Muhtemelen bugün şunları yaşayacağız..
Kurbanlığımızı keserken, daha Bismillah kurbana bıçak vurulmadan elinde torba olan bazı kişiler gelecek.
Selam verip, Maşallah, Allah kurbanınızı kabul etsin diyecek..
Sonra biri sizin kurbanlığın başında kalacak diğerleri, başka kurban kesen vatandaşların yanına gidecek..
Muhabbet aynı..
Sonra bir araba da sizin kurban kesim yerinizin yanına doğru yanaşacak..
Kurbanın başında sizinle birlikte bekleyen 'muhtemelen sakallı' arkadaş, "kurban derinizi" bize verir misiniz diye soracak..
Daha siz 'nereye demeden', bir köydeki Kur'an Kursu, ya da bir cami ama genellikle bir öğrenci yurduna aldıklarını söyleyecekler..
Kurban derisiyle başlayan pazarlık, kurbanın bacaklarından, kellesine kadar sürecek..
Bir çok kişi Türk Hava Kurumu'na vereceğini, söyleyecek ama iş öyle olmayacak tabii ki..
Çünkü yıllardır yaşadığımız o sorunu yaşamaya başlayacağız..
THK'nın ya az aracı vardır, ya bir köydeki kurbanlığı almaya gitmiştir, ya da bir hattaki araç arıza yaptığından geç kalmıştır..
Ara ki bulasın THK'nın aracını..
Kurbanlık kesimi bittikten sonra, aynı kişiler yine çevrede dolaşmaya başlar..
O sırada kurban sahiplerinin çoğu THK'nın aracını aramaktadır..
Ama yoktur..
Ben bir kaç yıldır Jandarmadan rica edip, gördüğünüz zaman bize yönlendirin diye rica etmeme rağmen saatlerce beklemek zorunda kaldım..
Sonuçta o 'muhtemelen sakallı arkadaşlar' yeniden çevrede belirir..
Onlarla birlikte bir araçta yol kenarında ilerlemektedir..
Kurbanı kesen vatandaş, önce kurban derisi için THK'nın aracını bekliyorum, derse de 'ya gelmezse diye düşünüp', en azından bacaklardan ve kurbanın kafasından kurtulur..
'Nereye gideceğini sadece kişilerin beyanına göre öğrenebilen' vatandaş, böylece ilk kurban parçalarını vermiş olur..
Sonra arabasını kestiği kurban etleriyle iyice dolduran vatandaş, deriyi ne yapacağını düşünmeye başlar..
Çünkü o beklediği THK'nın aracı bir türlü gelmemiştir..
Zaman geçer, yoldan son kez bir daha bakar, gelen araç var mı diye..
THK'nın aracı yoktur ama o malum arkadaşlar çok yakındadırlar..
Ya bir ağaç altından ya da bir kaç metre uzaktaki arabadan 'kurban derilerine' bakmaktadır..
Sonuç beklendiği gibi olur..
THK'nın aracı bir kaç dakika içinde gelirse, deriyi verirler..
Gelmezse, "Ben Allah için kestim kurbanımı. Allah kabul etsin der' ve ortaya bırakmaktansa, o arkadaşlara deriyi verir..
Geçtiğimiz yıl iki saatten fazla beklememe rağmen ulaşamadığım THK aracını, son anda yolda giderken görmüştüm..
Ama onlarca kişi derisini hiç tanımadığı ve sadece 'beyanlarına göre bir hayır işinde kullanacaklarını söyleyen kişilere vermek zorunda kaldı'..
İlkadım Kurban Pazarı'nda görevli THK aracındaki görevlilerin mazereti de her yıl söylediklerinden farklı değildi...
'Başka hatta gitmek zorunda kaldık. Oradaki araç arıza yapmış ta"..
Umarım THK bu yıl geçtiğimiz yıllar gibi yapmaz da, vatandaşı çaresiz ve mecburi bırakmaz..
Tüm okuyucularımızın ve İslam Alemi'nin mübarek Kurban Bayramı'nı kutlarım..
Not: Tatile çıkacaklar lütfen hız yapmasınlar ve kurallara uysunlar. Kurban bayramında trafik canavarının kurbanı olmasınlar, sevdikleriyle mutlu ve sağlıklı bir bayram geçirsinler..