Yeni teknik direktörünün yönetiminde ilk sınavını Adana deplasmanında veren Samsunspor da galibiyet hasreti bu hafta da sona ermedi. Hakemin bitiş düdüğü yalnızca maçın değil aynı zamanda hayal kırıklıkları ile dolu bir sezonun da sonunu ilan ediyordu.
Esasen, yönetim akademi direktörünü “geçici statüyle” takımın başına getirerek bu sezonu kafada bitirdiğinin izlenimini hafta başında vermişti. Futbolcuların sahadaki isteksiz görüntüsü ve alınan skor da malumun ilanı niteliğinde oldu.
Kısacası, Samsunspor için Süper Lig yarışı Adana çimlerinde son buldu. Hedefler ve hayaller bir sonraki sezona devretti. Cebindeki son kuruşunu Atatürklü arma uğruna harcayan fedakar taraftarın şampiyonluk özlemi bu yıl da dinmedi, peki ama neden, bunu irdelemek gerekli artık.
Bir önceki yazımda bu sezon yaşanan hüsranın ana sorumlusunun Fuat Çapa olduğunu fakat sağlıklı muhakeme yapılmazsa teknik direktör değişikliği sonrasında da benzer başarısızlık hikayeleri yazılabileceğininin altını çizmiştim. Çapa’nın ayrılması ve takımın süper lig yarışında havlu atmasıyla birlikte sıra bu bilançonun diğer mimarlarını konuşmaya gelmedi mi?
Mesela lig maratonunu 3. teknik direktör ile sürdüren başkanın ve yönetimin hatalı seçimlerinin de bu sezonun kaybında payı yok mu? Ya da suçluları tahtaya yazarken Altıparmak’ı Çapa’yı liste başı yapıp kadro mühendisliğinde sınıfta kalan transfer komitesini es mi geçelim? 4 sezonda 80 transfer yapıp tek bir yabancı futbolcudan verim alamayan profesyonellere alkış mı tutalım?
O halde, çuvaldızı hocalara batırmaktan imtina etmeyenlerin “iğneyi eline alma” vakitleri geldi. Futbol aklıyla beslenmedikten sonra parayla saadet olmadığı bir kez daha anlaşıldı. “Dünyanın en ağır forması” mottosuyla lansmanı yapılan formanın hak ettiği platformda temsil edilmesi için hatalardan gereken dersler çıkarılacak mı, zaman içerisinde tanık olacağız.
Son olarak da Ramazan ayı boyunca galibiyet orucu tutmaya başlayan Samsunspor için iftar ne zaman merak ediyorum. Zira, Süper lig bileti kaçtı derken küme düşme hattıyla puan farkının 6’ya indiğini unutmamak gerekli.
Çok güzel bir yazı olmuş Batuhan bey.Düşüncelerimize tercüman olmuşsunuz