Perşembenin gelişi, Çarşamba'dan belliydi aslında...
Transfer tahtasının geç açılması, yeni yabancıların lisanslarının yetişmemesi, Antep karşısında ki bu beraberliğin göstergesiydi.
Kazanmak isteyen bir Samsunspor vardı ama, karşısında da kaybetmek istemeyen bir takım.
Başında da Samsunspor'u yakından tanıyan bir teknik adam; Hüseyin Kalpar...
İlk 11'inde eksikler olan Samsunspor'u yorumlamak, bireysel performansları eleştirmek için çok erken olduğu görüşündeyim fakat;
Fizikken lige birçok takımdan daha hazır bir Samsunspor vardı.
Gelelim esas konuya;
Basın tribününden karşılaşmayı takip ederken, kale arkalarında bulunan gazetecilere gözüm takıldı...
Baktım hepsi ayaktaydı...
Çünkü oturmaları için 4-5 adet plastik sandalye oraya koyulmamıştı...
Hani biz gençler bir kenara, 10 saatte dururuz ayakta ama;
Orada kimler vardı biliyor musunuz?
Meslek büyüklerimiz, 75 yaşında ki duayen gazeteci Erdal Cansu, Hedef Halk Gazetesi Spor Müdürü, yaygın basında da görev yapmış, yine 67 yaşında ki duayen gazeteci Davut Aktaş...
Onlar, ihtiyaçları olduğu için değil, mecburiyetten değil, tamamen meslek aşkları uğruna orada ayakta durduklarını bildiğim halde ben utandım!...
Ben otururken, stadyumda ki herkes otururken, 25 derece sıcakta, %60 nemli havada, ellerinde 10 kiloluk fotoğraf makinesi, omuzlarında çantaları, 75 yaşında ki Erdal Cansu, ve 67 yaşında ki Davut Aktaş ağabeyimin orada ayakta durmasından resmen utandım...
Süper Kupa Finali'i de Yeni 19 Mayıs Stadyumu'nda oynandı ama, TFF foto muhabirlerinin oturması için oraya onlarca sandalye koymuştu ve oturmuştuk.
Yani, hiçbir sakıncası yokken, protokol tribününden Samsunspor'u izleyen yöneticilerin, saha kenarında bulunan stadyum görevlilerinin, bir sorumlunun bunu fark etmemesi utanç vericiydi...
Yeni stadyumda ilk maçlarda olacaktır eksiklikler fakat, böylesi olmaz...
Samsunspor'a o akşam orada bulunan binlerce kişiden, hepsinden daha fazla emekleri olan, mesleklerini, Samsunspor'u canı gönülden seven ve o yüzden orada bulunan Erdal ağabeyim ve Davut ağabeyime yapılanı, ben saygısızlık olarak görüyorum.
27 yaşında, genç bir gazeteci kardeşiniz olarak, bunu benim yazmamın, eleştirmemin çok daha manidar olduğu görüşündeyim...
Sağlıcakla kalın...