Yaklaşık 4,5 yıldır Samsun'da Büyükşehir Belediyesi'nin;
*Tarım arazilerini imara açma,
*Kamulaştırma
*Bina yıkma
*Yeşil alanları betonlaştırma,
*Arsaları satma
*Tarlaları satma
*Binaları ihaleyle satılığa çıkarma,
*Sosyal Tesislerin kiralanması,
Gibi birçok 'emlak işi' gündemden hiç düşmedi.
Dahası da var.
Mesela 'Kürtün Vadisi'ni, heyelanlı ve birinci derece tarım arazisi olmasına rağmen 'imara açma çalışmaları' da hep gündemimizde zaten.
Kaldı ki oranın bir farklı yönü de var; İmara açma çalışmaları öncesi 362 dönümlük Deveci armutlarının anavatanı olan toprakları, AK Parti'nin eski il yöneticisi satın aldı.
Anladık, Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin bir emlak daire başkanlığı vardır da;
Samsun'un öncelikleri, mal varlıklarını satmak, yapılanları bozup yenisini yapmak, betonlaştırmaya tam gaz devam etmek mi?
Sosyal belediyecilik dururken, 'emlak ofisi gibi çalışmak nereden çıktı?'
Hangi dönemde böyle bir 'emlakçılık önceliği' gördük.
Önceki gün SBB'nin önünde protesto gösterisi yapan Marina Dayanışma Platformu üyelerinin ellerinde öyle güzel bir pankart gördüm ki;
Bizlerin de aklın yolu bir dercesine sürekli dile getirdiğimiz sözler slogan olmuş artık.
"Marinayı bırak
Altyapıya bak"
Evet gerçekten.
Samsun'un öncelikleriyle uğraşmak yerine 'emlak ofisi gibi çalışan SBB', Samsun'un sorunlarına 'ne zaman el atacak?'
Birkaç noktada altyapı çalışması yapmayla mı çözmeyi planlıyor 'su taşkını sorununu' yoksa göz boyama mı yapıyor?
Dostlar alışverişte görsün misali.
SBB'nin seçimlere 5 ay varken,
Kurupelit Marina'ya yeni imar planı yapıp, 'noter gibi çalışan SBB Meclisi'ne onaylatmasıyla', Samsun'un kaderiyle oynamak ne kadar doğru?
Evet yanlış duymadınız.
Cumhur İttifakı'nın AK Parti'li ve MHP'li üyelerinin oluşturduğu meclis üyeleri 'noter gibi', geleni onaylıyor.
Kaldı ki noter işini yaparken hukuka uygunluk arıyor.
Bizim SBB Meclisi'nin onayladığı imar projeleri de hukuka takılıp geri dönüyor.
Hooop sonra yenisini onaylıyorlar.
Sorgulamak yok, hukuka uygunluk aramak yok, kentin yaşayanlarının onayı olup olmadığıyla hiç ilgileri yok.
Şimdi Atakum Kurupelit Yat Limanı'nı doldurup, 200 metre açığa 'yeni yat limanı' yapılmasını öngören imar planı, SBB Meclisi'nde onaylandı.
Neye göre?
Kaçı inceledi acaba projeyi.
Marina Dayanışma Platformu üyeleri, Samsun Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Binası önünde kararı protesto ederken, 'Emlak şirketine' döndürdükleri belediyeden kimse çıkıp, "Gelin sizi ikna edelim, anlatalım demedi'.
Halktan ve bilimsel çevrelerden köşe bucak kaçarak, tüm belediye olanaklarını kullanarak, park, yeşil alan, vadi, deniz demeden yıkıp, satma, kiralama, betonlaştırmaya bu kentin insanlarının rızası var mı?
29 Mart 2019 seçimleri öncesi;
100 mega projenin neresinde vardı, bu satma, sosyal tesisleri kiralama, yapılanları yerle bir etme, tarım arazilerini imara açma.
Var mıydı?
Yargı kararlarıyla böyle oynamak, arkasından dolanmak, bunu yaparken de meclisi kullanmanın neresi doğru?
Seçime kalmış şurada 5 ay.
Sandıktan bir güvenoyu alıp yapsa kimsenin diyecek sözü olmayacak.
Ama daha aday yapılıp yapılmayacağı belli olmayan SBB Başkanı Mustafa Demir, aday yapılmazsa döneminde bitiremeyeceği işler için 'Bu kentin kaderiyle oynuyor'.
Kaldı ki, platform üyelerinden temsilciler, 'Bu projenin hatalarını, nelere mal olacağını komisyonda anlatmak istedik, alınmadık. Yasada belirtilmiş katılım hakkımız gasp edildi' diyerek, demokratik haklarının kullandırılmadığını bağıra bağıra anlatıyor.
