Samsunspor sezonun geri kalanı açısından hayati önem taşıyan Manisa deplasmanından mağlubiyetle dönüyor. Son 5 haftalık süreçte 4. kez sahadan yenik ayrılan ve oynadığı futbolla taraftarın eleştiri oklarının hedefi haline gelen kırmızı-beyazlı ekip için bu skoru sürpriz olarak değerlendirmek mümkün mü? Tabii ki hayır!
Ben de haftalardır bu köşede, Samsunspor’un kişisel performanslara dayalı, “doğaçlama” futbol anlayışıyla başarıya ulaşamayacağının altını çizmeye çalışıyorum. Hatta bir önceki yazıda, eleştirilerimi bir adım daha öteye taşıyarak yönetimin teknik ekip noktasında radikal kararlar almasının ne denli elzem olduğunu belirtmiştim. Ve maalesef -hiç istemesem de- Fuat Çapa ve ekibi beni yine haklı çıkarttı!
Çapa’nın her hafta aynı metodu deneyerek farklı sonuçlar alacağına dair inancının neticesinde bir sezon daha kayıp hanesine yazılmak üzere…
Peki, Çapa’nın bu oyun planıyla başarılı olunamayacağı kanısına varması için kaç hüsran daha yaşanması gerekiyor, merak ediyorum. Taktiksel anlamdaki bu eksikliklere, alternatif plan bulunmaması, hatalı kadro seçimi, oyun içerisindeki problemlere çözüm üretilememesi, takımın kolay demoralize olması gibi etkenler de ilave olunca “süper lig” hayallerine ulaşmak nasıl mümkün olacak?
Ayrıca, maddi imkansızlar yaşamayan, transfermarkt verilerine göre ligin en pahalı kadrosunu yöneten, coşkulu bir taraftar desteğine sahip Çapa’nın odaklanması gereken tek nokta saha içerisi iken hayal kırıklığı yaratan bu performansı kabul edilebilir mi?
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, umutlar tükenmeye yakın da olsa kırmızı-beyazlı ekinin şansı sürüyor. Yakalanılacak galibiyet serisinin moraliyle başlayacak play-off süreci sonrası süper lig bileti mümkün olabilir. Yeter ki, scouting çalışmaları, yurtdışından devşirilmeye çalışılan altyapı modelleri kadar play-off hedefine de odaklanılsın. Ve bu hedef doğrultusunda, ligi tanıyan yeni bir hocaya takım teslim edilsin…
Ya da birileri çıkıp, siz “bizler inandık” pankartlarıyla şehri donattınız fakat “bizler inanmadık, kusura bakmayın” desin…