Sayın diyorum ama Demirtaş’ın sayını hak ettiğini düşündüğüm için değil nezaketim gereğidir yanlış anlaşılmasın! Sayın Demirtaş’ın yüksek güvenlikli cezaevi odasından TRT’ye seçim için yaptığı röportaj radyo da yayımlandı. Konuşmayı çok dikkatli bir şekilde dinledim. Bizde bir değiş vardır “ geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye” diye, o deyim aklıma geldi.
Sayın Demirtaş, 7 haziran seçimleri öncesi bu ülke insanı sizin “ biz Türkiye’nin partisi olup ülkenin tamamına hizmet etmek istiyoruz” sözünüz ve taahüdünüz üzerine çok ciddi bir teveccüh göstererek sizleri meclise taşıdılar. Sandık sonuçları da tam sizin olmasını isteyeceğiniz gibi çıktı.Yani iktidar partisinin bir ortağa ihtiyacı vardı. O iktidar partisi ki, bu zamana kadar Kürt kökenli vatandaşlarımızın kazanım dediği hakların tamamına yakınını onlara sunmuştu. Hatta terör bitsin diye barış süreci başlatıp kendi durumlarını bile riske etmişlerdi.
Ama sizler bu süreci sabote ettiğiniz gibi 7 haziran sonrası Cumhurbaşkanımız ile ilgili çok ağır ifadeler kullanarak görüşmeye bile tahammülünüzün olmadığını gösterdiniz. Oysa Kürt kökenli vatandaşlarımızı temsil ediyor olsanız ve Türkiye partisi olma sözünüzde samimi olsanız hükümetle uzlaşır hükümetin Kürt kökenli ve diğer vatandaşlarımıza hizmet etme imkanını değerlendirirdiniz. Birkez daha görüldü ki sizler Kürt kökenli vatandaşları önemsemiyorsunuz.Tek derdiniz malum çevrelerin Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı indirme gayretine taşeronluk yapmaktır. Tavrınız, söylemleriniz neye ve kimlere hizmet ettiğinizi göstermektedir. Devletin ekranlarından Cumhurbaşkanı ve devlete yönelttiğiniz ağır ithamlar ve tehditler sansüre uğramadan yayımlandı.
Bu millet, sizin kendinize acındırmanızı artık yemez! Devlete meydan okumanızdan korkmaz geçti o günler. Evet şuan hüküm giymemiş olmanız suçsuzluğunuzun isbatı değil adalet mekanizmasının yavaş işlemesindendir. Dediğiniz gibi bir mağduriyetiniz yoktur. Siz şayet yaşadıklarınıza mağduriyet diyorsanız dönüp bir yaşattıklarınıza bakarsınız, belki yüzünüz kızarır şayet sizlerde yüz varsa.
Gelelim sayın Temel Karamollaoğlu’nun Demirtaş ile ilgili iddialarına. Sayın Karamollaoğlu, HDP’nin aldığı seçim yardımını eleştirmiş. Sayın Karamollaoğlu, İnsanlara veya siyasi partilere verilen anayasal yada yasal hakların gasp edilmesini isteyerek aslında şark kurnazlığı yapıp iktidarı tuzağa çekmeye çalışıyor. Bir partinin seçim yardımı alması anayasal bir hak ve seçim yardımı partiye yapılıyor kişiye değil. Sayın Karamollaoğlu, Demirtaşın aday yapılmasını eleştirmiş oysa bir kişinin aday olup olamayacağına hükümet değil yüksek seçim kurulu karar veriyor. Sayın Karamollaoğlu,Hüküm giymemiş birinin temiz kağıdı alması hükümet ile ilgili değil savcılık ile ilgili adli bir olaydır.
Bir kişinin terörden yargılanırken tutuklu olması hükümetin işi değil yargının işidir. Bura da bir mağduriyet varsa oda sadece mahkemenin kararı geciktirmesidir. Belki de mahkemenin gerekçeleri vardır belki de mahkeme bilerek,kasden geçiktirmiştir bizlere karanlık, bilemiyoruz. Hem yargıya müdahale ediliyor diye eleştiri yapıp hem de yargının tutuklu yargılama kararını eleştirmek hangi vicdana sığar. Ozaman hüküm giymemiş tutukluların hepsini dışarı salmak gerekmez mi? bir insanın hüküm giymemiş olması masum olduğu anlamına mı gelir? Muhalefet edeceğim diye gerçekleri saptırmak milli görüş hareketine yakışıyor mu? “Sana ne kardeşim milli görüşten” deyişinizi duyar gibiyim ama milli görüşün bende emeği olduğu kadar benim de milli görüşte emeğim var. Hatta şuan milli görüş teşkilatlarında bulunanların çoğundan fazla emeğim var. Dolayısı ile milli görüşün yaptığı ve yapmadıkları beni de bağlıyor. Birilerinin milli görüşe söylediği söz benim de içimi acıtıyor. Bu gün sizlerin oralarda olmanız bu teşkilatı kafanıza göre yönetme hakkını sizlere verir mi? Bu zamana kadar ki duruş ve ilke kazanımlarını bu şekilde heba etmeye hakkınız var mı? Milli görüş dediğiniz kültür onyılların emeğidir. Bu kadar çabuk tüketmeye kimsenin hakkı yok. Son olarak sayın Demirtaş sayın Karamollaoğlu Cumhurbaşkanına saygınız yoksa bile milletin iradesine saygı duymak zorundasınız. Kimsenin benim oy tercihimi yargılama hakkı yok. Kaldı ki Cumhurbaşkanı seçilirken sizlere ne kadar fark attı hatırlayınız. Şayet hesap yapamıyorsanız bir hocadan matematik dersi alınız!