Dün aynen bu söylediğimizi yaşadık tüm arkadaşlarımızla..
Yaptığımız işi doğru yapıp yapamadığımızı, kentin dinamiklerine doğru mesajlar verip veremediğimizi test ettik bir anlamda..
Dün bir çok basın kuruluşunda olduğu gibi yoğunluk yaşadık.. Çünkü bizlerin yani çalışan gazetecilerin günüydü..
Saat 12.00'den itibaren akşam saat 18.00'e kadar hiç ara vermeden bir ziyaretçi akışımız oldu..
Çiçek gönderip, günümüzü kutlayanların yanı sıra arayanları da görünce mesleğimizi 'doğru yapmanın verdiği onurla' bir kez daha arkadaşlarla tatlı bir yorgunluk yaşadık..
Herkese teşekkür ediyorum..
Ama en çok da birlikte mesai yaptığım arkadaşlarıma..
Çünkü dün o gururu hep birlikte yaşadık..
Yaşadığımız gurur 'bizi ziyaret etmelerinden daha fazlasıydı'..
Ortak paydamız olan bu kent için verdiğimiz mücadelenin 'izlenmesinden takip edilmesinden' memnun olduk bir bakıma..
Baktık ki; bizlerin geride bıraktığı bir çok konu, ziyaretçilerimizin dikkatinden kaçmamış ve gündemlerinde..
Neredeyse gün gün anlatabilecek kadar takipçi olmaları bizleri mutlu etti..
Bir çok arkadaşımla 'o konular konuşulduğunda' göz göze geldik..
Bu kentin dinamiklerini oluşturan sivil toplum örgütlerinin konulara bu kadar hakim olmaları, habercilik adına yaptığımız doğrular konusunda bu kadar 'izleyici ve sorgulayıcı' olmaları kadar güzel bir hediye olamazdı..
Eleştirdiğimiz konularda bile 'ayrıntılarla ilgi bilgi verilmesi' o konu üzerinde tartışabilmemiz bizim aslında en büyük ödülümüz oldu..
Arkadaşlarımızla günü değerlendirdiğimizde çıkardığımız sonuç şu oldu..
'Doğru işler yapıyoruz. Ve bu doğrular kamuoyu tarafından izleniyor'..
O nedenle bizleri unutmayan ve onurlandıran tüm okurlarımıza teşekkür ediyorum..
Gazetecinin en büyük kıstası da budur zaten..
Yaptığı işe ayna tutabilmek.. Aynada gördüğüyle mutlu olabilmek..
Ve o ayna 'sizi mutlu ediyorsa' iyi yoldasınız demektir..
Hele katkı verdiğiniz kent için 'ortak noktada' buluşabiliyorsanız, başardınız demektir..
Bizleri bugünümüzde 'hatırlayan tüm değerli dostlarımıza' tekrar teşekkür ederim..