Bilim tabii ki önemli, bilimi önemseyen ülkelerin gelişimine baktığımız zaman bunun önemini zaten anlıyoruz. Ama nedense bütün yöneticilerimiz bilimi önemsediği halde bilime dair pek kayda değer bir şey ortaya koyamıyoruz. Bilimi önemseyen ülkelerin bilim insanına verdiği değeri de biliyoruz.Bilimsel çalışmalara ayrılan ödenekleri ve ARGE için ayrılan imkanları da biliyoruz
Bu durum bizleri üzüyor. Bilim insanlarımızın imkanlarının sınırlı oluşu belki de birşey geliştiremememizin sebebidir, belki de devlet bize imkan tanısa çok şey icad edriz diye düşünüyor olabilir bilim insanlarımız!
Kanser Dünya ve özellikle ülkemiz için çok büyük bir illet. Kansere yakalanmış insanların iyileşme ihtimali çok düşük. İnsanın bir yakınının gözlerinin önünde ölümü beklemesi ve elinden hiçbirşey gelmemesi çok acı bir durum ve çok sabır gerektiriyor. Ben bu illeti iliklerime kadar hissettim.Dün kayınbiraderimi bu hastalıktan toprağa koyduk. Üç yıl önce de yine bu hastalıktan abimi toprağa koymuştum. İnsan, uzaya çıkmış ve bu kadar gelişmeyi sağlamış bilim insanlarından bu illetin ilacının yapılmasını bekliyor. Bir iddiaya göre ilaç sektörü devasa gelir kaybına uğrayacağı için bulduğu tedaviyi insanlığın hizmetine sunmuyor. Para için insana kıyan medeniyetten beklenebilecek bir tavır bu! bunu ancak canı kutsayan bizim medeniyetimiz bulabilir, bulmalıdır ki insanlığa bir hizmetimiz olsun. Peki biz bu konuda ne durumdayız? iki örnek ile durumumuzu özetleyeyim.
Abime pankreas kanseri yeşhisi konduğunda uzmanlar “ bu zamana kadar teşhisten sonra en fazla yaşayan onbir ay yaşamış, bu ileri bir vaka altı yedi ayı göremez” demişlerdi. Biz altarnatif tıp dahil herşeyi denedik ve abim yirmi dört ay yaşadı. Yaşadı da ne oldu? bir doktor bile bizim verdiğimiz ilacın durumu belli, hastalığın durumu belli bu hastaya ne uyguladınızda ölmüyor! diye merak bile etmedi. Ben o zaman bu hastalığa bir çare aramadığımızı görmüş, üzülmüştüm.
Yine, yeni birşey yaşadım kanser hastalığının bir dalında kanser tedavi ilacı için doktora çalışması yapan yabancı uyruklu bir öğrenci bana “ hocalarım Türkiyede bu işi yapmamın zor olduğunu, projeyi Tübitak desteklerse yapabileceğimi yoksa Ünüversitenin buna bütce ayıramayacağını ve işimin zor olduğunu söylediler” dedi. Ve bu çalışmasını Almanya’da ki bir Ünüversiteye yolladığını, hemen akabinde Almanya’ya davet edildiğini, oraya gittiğini ve o projeyi Almanya’da hayata geçirmesi için her imkanın sunulacağını ve bizdeki bir akademisyenin yedi katı maaş teklif edildiğini söyledi. Doktoram bitse bile Türkiye’de çalışma imkanım yok gibi ne yapayım diye bana sorduğunda becerebilirsen bu ilaçtan bütün insanlık faydalanacak burada değer görmüyorsan değer gördüğün yere git dedim ama içim acıyarak dedim.Biz neden böyleyiz? biz neden ARGE ye önem vermiyoruz? bu hastalığın ilaç ücretlerinin devlete de çok ciddi bir külfet getirdiğini biliyoruz. Ama yine de bu işin çözümüne kaynak ayıramıyoruz.
Şuan sadece savunma sanayi konusunda olması gereken yatırımlar yapılıyor. Savunma sanayindeki gelişmeler göğsümüzü kabartıyor ama diğer alanlar malesef yok sayılıyor. Bu işe Cumhurbaşkanımızın el atıp Ünüversitelere, geliştikleri alanlarda üretim yapması talimatı vermesi ve bunun içinde kaynak aktarması gerekir.
Yoksa bu şartlarda ve bu zihniyetle bundan fazlası olmuyor. Bizde kendi kendimizi kandırıyoruz.