Samsun'da seçim süreci başlayınca bir şey çok belirgin olarak ortaya çıktı.
Samsun'un sorunları.
Bu kentin o kadar sorunu var ki; adayları dinle hepsini tek tek öğren.
Zaten seçim stratejilerini de onun üzerine kurdular.
Aşağıda yazacağım sorunlar yumağını seçimden önce duymak zordu.
Çünkü, siyaset böyle bir şey.
Pandoranın kutusu açıldı, ne kadar rezalet varsa döküldü.
Mesela:
AK Parti'nin Büyükşehir Adayı Halit Doğan ne diyor;
Daha hızlı, daha ileri, daha güçlü.
Ve sihirli cümle 'Samsun için.'
Çok doğru.
Samsun kaplumbağa hızıyla ilerledi bir çok konuda.
İstihdamı çözemedi, çünkü sanayi yatırımlarını alt yapısını tamamlayamadı.
Trafik zaten karınca hızıyla gibi.
Akşam saati olunca her yer kilit.
Şimdi AK Partili SBB adayı Doğan söz veriyor.
İş sahaları artacak, istihdam oluşturulacak. İş insanlarının sorunlarını çözeceğiz.
CHP'nin SBB Adayı Cevat Öncü;
Destek olun bize değiştirelim diyor vatandaşa.
Vatandaş sıralıyor sorunları;
*Her yağmurda sel oluyor, çözün,
*İşsizlik var çözün,
*Trafik berbat, çözün,
*Samsun betonlaştı, çözün,
O da 'Değiştirin, çözelim' diyor.
Gelelim Yeniden Refah Partisi'nin SBB Adayı Adem Güney'e.
Çok net bir şey söylüyor.
Akçeli işlerde dürüst olan ahlaklı belediye gerekli.
Samsunlular kentine sahip çıksın diyor.
Ne günler gördü Büyükşehir Belediyesi'nde Samsunlu.
Yolsuzluktan cezaevine giden Mali İşler Daire Başkanı'nı yaşadı Samsun.
Hem de SBB Başkanı Mustafa Demir'in A Takımı’ndan bir isim.
Cezaevine girdi, rüşvet suçlamasıyla.
Güney doğru söylüyor; 'Önce ahlak.'
Gelecek Partisi'nin SBB Adayı Mustafa Yeşilyurt da eski AK Partili bir isim.
O da sıkıntıları biliyor. Çünkü bu kentte yaşıyor, bu şehirde ticaret yapıyor.
Karamsarlık yıkılacak boşuna demiyor.
Çekişmeler son bulacak diyor.
Yani oturun hep beraber, nasıl yönetildiğimizi düşünün. Tek tek adaylar açıklıyor.
Mevcut Büyükşehir yönetiminin, 'ortak akıldan uzak' yaptığı işleri bir hatırlayın.
Bu kentin 'kalbindeki Kürtün Vadisi'ni imara açmayı planlayan bir Başkan Mustafa Demir var.
Cumhuriyet Meydanı'nı yıkarak kentsel döşünüm için çabalayan.
İlginç ama tebligatlar yolluyormuş yine mülk sahiplerine.
Olacak iş mi seçim üzeri.
Onu da AK Parti yönetimi düşünsün.
37 gün kaldı, tek tek Samsun'un tepki göstereceği her şey için tuşlara basıyor.
Bu kenti bilenler, bu kentte yaşayanlar, bu kentte ticaret yapanlar, seçimden sonra da yine aynı bu sorunlarla yüzleşecek olan adaylar;
"Tüm sorunları ortaya koyuyor."
Haklılar da.
Çünkü hepimiz aynı kaderi yaşıyoruz.
Sorun hepimizin.
Bu kente seçimden seçime gelenler de yok değil elbette.
Onların ‘Bendensiniz’ vaatlerini görünce; 'günü kurtarma peşinde olabildikleri hemen anlaşılıyor.'
Çok eskilerden kalma 'Tütüne kim ne fiyat veriyorsa, ben 5 lira fazlasını veriyorum' mantığı.
Kentin gerçek sorunlarından uzak vaatler.
Çünkü çok duyduk bu işleri.
Bu kentin sorunlarını, bu kentte kazanan, bu kentte yaşamını geçiren adaylardan öğrenmek mümkün.
Zaten istihdam, vizyon, gelişme olursa ekonomik sorunlar aşılır.
Kimsenin 'Benden' sözüne de gerek kalmaz.
Boş, saman alevi gibi vaatler yerine, bu kentin insanlarının söylediklerini dikkate almak gerekir.
Zaten Samsun seçmenini tanıyan, bilen ‘böyle boş vaatlere kanmayacağını da bilir.’
Sorun orada.
Bu kentte, yağmur sonrası sel felaketini yaşayanların.
Tıkanan trafikte evine, işine gidemeyenlerin.
İşsizliği buram buram yaşayanlarla her gün sokaklarda karşılaşanların.
O sorunları yaşayan adayların söyledikleridir inandırıcı olan.
Gerisi hikaye.
Seçim biter, evine gider.
Bir daha ki seçime kadar ara ki bulasın.
O nedenle;
Samsun'un sorunlarını bu kentte birlikte yaşayan 'her adayın sözünü önemsiyorum.'
Hepsi bu kentin gerçekleri...
Bazılarının vaatleri ise '31 Mart akşamı';
Bir başka seçimde ajandadan çıkarılmak üzere’ çoktan Ankara yoluna çıkmış olur.