Akademik odaları dinlemeyen, gerçeklerle ve halkla yüzleşmekten kaçan bir Büyükşehir Belediye yönetimi var.
İçme suyu davasında 'zamların iptali ile ilgili karar çıkmasına rağmen uygulanmadı'.
Haklarında suç duyurusunda bulunuldu.
İktidar olmanın verdiği güçle, şimdilik birçok şeyi önleyebiliyorlar ancak, kaybeden bu kent oluyor.
Samsun'un yaz-boz tahtasına çevrilmesine ne yazık ki, AK Partili 'Etkin vekiller de' duyarsız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat Maraş depreminden sonra 'Heyelanlı arazilere bir daha konut yapılmayacak, tarım alanlarında betonlaştırılma olmayacak, buna diğer yetkililer de izin vermesin' derken;
Samsun'da yatay mimari adı altında Kürtün Vadisi betonlaştırılmak isteniyor.
Marina'nın doldurulup, üzerine ne yapılacağıyla ilgili tek söz söylenmeden yeni marina yapılmak isteniliyor.
Sahili betonlaştıran bir zihniyet iş başında.
Samsun Valiliği, Sahil Güvenlik Komutanlığı, DLH'nın ve Toprak Koruma Kurulu üyelerinin hemen hepsini aslında 'birçok noktasından ilgilendiren durumlar yapılıyor' SBB tarafından.
Tarım arazilerinin imara açılmasından, sahildeki binaları satmaya, sahilde marinayı doldurmaya kadar birçok konunun 'tek tasarrufunun' tek elde toplanması düşünülemez.
Her kurum sorumluluk alanında konuya müdahil olmalı ve kamunun, vatandaşların hakkını korumalı.
Sahipsiz bir kent mi Samsun?
AK Parti İl yönetiminin yanı sıra muhalefet partileri de, sonuna kadar Samsun'un kazanımlarının, bir kişinin isteği doğrultusunda yangından mal kaçırılırcasına, seçime 5 ay varken yok edilmesi karşısında sessiz kalmamalı.
Samsun'da protesto gösterisi yetmiyorsa, konu Ankara'ya daha üst mevkilere taşınmalı.
CİMER'den bu kenti seven herkes konuyu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iletmeli.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı’na,
Diğer siyasi partilerin genel başkanlarına,
Bakanlıklara,
Samsun sahilinin yok edilme projesine, tarım alanlarının rant için imara açılmasına, ahbap çavuş ilişkisiyle 'yatay mimari yutturmalarına' karşı durmalıyız.
Mahkeme kararlarını dinlemeyerek, imar projeleri yenilemeleriyle yapılan hukukun arkasından dolanma çalışmalarına izin vermemeliyiz.
Bu yapılanların hiç birinin 'telafisi imkansız'.
Geçtiğimiz gün gördüm; Yalı Kafe'nin yerine yargı kararlarına rağmen yapımı durdurulmayan beton kütlelerin önüne yine bir şey inşa ediliyor.
Hem de yola kadar dayanmış.
Umursuzca, sahil linç ediliyor adeta.
Çok geç olmadan.
SBB'nin 'emlakçı zihniyetine’ dur denilmeli.
Yerel seçimlere 5 ay varken, adeta gaza basan hızını alamayıp Cumhuriyet Meydanı Kentsel Dönüşüm Projesi'ni meclisten 'hoop diye geçiren' Başkan Demir'den sonra, ardında bırakacağı Samsun'u hayal bile edemiyorum.
O Tekkeköy'ün sırtlarında devasa arazi içinde muhteşem villasında otururken, ondan kalacak Samsun'u geriye döndürmek, imkansız gibi.
O nedenle.
Bu 5 ay çok önemli.
Kentin tüm dinamiklerinin çok uyanık olması lazım.
STK'lara çok görev düşüyor.
Özellikle SBB Meclisi'nde Samsunlular adına görev yapan, gelene evet diye el kaldıran Cumhur İttifakı üyelerinden geçtim, muhalif üyelerin çok uyanık olması lazım.
Fark edemedik, gündemde yoktu, görmedik, oldu bittiye getirdiler sözlerinden usandık artık.
Kamuoyu adına işinizi yapın ve kentin menfaatine olmayan işleri ret edecek 'sayınız yeterli değil' anladıkta en azından kamuoyunu bilgilendirin'..
Çok mu zor.
5 ay kaldı.
Pankart her şeyi anlatıyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı dinlemiyorlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan
Marina Dayanışma Platformu üyeleri, Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı emlak işlerine tepki göstererek, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı dinleyin bari. Halkın istemediği işleri bırakın' diyerek Başkan Demir'e tepki gösterdi.
SBB Başkanı
Mustafa Demir