önemli olan alınan sonuçtur. Hiçbir olumlu sonucun olmadığı bir yerde; çok büyük laflar etmek, muhteşem şekilde lanse edilmek, komik olduğu kadar İstanbul Samsunluları adına üzücü ve çok acı vericidir.
İstanbul Samsunluları olarak, Büyük Buluşmalarımızda bakanlar, Başbakan, Cumhurbaşkanı ağırladık; salonlar, alanlar doldurduk, ama hiçbir netice alamadık. Seçilmeyi bıraktık, hiçbir adayımız da olmadı. Boşa emek harcadık. Hiçbir işe yaramadı. Çünki; hedefi, amacı belli olmayan emek, bir işe yaramıyor. Ben bilirim, ben yaparım, ben varım derseniz; alacağınız sonuç hezimet olur ve asla değişmez. Her konuyu, bilgi sahibi kişiler ile geniş anlamda istişare etmek, esas olmalıdır. Mutlaka kolektif akıldan yararlanmalıyız. Siyaset, hiçbir zaman bizim üzerimize irade koymamalı. Siyaset cambazlarına prim vermemeliyiz.
Birlik yoksa, hiçbir şey yok…
Gidişat hiç ümit verici değil. İstanbul’da yüzlerce dernek, on iki federasyon ve konfederasyon bu gidişle ancak kişilere kartvizit olabilir. Bu bölünmüşlükle, bir araya gelmemekteki ısrarla başka bir sonuç alamayız. Kimse kimseyi kandırmaya kalkmasın. Birlik yoksa, hiçbir neticede olamaz. Bu arada, olabildiğince keskinleşen taraftarlık ta ayrı bir sıkıntı; unutmayalım, biz hepimiz Samsunluyuz. STK’lar birlik için, kucaklaşmak için vardır. Bizler, ahmedin mehmedin adamı değil; KurtaranSamsun’un adamı, Samsunluların adamıyız…
Samkon’a aday olan; gerek mevcut başkan Sezgin Gümüş ve gerekse kurucu başkan H.Kaya Aşçı bir ve bütün olarak, güçlü bir liste ile birlikte seçime gitmezlerse, kaybeden Samsun ve İstanbul Samsunluları olacaktır. Samsunluların kaybettiği bir yerde kazanan olmayacaktır. Eğer bunu görüp te hala ısrar ediliyorsa, bunca yılların emeği bir kalemde silinip atılıyorsa, egolar yenilemiyorsa, aklı selimle hareket edilemiyorsa, her zaman önder ve örnek olmuş İstanbul Samsunlularına bu hezimet yaşatılıyorsa, yuh olsun, yazıklar olsun!..
Sayın Remzi abiciğim, bugünlere gelene kadar emek veren siz değerli büyüklerimizin, hatta sizi Onursal Başkan yapanlar, sizi delege bile yazmamıştır yuh olsun. Alakası olmayanları yönetimden delege, federasyonlara tanınmayan bilinmeyenler delege yazılıyorsa, kağıt üstü hayaller kuranlara da yuh olsun.