SGK Türkiye’nin en hantal yönetilen kurumu. Sanki eski Türkiye de yaşıyorlar. Hala bugün git yarın gel yada niye geldin kardeşim der gibi iş yapıyorlar. SGK ile ilgili sürekli sorun yaşıyoruz. Son yaşadığımız iki sorunu sizler ile paylaşmak istiyorum. Dört yıl önce Antalya’dan ihale almış işleri orada yapalım diye Antalya’ya bir şube açmıştık. Elemanların çalışma düzeni ve iş kalitelerini beğenmediğimiz için kapatıp işleri Samsun da yapmaya başladık. İş akitlerini fes ettiğimiz elemanlar ve kim olduklarını bilmediğimiz ama bizim işyerinde çalıştığını iddia eden birileri bizi SGK ya şikayet etmiş. Bizim ise hiçbirşeyden haberimiz yok, tebliğ yok, savunma hakkı yok, yok oğlu yok. Bir baktık sistemde hatırı sayılır bir borç görünüyor. Araştırdık, öğrendik itiraz ettik bu adamları tanımıyoruz dedik. Her, ben burada çalışıyordum diyenin iddiası sorgusuz sualsiz kabul edilir mi? dedik ama nafile ha duvara konuşmuşsun ha oduna! parayı ödeyin dava açın dediler. Mecburen parayı ödedik ve dava açtık. Nihayet davayı kazandık parayı geri ödemeleri için aylarca bekledik, bizi oyaladılar. Sanki babalarının parası. Sonunda tarih verdiler parayı hesabımıza yatıracakları gün parayı yatırmadıkları gibi parayı ödediğimiz halde, mahkeme kararı olduğu halde o tarihten bizi tekrar borçlandırıp bir de bu güne kadar faiz işletip sisteme atmışlar. Aradık adamları bu ne diye tepki gösterdik. Yanlışlıkla olmuş dediler. Ana borç ile üzerine işletilen faizi görünce neden iade edeceğiniz paranın üzerine gecikme faizi ödemiyorsunuz dediğimizde ise sistem böyle diye savunma yaptılar.
Sizin sisteminizin de, Sizin yönettiğiniz kurumun da, Sizin adaletinizin de içine...
Yine yaşadığımız bir sıkıntı ama bu öbüründen daha ilginç ve bir okadarda...
2012 yılında Samsun ADSM’nin diş yapım ihalesini Adnan Öz iş ortaklığı adıyla kurduğumuz bir iş ortaklığı şirketi ile yapmıştık. Samsun da faliyet gösteren benim dışımda 5 firma ile işi beraber yapıp bitirmiş, vergisini ve SSK primlerini ödemiştik. Tabii ki iş bitiminde şirketi kapattık.
Fakat teminat mektubumuzu geri alamadık, gerekçe ise işçilik oranlarının bilinememesi idi.
Ozamanlar çok mücadele ettik, bir sürü mağduriyet yaşadık derken 2017 mayıs ayında bir yasa ile işçilik oranları tesbit edilerek beş sene öncesine borç çıkarılmış. Borç faizi ile birlikte 136 bin lira.
Ve anında sisteme düşmüş. İtiraz ettik “ hukukta temel kaidedir yasalar yürürlüğe girdikten sonrasını kapsar” diye. Bunu ilgililere söylediğimizde siz haklısınız ama bizim yapacağımız birşey yok ödeyip dava açın dediler. Bu sefer parayı ödemeden itiraz ettik ama borç sistemde göründüğü için İhalelere giremiyoruz. Sizin yönettiğiniz kurumun içine...
2015 ile 2016 yılları Denizli’nin ilçelerinin diş protez yapım işini almıştık. İşe başlamadan karar pulu, kik katılım payını ve sözleşme pulu parasını tam yatırdığımız halde 1 milyon 400 bin tl lik iş eksik yapıldı. Şartname de yazan, işin yüzde sekseninden az gerçekleşmesi durumunda aradaki rakamın yüzde beşi yüklenici firmaya tazminat olarak ödenir maddesi gereği bize bir miktar ödeme yapılması gerekiyordu. Biz bu ödemenin yapılmasını talep ettiğimizde ödeme yapamayacaklarını, bunun için dava açmamız gerektiğini söylediler. Davamızı açtık ama bir yılı geçmesine rağmen paramızı alamadık. Yani işin eksik gerçekleşmesinden doğan zararamı yanalım yoksa üçbuçuk yıl önce ödediğimiz verginin bir kısmını karşılayacak olan sözleşme de bizi korumak için konulmuş maddeden dolayı doğan hakkımızı hala alamamış olmamızamı yanalım bilemiyoruz. Söylenecek çok şey var ama ne ahlakımız buna müsade ediyor nede basın yasası. Ama kamu kurum yöneticileri böyle işveren düşmanı gibi nasıl davranır bilemiyorum. Yazık çok yazık zaten kamunun aylardır yeterli ödeme yapmaması sebebiyle piyasada ciddi bir nakit sıkıntısı var. Sizce bu yöneticilerin umrunda mı? bilmiyorum. Bilmiyorum diye yazdığıma bakmayın aslında biliyorum da sövemiyorum...