Dünkü görüntüleri izlemeyen yoktur sanırım..
Rejimi Cumhuriyet olan bir ülkede yaşananlara 'bizler anlam veremiyoruz ki' dünya ülkeleri izlediğinde ne diyordur acaba diye merak etmiyor değilim..
Bu ülkenin yönetim şekli Cumhuriyet..
Cumhur'un başında rejimin temsilcisi Cumhurbaşkanı var..
Demokratik yönetimin başında bir hükümet ve halkın oylarıyla seçilmiş milletvekillerinin oluşturduğu parlamento var..
Tüm kurumları Anayasal düzenlemeyle çalışan bir sistem..
Ne oligarşi ne de monarşi bir yönetim şekli var..
Tüm hücrelerine kadar Cumhuriyet rejimi olan bir ülke Türkiye..
Peki dün ne oldu..
Neden polis biber gazı kullandı..
Neden barikatlar vardı Ankara'da..
Neden öylesine olaylar çıktı, barikatlar yarıldı..
O yürüyenler ne için yürüyordu..
Neyin eylemini yapıyorlardı..
Dünyanın çeşitli ülkelerinden bakıldığında; Cumhuriyet Rejimi karşıtlarının yürüyüşü olarak yorumlanması, 'Cumhuriyet Bayramı için yürüyorlar' olasılığından daha gazla...
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal yetkileriyle görev yapan polisler olsa olsa, Cumhuriyet karşıtlarına karşı böylesine zor kullanmaları gerekir..
Rejim aleyhtarı bir yürüyüş yaptıkları için izin vermemeleri ve gerekirse de zor kullanmaları doğal hayatın akışına uygun..
Siz bu ülkede yaşamasanız ve Mozambik'ten Türkiye'ye baksanız, haberleri izleseniz, Cumhuriyet Bayramı'nda, Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamak için yürüyen insanlara 'biber gazı sıkıldığına, barikatlar yapıldığına' inanabilir misiniz?..
Bir yarışma programında olsanız ve Türkiye'de Cumhuriyet Bayramı'nda polisin biber fgazı sıktığı eylemciler kimlerdi gibi bir soruyla karşılaşsanız ilk yanıtınız mantık kurallarında ne olabilirdi; düşünün..
A şıkkı 'Cumhuriyet karşıtlarına' tek doğru cevap olabilirdi..
Ama elbette normal şartlarda..
Oysa Türkiye'de dün anormal bir durum vardı..
Kendim bile bir başkasına anlatmakta zorlanacağım bir durum vardı..
Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamak isteyen halk, Cumhuriyet Bayramı günü coplanıyor ve biber gazı sıkılıyordu..
Nice şehitler verdiğimiz, Çanakkale, Dumlupınar, İnönü, Sakarya Meydan Muharebeleri'ni atalarımızın kanlarımı akıtarak kurduğu Cumhuriyet'in beşiği olan başkent Ankara'nın giriş ve çıkışlarında 'polis önlem alınmıştı'..
Gazi Mustafa Kemal'in hakkında ölüm fermanı verdiği yıllarda bile ölüm pahasına 'Başkent Ankara olacak, Cumhuriyet'i orada ilan edeceğiz dediği' kente 'Cumhuriyet'in evlatları' izinle mi girecekti acaba..
Cumhuriyet Bayramı kutlamasında 'insanlara su sıkılması' acaba rejimi Cumhuriyet olan yönetim şekli demokrasi olan hangi 'örnek ülkede' yaşanmış olabilir..
Ben googleye baktım bulamadım..
Elbette bunu Cumhuriyet'in çocuklarına anlatmak zordu..
Barikatlar aşıldı, Cumhuriyet en büyük eseri olan Ulu Önder Atatürk'ün yattığı Anıtkabir'e yürüyüş on binlerce kişiyi aştı...
Bu arada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da yürüyüşe izin verdiği öğrenildi. Hiç olmaması gereken barikatlar da kaldırılmaya başlandı..
Ve ülkenin Ana Muhalefet Lideri bile korumaları ile barikatı geçti.
Burası neresi diye düşünmeden edemiyorum..
Türkiye ve Başkent Ankara'da yaşanıyor tüm bunlar..
CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz de yürüyüş için polis barikatını kaldırmak isterken biber gazı sıkıldı.
Ali Özgündüz'e çevik kuvvetin de müdahale ettiğini gören CHP Milletvekili Levent Gök araya girince o da aynı sert muameleyle karşı karşıya kaldı.
Bu arada CHP Genel Başkan yardımcısı Adnan Keskin'in yer aldığı bölüme de gaz bombası atıldı.”
Ve Başkent'in dışı
İstanbul yolu otoban gişeleri, Kırıkkale Üniversitesi önü, Konya yolu girişi Bala kavşağında, sabahın erken saatlerinden itibaren güvenlik güçleri kimlik kontrolü yaptı..
Evet evet doğru duydunuz Cumhuriyet Bayramı kutlaması için 'bayrama gidenler' kimlik kontrolü ve güvenlik aramasından geçirildi..
Meclis önünde düzenlenen Cumhuriyet Bayramı etkinliğine katılmak isteyen bir grup ile polis arasında da arbede yaşandı. Polis, gruba müdahale etti.
Peki polisin barikat kurduğu, biber gazı sıktığı, müdahale ettiği, jopladığı 'eylemcilerin! ellerinde neler vardı..
*Türk bayrakları
*Atatürk posterleri
Peki ne yapacaklardı; Cumhuriyet Bayramı'nı kutlayacaklardı..
Olay kısaca bu..
Dünya ülkelerinden filan bakanların ne gördüğünü ne yorum yaptığını bir tarafa bırakın..
Siz bile kapatın gözlerinizi, kulaklarınızı.. Türkiye'nin böyle bir olay yaşadığına inanmayın, hafızalarınızdan silin gitsin..
Televizyon haberlerini izlemeyin bir kaç gün..
Bence bugün, yarın gazeteleri de okumayın..
Siyasileri hiç dinlemeyin..
Hepsini unutun gitsin..
Çünkü en büyük bayramını kutlamak isteyen bir ülkede bunların yaşanması olsa olsa uyku halinde 'halüsinasyon olabilir'..
Uyanın yeter..
(Not: halüsinasyon ne demek: Gerçekte varolmayan bir şeyi görme)