Samsun Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri Nisan ayından itibaren 'hızlanacak' gibi görülüyor..
Şimdilik üç aday..
İlki şimdiki Başkan Zeki Murzioğlu..
Bir diğeri Murzioğlu ile birlikte yola çıkan ve Murzioğlu yönetiminin projelerinde 'önderliği üstlenen' ancak sonra da yollarını ayıran TSO eski Başkan Yardımcısı Servet Keskinsoy..
Ve bir diğer aday da AK Parti eski Milletvekili Fatih Öztürk..
Her ne kadar 'resmen açıklamasalar da' 3 adaylı bir seçim süreci devam ediyor..
Son düzlükte neler olur, neler değişir şimdiden bilmek zor..
Ama bildiğim bir şey var, Murzioğlu gibi Keskinsoy ve Öztürk de guruplarla çalışmalarını 'alttan alttan' sürdürüyor..
Öncelikle mevcut Başkan Zeki Murzioğlu'nun yni söylediği bir şey var mı diye bakıyorum..
Hiç bir şey 'görmüyorum' desem yeridir..
Hatta bırakın yeni bir şeyler görmeyi, "İhracatı çok çalıştık ama artıramadık gibi' yakınmaları izliyorum..
Oysa Başkan Murzioğlu, yakınma değil, çözüm noktasında oturuyor ama sanki bunun farkında olmadan söylüyor bu sözleri..
Eğitim yaptıklarından, birebir çalışma yaptıklarından bahsediyor ama geçtiğimiz günlerde Ticaret Borsası Başkanı Sinan Çakır, çok farklı şeylerden bahsediyordu..
Yeni ihracatçılar bulmamız gerekir, hatta teşvik etmeliyiz, destek olmalıyız, diyordu..
Aynı kentteki iki kuruluş birbirinden bağımsız bu şekilde açıklama yapıyorsa, bir paradoks var ama nerede?..
Başarısızlığın nedeni ne o zaman?..
İşte bunu sorgulamak yerine rakamlara boğulan açıklamaları hiç mi hiç anlamıyorum.
Teşhis koymadan tedavi etmeye benziyor ki; o hasta haliyle ölür..
Sonuçta da Samsun'da öyle olmuş zaten.. İhracat istenilen seviyede değil..
Bunun suçlusu herhalde 'sokaktaki vatandaş değil'..
Samsun ekonomisinde söz sahibi olanlar, başka illerin başardığı başarıyı, kara, hava, deniz, demiryolu ulaşımı olan bir kentte neden başaramıyor onu kendilerine sormalı öncelikle..
Bunu kamuoyuyla paylaşırken de 'başaramadık demek yerine' şu şu eksiklerimiz var ve bu yüzden sonuca gidemiyoruz demeli..
Yani bu kentin bir yerlere gelebilmesi için gerekirse 'eleştirmeli'.. Ucu nereye dokunursa dokunsun, oturduğu koltuğun hakkını vermeli..
Sorun neredeyse ortaya koymalı..
Çünkü çözümü de yine bu kent bulacak. Siyasetçisiyle, bürokratıyla, sivil toplum örgütleriyle 'masaya yatırıp' sonuca gitmeli..
Ama Samsun'da olaylar bu şekilde gelişmiyor..
Zeki Murzioğlu, başkanlık koltuğuna talip olduğunda, bir ço projeyle gelmişti. Hatta KOBİ'nin başkenti olacaktı Samsun yanlış anlamıyorsam..
Uçacaktı bu kent..
Başkent olduk mu?..
Uçtuk mu?..
Hadi bir kaç kez Rusya'ya uçtuk ama o da turistik gezi gibi oldu. Bir süre sonra 'Rusya ile Türkiye arasında krize' yol açabilecek kadar sert açıklamalarla, nihayetlendirdik 'uçma olayını'..
Bırakın uçmayı, yaya kaldık..
Bunu başaramayan bir kent, ihracatta istenilen başarıyı elde edip etmemekten söz etmemeli aslında..
Hatalarını ve eksiklerini ortaya koymalı..
Bunun için de iyi bir yönetim oluşturmalı..
Projelerle ortaya çıkanlar, eğer o projeleri hayata geçirememişse de 'Kusura bakmayın başaramadık, diğer arkadaşların yolunu açalım' demesini de bilmeli..
Açıkçası kendi adıma Zeki Murzioğlu konuşurken bir heyecan duymuyorum..
Çünkü yeni bir şey duymuyorum.
Peki diğer adaylar Samsun'a ne kazandırabilir..
İşte bu da çok önemli..
Çünkü Türkiye'de, "Başka kime oyunu vereceksin kardeşim" diyerek, futbol takımı tutar gibi sandığa giden bir seçmen türü mevcut..
Bu yıllardır değişmeyen bir gerçeğimizdir..
O nedenle Samsun eğer kabuğunu kırmak için bir çaba harcamak istiyorsa, adayların isimlerini kapatıp, yapılabilir ve sürdürülebilir projelerinin olup olmadığına bakmalılar..
Gerçekçi ve uygulanabilirliğini masaya yatırsınlar..
Bir kaç seferden sonra 'uçmayacak uçak' proje diye lanse edilecekse, Samsun daha çok 'ihracatta istenilen rakama ulaşamadık diye' toplantı yapar..
Servet Keskinsoy ve Fatih Öztürk, eğer varsa yeni ve gerçekçi projelerini kamuoyuyla paylaşmalı..
Gazetemiz, Nisan ayından itibaren kamuoyu için Samsun'un geleceği için bu konuyu masaya yatıracak..
Samsun TSO seçimlerinde 'en iyi tercihin yapılması için' çabalayacak, kamuoyunu bilgilendirecek..
Adayların projelerini habere konu edip, tartışmaya açacak..
Bunu bu kent için bir zorunluluktan daha çok görev olarak görüyoruz..