Şüphelenmekte haklıymışız.
Seçime üç gün kala mesaisi biten başkan neden Milli Park'a 'çalışması aylarca sürecek' bir iş için doğa katliamı yaparcasına dalar diye, çok düşündüm.
Kaldı ki; KTÜ'den aldığı raporu gerekçe gösterip alelacele iş makineleriyle girdiler güzelim doğaya.
Belediyeden eşyalarını toplaması gerektiği sürede o iş başındaydı.
Eski Başkan Mustafa Demir'den söz ediyorum elbette.
Yeniden aday yapılmamasına rağmen, ağaç, toprak demeden önüne kattı, Samsun'u da şaşırttı bir anda.
Gerçek fikri ne diye, huylanmamak elde mi?
Neden, neden diye bir sürü soru.
Heyelanı bahane ediyor, KTÜ'nün raporunu gerekçe gösteriyor ama neden seçime 3 gün kala.
Neden yeni gelecek başkana bırakmadan çalışmaları başlatıyor.
Ve işin ilginci, ne Orman Müdürlüğü ne de kendi alanında doğa katledilmesine rağmen Doğa Koruma ve Milli Park Bölge Müdürlüğü de ses çıkarmıyor.
Müdürlüğünün adı da Doğa Koruma; şaka gibi.
KTÜ'nün verdiği rapor tam 78 sayfa.
Doğa katliamını seyreden izin veren bürokratlar okudu mu bilmiyorum.
Raporu edindim.
Okudum.
Ağaçları kes, yollar aç gibi bir şey göremedim.
Gördüğüm tek şey, 'çok riskli bir alan, inanılmaz bir maliyet ve yapılacak işlemin sakıncalarını anlatan bir çok ayrıntılı dayanak.
Elbette bir uzman görüşüne ihtiyaç vardı, buldum.
Öncelikle, konunun üzerine gittiğimizi gören, Samsun'u seven SAMÜ Öğretim üyesi Jeoloji Mühendisi Doç. Dr. Cem Kılıçoğlu'na teşekkür ederim.
Hoca bizleri öyle aydınlattı ki;
SBB'nin ve Demir'in raporu 'tersten okuduğunu anlamakta zorlanmadım.'
KTÜ'de raporu hazırlayan uzmanlar işlerinin ehli.
Rapor da zaten 'olumlu değil.'
Bölgede böyle bir çalışmanın ne kadar zor olduğunu anlatan ve neler yapılması gerektiğini belirten bilimsel bir rapor.
Cem hocaya sordum.
Neden başlamışlar o zaman.
Bölgede çalışma o kadar riskli ise, sonuç almak için milyon dolarlar gerekiyorsa, rapor da bunu anlatıyorsa, yol kenarında bulunan şahıslara ait arazileri korumaya yarayacak bu işe neden başlanmış.
Soru çok.
Aklımda deli sorular var derken bunları kastediyordum.
Cem hocadan bilgileri aldıkça da şaşırdım.
Böyle durumlarda ağaçlar kesilmez, toprakla hiç oynanmaz.
Çok köklü bir çalışma yapmak isteyen maliyeti inanılmaz boyutlara çıkar.
Cem hocaya tekrar sordum.
Kamu yararı var mı?
Yok, kamu yararı yok. Belki perdelemeler yapılabilir ama bu yapılan işlemlerle ilgisi yok onun da.
Şimdi tabi ki herkesin aklına şu soru geliyor.
Gerçek fikri neydi?
Ne amaçlanıyordu?
Turistik amaçlı bir şeyler mi yapılacaktı?
Bungalov evler filan.
Eğer bu iddialar doğruysa Allah akıl fikir versin.
Samsun'da sanki heyelan riski olmayan Milli Park içinde kalmayan yer kalmadı.
Sonuç olarak, dün konuyu Samsun Valisi Orhan Tavlı'nın basın birimine ilettim.
Raporu okumaları gerektiğiyle ilgili bilgi paylaşımında bulundum,
Ayrıca Orman İşletme Müdürü ile de konuştum.
Ağaç kesimine izin verilmemesini, raporu bir bilene yorumlatmalarını söyledim.
Ayrıca Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan ile de telefonla görüştüm.
Durumu anlattım.
Doç. Dr. Cem Kılıçoğlu ile görüşüp bilgi alacak.
Doğan, "Biz çalışmaları durdurduk. Raporu da inceleteceğiz. Kamu yararı bizim önceliğimiz olur" dedi.
Neden o kadar alana yol yapıldı, neden ağaçlar katledildi bilmiyorum.
Ama bildiğim bir şey var;
Uzman görüşü, o rapora göre bu çalışma olamaz. Çünkü altından kalkamayacak kadar maliyetli.
Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesini düşününce, zaten 'imkansız görünüyor ama';
Demir'in gerçek fikri ne onu merak etmiyor değilim.
Aklıma kendi iş yerleri olan otomotiv şirketlerinin binaları da bölgeye yakın acaba, diyorum ama;
Yok artık denilecek kadar 'şüpheli bir yaklaşım olur.'
KTÜ'nün raporunu kendi tam olarak okudu mu, yoksa ortasından, sonundan bir yerlere mi baktı, tersten mi okudu bilemiyorum.
Ancak; O doğa katliamına izin veren bürokratların da tam olarak inceletip, bir uzmana yorumlattıklarından da emin değilim.
Saldık çayıra Allah kayıra şeklinde bir durum var ortada.
Ne için yapıldığı net bilinmeyen, tahminler yürütülen bir işlem nedeniyle onlarca ağaç gitti.
Riskli heyelanlı alanların üzerinde yollar açıldı.
Ağır tonajlı iş makineleri gezdi.
Bir yetkili de çıkıp, "Başkan bir dakika, seçime 3 gün var, yeni gelen başkan gelene kadar bekleyelim, bekletelim demedi.'
İşte en çok da buna şaşırıyorum.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Bölge Müdürü ise 'ne iş yapar, doğayı nasıl korur onu hiç anlamış değilim.'
Bazen düşünüyorum da;
Yazık oluyor bu kentte.
Ve her zaman siyasilere de söylerim;
Samsun gibi doğasıyla eşsiz olan Milli Mücadele şehrini anlamayan, anlayamayan, kazanımlarına sahip çıkmayan bürokratları bu kente atamayın.
Katkı veremedikleri gibi, yarardan fazla zararları oluyor.
Sonuçta kaybeden Samsun oluyor.