Seçim öncesi 'ortak akıl, birlikte yönetim, halkın öncelikleri, talepleri' önemli diyen bazı siyasilerin;
Her ne hikmetse seçilip koltuklarına oturduğunda ilk unuttukları 'öncelik onun' dediği halk olur.
Yani vatandaş.
Ne öncelikleri dikkate alınır, ne bir sorunu olduğunda kendine muhatap bulabilir.
Ve de en önemlisi, 'sen önceliğimizsin' diyen ve oy isteyen vatandaş onu tekrar ancak seçimde görür.
Yani seçmen olduğu zaman.
Normalde görüşleri çok dikkate alınmayan vatandaş, işte bu nedenle 'seçmen' pozisyonuna geldiğinde bir anda yeniden 'öncelikli hale gelir'.
Bunun tek nedeni vardır.
OY,OY,OY..
Her milletvekili, her belediye başkanı için aynı şeyi söylemesem de;
Büyük bir oranı yazımın girişinde olduğu gibi sonuçlanır.
İşte seçimler o nedenle önemlidir.
Demokrasi o nedenle vazgeçilmezdir.
Sandık, o nedenle önemlidir.
İyi ki seçimler var ki; vatandaşın seçmen olduğu hatırlanır ve yeniden kapısı çalınır.
İşin aslı;
Partili değil de seçmen, öncelik denilen ama öncelikleri dikkate alınmayan vatandaş gibi davranabilsek, işler çok daha güzel olur.
Seçmene verdiği sözleri tutmayan, önceliklerini önemsemeyen başkan ya da vekil, bundan ders çıkarabilir.
Maalesef öyle olmuyor.
Seçmen seçim zamanı gelince, vatandaş olarak ne kadar taleplerinin ötelendiğini unutabiliyor.
İşte demokrasi de bu aslında.
Kendi özgür iradesi.
Ancak vatandaş şunu iyi bilmeli.
İki konuda 'her zaman siyasilerin' kendilerini hatırlamasını sağlayabilir.
Beğenmediği isme 'anketlerde partisine bakmaksızın hayır diyebilir'.
Bu tarafı olduğu gibi, siyasi partiye zarar veren bir durum da olmaz.
Ama o anketi yapan partiye önemli bir mesaj verebilir.
Doğru adayla yola çıkmasını sağlayabilir.
Bence sandıktan daha önemli nokta, vatandaşın ilk sarı kart göstereceği yer budur.
Yani anket dönemi.
Bunu neden yazıyorum;
Bu hafta ve sonrasında bir çok anketör, telefonla ya da sokakta, evinin önünde, işyerinde sizlere 'Mevcut belediye başkanından memnun musunuz' diye soracak.
Gerçek fikrini söylemelisin.
Seni ve önceliklerini, beklentilerini karşılamamışsa, seni unutmuşsa, önemsememişse, seçimde seçime kapına geliyorsa;
"Beğenmiyorum' diyebilmek seçmenlik hakkın.
Kimi aday görmek istiyorsun diye sorulursa da;
"Bu aday benim önceliklerimi daha önemser" diyebileceğin kişileri sıralamalısın'.
O zaman kentimiz daha gelişir, istihdam artabilir, Samsun daha huzurlu olur.
O nedenle şu an içinde bulunduğumuz durumda hepimiz vatandaş olduğumuz gibi artı seçmeniz.
Bizlerin demokratik tercilerimizi yapacağımız an, 'bu an'.
Taraftarı olduğumuz parti hangisiyse, en doğru adaya yöneltmenin tam zamanı.
Sandıkta oy kullanma farklı, beğendiğin başkan veya adaylar çok farklı.
Ben seçmenin 'belediye başkanlarına', vekillere ancak anketlerle sarı kart göstereceğine, hatta uyaracağına inanıyorum.
Sandıktan ders çıkmaz mı?
Yüzlerce ders niteliğinde sonuçlar çıktı.
Samsun'da ve İlkadım'da bunları yaşadık.
Hem AK Parti yaşadı, hem de CHP.
Öncesinde ANAP, MHP.
Ama şimdi anketler zamanı.
Sandığa daha var.
Önce anketlerde bütün siyasiler için 'doğru adayların' çıkması için gereği yapılmalı.
Bu Samsun'un ve ilçelerin daha iyi, daha huzurlu yönetilmesi için, partilerin aday belirlemesine yardımcı olunması için gerçekten çok önemli.
'Yoksa daha çok keşke deriz'..
Evet 5 yıl çabuk geçiyor ama 'Samsun adına kaybedilen yıllara yazık oluyor'.
Bir seçmen olarak 'sorumluluklarımızı bilmemiz gerekiyor'.
Sandık öncesi, 'ankette' doğru isimler verilirse;
Her siyasi parti için söylüyorum;
Kimse 'sandığı riske atmaz'..
Halk kimi isterse onun şansı artar.
Doğrusu da bu.
Listeler umarım çoğunluğun sesi olur.
Bu arada bu hafta ve 15 Aralık tarihine kadar AK Parti ve diğer partilerin anket çalışmaları olacak.
Belki sonrası için de.
Söylediklerimi iyi düşünmek gerekir.
Samsun için.
Patron sizsiniz..