Samsun'un Alaçam ilçesi Göçkün 75. Yıl Yatılı Ortaokulu'nda meydana gelen bir 'cinsel istismar' olayı var ki, olayın önü arkası, o kadar çok soruyu gündeme getiriyor ki; anlatamam..
Konu, 'suçun şeklinden de' anlaşıldığı gibi', hiç istenilmeyen bir olay..
Yatılı okulda tam 217 öğrenci var..
Bu okulda küçüklü büyüklü öğrenciler yatılı olarak eğitim görüyor..
Ama öyle bir olay yaşanıyor ki; öğrenci velilerini isyan ettiriyor. Psikolojileri bozuluyor..
Öğrenciler ve velilere şu an psikolojik destekte veriliyor.
Bunu söyleyen de bizzat Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Tahsin Nas..
Çünkü yaşanan olay, herkesi tedirgin ediyor.. 8. sınıf öğrencisi iki çocuk yaşları 14,15, 5. sınıf öğrencisi bir çocuğa cinsel istismarda bulunuyor.
Olayı aile öğrenince de Cumhuriyet Savcılığı devreye giriyor..
Çocuklar, mahkemeye sevk ediliyor ve tutuklanıyorlar..
Şimdi Bafra Cezaevi'nde tutuklular..
Ama aslında olay bu kadar değil..
Çünkü bizi de konudan bir öğrenci velisinin 'bu olayı duyurmuyorlar, ört bas ediyorlar, ama kamuoyu bilmeli, yetkililer önlem almalı" diyerek anlatmasıyla öğrendik..
İki gündür de 'yetkililere soruyoruz'..
Olay öğrenci velilerini o kadar rahatsız etmiş ki; herkes tedirgin..
Fakat yaşanan olayda çok soru işareti var..
Nasıl mı?..
İl Milli Eğitim Müdürü'ne arkadaşlarımız bir türlü ulaşamadı. Ankara'daymış..
Sonuçta Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Tahsin Nas ile görüştü arkadaşlar..
Nas, olaydan Cumhuriyet Savcılığı'nın devreye girmesiyle haberdar olduklarını söyledi'..
İşte bu nokta çok önemli..
Çünkü bu okulun bir idaresi var. Pansiyon sorumlusu şube müdürü var...
Rehber öğretmenler var..
Bunlar hiç mi öğrencilerle konuşmaz ve bir sorun var mı diye sormaz..
Eğitimini de aynı yurtta yapan öğrencinin davranışından bir sorun olup olmadığını anlamazlar mı acaba?..
Ya da arada bir öğrencilere 'şikayetiniz var mı, arkadaşlarınızla anlaşabiliyor musunuz' diye sormaz mı?..
Sorsaydı böyle bir olay olmadan belki de önlenebilirdi..
Hem o iki çocuk şimdi belki de cezaevinde olmazlardı, hem de okulda böyle bir olay yaşanmaz ve öğrenci velileri ve öğrencilerin psikolojisi bozulmazdı..
Olay neresinden bakarsanız bakın, 'önleyici tedbirler alınması mümkün olan' bir durum..
Şimdi öğrenci velileri, nasıl olurda evlerinde rahat olabilirler..
Akılları, fikirleri 'çocuklarında' olmaz mı?..
Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Tahsin Nas'ın söylediğinden de anlaşılacağı gibi, okul idaresi de olay savcılığa intikal edene kadar belki de durumdan haberdar bile değildi..
Eğer haberdar ise Samsun Milli Eğitim Müdürlüğü'ne neden haber vermediler ve savcılık aşamasında İl Milli Eğitim'in haberi olabildi, yanıt bekleyen sorular..
217 öğrencinin bulunduğu okulda, eğitim kadrosunun da dikkatli olması gerekirdi..
Bir anne, bir baba çocuğunun gözüne baktığında 'bir sorun olduğunu anlayabiliyorsa', o okuldaki rehber öğretmen, okul idarecileri de aynı şekilde 'öğrencilere hakim olmalı'..
Çünkü onlara insanlar evlatlarını teslim ediyor..
Çok ama çok dikkat etmelilerdi..
Bu konunun idari soruşturması bu nedenle çok ama çok önemli..
Hatta iki kere düşünülmesi gerekir dediğim nokta da budur..
Bir yatılı okulda yaşanan bu olayları fark edemeyen yöneticilerin, orada ne iş yaptığını da sorgulamak gerekir, sanırım..
Samsun Valisi Hüseyin Aksoy'un binlerce öğrenci velisini ilgilendiren 'bu durumla ilgili' özellikle yatılı okullar konusunda 'idarecilerin dikkatini çekmesi' gerektiğini düşünüyorum..
Sonuç olarak, bir öğrenci velisi olmasa, duyarlılık göstermese Samsun kamuoyu bu konudan haberdar bile olmayacaktı..
Hem de yüzlerce öğrenci velisi diken üzerindeyken..