Pazar günü sahamızda Başkent Akademi’yi ağırlıyoruz.
Yani ligin zirvesi ile dibini karşı karşıya getiren bir maça çıkıyoruz.
"Ölmüş eşek attan korkmaz" diye bir laf vardır.
Başkent Akademi’nin durumu da tam bu şekilde.
Rakibimiz ligde sondan 3’üncü durumda.
Kümede kalmak için savaş veriyor.
Son 6 haftada aldığı sonuçlara baktığımızda bir kazanıyor, bir kaybediyor.
Bu maçı kaybetmek onlar açısından çok da önemli değil.
Çünkü zaten kendileri de normal şartlarda Samsunspor karşısında çok da fazla şansları olmadığının bilincindedir.
Ancak bu durum bizi rehavete sokmamalı.
Başkent Akademi için bizden alacakları 1 puan altın değerinde olacaktır.
Bu nedenle çok kapanan bir rakibe karşı oynayacağımızı düşünüyorum.
Kağıt üzerinde ciddi oranda favori gözüksek de çok dikkatli olmamız gerekiyor.
Çünkü rakibi küçümsediğimizde başımıza neler geldiği malum.
Mesela küme düşmesi kesinleşen Gaziantep’e yenilerek küme düştüğümüzü unutmayalım.
Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam’ın gelişi ile birlikte güzel bir hava yakalayan Samsunspor’un Başkent Akademi karşısında da sahadan farklı bir skorla galip ayrılacağına inanıyorum.
Ama dedim ya, geçmişte yaşadığımız sıkıntılar nedeniyle kendimi tedirgin olmaktan geri alamıyorum.
Umarım hava şartları güzel olur ve bilet fiyatlarının 1 TL, tramvayın da bedava olacağı bir ortamda statta ciddi bir taraftar desteği oluşur.
Son olarak 20 Ocak 1989 yılında yaşanan acı olayda hayatlarını kaybeden Teknik Direktörümüz Nuri Asan, futbolcularımız Muzaffer Badalıoğlu, Mete Adanır,ZoranTomiç ve şoförümüz Asım Özkan’a bir kez daha Allah’tan rahmet, geride kalanlarına da sabır dilemek istiyorum.
Bu acı olay anıldığında aklıma hep 19 Ocak 2014’de sahamızda oynadığımız Tavşanlı Linyitspor maçındaki koreografi geliyor.
O gün saha içerisinde görevliydim ve gerçekten muhteşem bir ortam oluşmuştu.
O dönem teknik direktörümüz Hüseyin Kalpar’dı.
Maraton tribünü tamamen doluydu ve takımlar sahaya çıktığı anda o muhteşem koreografi başlamıştı.
Stat hoparlörlerinde “Hasretinle yandı gönlüm” şarkısı çalarken, Teknik Direktör Hüseyin Kalpar ve binlerce taraftarın gözünden yaşlar akmaya başlamıştı.
Gerçekten tüylerim diken diken olmuştu.
Ağlamamak için kendisi zor tutuyordum.
Gazetecilik hayatım boyunca hiç unutamayacağım duygu dolu bir gün yaşamıştım.