Artık olabildiğince siyasetten uzak yaşamaya çalışıyorum. Mümkün mertebe de siyaset yazmamaya gayret ediyorum çünkü işlerin bizim düşündüğümüz gibi olmadığını gördüm. Tabii ki bu benim görüşüm. Söylemdeise “Siyaset millete hizmet için yapılır.” der bütün siyasi partiler.
Her parti fikrini ve projelerini millete sunar. Seçmeni ikna edebildiği oranda itibar görür ve milletten aldığı oy onu ya iktidara taşır ya da muhalefette bırakır.
İşin özü ve esası siyasilere iktidarı yani yönetme yetkisini millet seçimlerde verir. Her siyasi parti yönetici ve üyeleri memleketi yönetmek için en doğru partinin kendileri olduğunu ve en iyi projelerin de kendi projeleri olduğunu düşünmektedirler.
Cumhurbaşkanı, ülkeyianayasanın kendilerine verdiği yetkiyle ve kurduğu ekibiyle yönetirve günahıyla sevabıyla hesabını sandıkta millete verir. Seçmen iradesiyle muhalefette kalanlar ise iktidarın “Onlara göre kötü!” yönetimini millete anlatır ve “Biz daha iyisini yaparız,biz daha güzelini yaparız, bizi iktidara getirin.” der.
Kesinleşmeyen ABD seçimlerine göre başkan olan Biden yaklaşık bir yıl kadar önce Türkiye ile ilgili “Muhalefeti destekleyip iktidarı indireceğiz.” diye bir beyanat vermiş. Buna iktidarda muhalefette o zaman tepki göstermemiş.
Bir süre sonra ülke gündemine geldiğinde, zamanında tepki vermeyen ana muhalefet cılız da olsa tepki gösterdi ama kimse tatmin olmadı çünkü bu tepki millet “Neden susuyorsunuz?” diye sorduktan sonra gösterilmişti.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Sayın Çeviköz’ün, Biden ve Batılı ülkelere “Türkiye’deki demokratikleşme hareketini destekleyin.” çağrısına çok sert tepkiler gösterildi hem de tepkigösterenlerin içindebazı CHP’liler bile vardı.
Muhalefet, Cumhurbaşkanını “Toplumun bir kesimini ötekileştiriyor, Cumhurbaşkanının dili çok incitici.” diye eleştirir dururdu ve fakat sayın Kılıçdaroğlu öğretmenler gününde öyle sözler etti ki bu sözler ötekileştirmenin de ötesine geçti.
Sayın Kılıçdaroğlu, “Hala iktidarın peşinden giden öğretmen varsa, kimse kusura bakmasın ben onlara öğretmen demem. Öğretmen, iradesini pazarlayan kişi değildir.” dedi. Peki Cumhurbaşkanının diline incitici diyen birinin bu sözlerine ne diyelim?
CHP ve diğer muhalefet partileri artık şunu anlamalı ki Türk milleti iktidarı dışarda arayanlara ülkeyi yönetme yetkisi vermez.
Sayın Kılıçdaroğlu ve diğer muhalefet partilerine göre Türkiye yaklaşık yirmi yıldır çok kötü yönetiliyor.O zaman kendilerine şunu sormalılar:
“Ülke çok kötü yönetildiği halde millet AkParti’den neden vazgeçmiyor ve millet bize neden bu ülkeyi yönetme yetkisi vermiyor?”
Bence milleti suçlamaktansa kendilerini bir çek etmeleri milletin ve kendilerinin menfaatine olacaktır diye düşünüyorum çünkü iyi bir muhalefet iktidara iyi işler yaptırır. Kötü muhalefet ise kötü işlerin gizlenmesine yardımcı olur. Nasıl mı?Ülke gündemini yukarıda yazdığım konular gibi gereksiz işlerlemeşgul ederek.İşin özü şudur: Muhalefet iyi olacak ki iktidar iyi işler yapmaya mecbur olsun. Gerisi lafıgüzaftır.
Peki Cumhurbaşkanına meydan okuyup erken seçime çağıran Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı “Buyur yarışalım.” derse aday olma cesareti gösterebilecek mi?