İYİ Parti Gen Bşk Meral Akşener, MHP İstanbul Milletvekili, TBMM Başkan Vekili iken meclis başkanının idare etmekten kaçındığı kritik oturumları başarılı yönettiği sıralarda medyadan ve vatandaştan yoğun övgü aldı. MHP Gen Bşk Bahçeli bu övgülerin hatırlatılması üzerine, böyle devam ederseniz, aday göstermem dedi, gerçekten bu nedenle mi bilinmez, ama aday göstermedi. Akşener adaymış gibi seçimlerde ve sivil toplum örgütlerinde çalıştı.
Akşener, uzun ve zorlu mücadelelerden sonra MHP’yi olağanüstü kongreye kongreye götürdrü. Kimine göre haklı kimine göre haksız, bana göre haklı nedenlerle kongre iptal edildi. Çünkü olağanüstü kongre bir gündemle yapılabilir, olağan kongre gibi birçok konu görüşülüp karara bağlanamaz. Kongreyi iptal eden hakim yanlış olabilir, ancak kararı hukuki ve doğruydu.
Akşener ve arkadaşları, tüm engellemelere rağmen İYİ Parti’yi kurdu. Seçime girme hakkı olduğu halde giremeyeceği iddia edilince CHP Gen Bşk 20 milletvekilinin İYİ Parti’ye geçmesini, grup kurmasını sağladı. Daha önce ‘İYİ Parti seçime giremez’ diyen yetkililer, CHP’nin özverisini değersizleştirmek için bu defa ‘İYİ Parti zaten seçime girecek şartları yerine getirmişti’ diyerek gerçeği itiraf ettiler. İyi Parti ittifak içinde yüzde 10’na yakın oy aldı. İttifak olmasa daha fazla alabilirdi.
Akşener genel seçimde yapılan ittifakın yerel seçimlerde de yapılmasını zamanın CHP Gen Bşk Kılıçdaroğlu’na önerdi ve 2019 Yerel Seçimlerine; seçim bölgelerinin çoğunda Millet İttifakı/CHP adaylarıyla girildi. Cumhurbaşkanı/Ak Parti Gen Bşk Erdoğan’ın ‘İstanbul kaybedilirse Türkiye kaybedilir’, MHP Gen Bşk Bahçeli’nin ‘Ankara ve İstanbul alınırsa, Erdoğan’ın meşruiyeti tartışılır’ demesine rağmen İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Antalya..başta olmak üzere ilk 10 büyük ilin 7’sini Millet İttifakı/CHP adaylarınca kazanıldı. Millet İttifakı/İYİ Parti ‘nin tek adayı Balıkesir’i kazanamadı.
Yıkılmaz denilen kaleler yıkılmış, alınmaz denilen yerler İYİ Parti sayesinde alınmıştı. CHP’liler Akşener’i yere göğe sığdıramazken, İYİ Parti teşkilatları, ve seçmen ‘Biz CHP’yi kazandırmak için mi bu partiyi kurduk’ sorusunu yönelterek Akşener’i eleştirdi.
2023 Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerine de ittifak içinde girilmesi planlanırken, Kılıçdaroğlu ittifakı genişletmeye karar verdi; Ahmet Davutoğlu’nun genel başkanı olduğu ‘Gelecek ‘ve Ali Babacan’ın genel başkanı olduğu ‘Deva’ Partisini Akşener’in itirazına rağmen ittifaka aldı, ‘6’lı Masa’yı kurdu. Akşener’in önerdiği ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ alınmadı ki bence ilk alınması gereken Yaşar Baş’ın oğlunun genel başkanı olduğu BTP idi.
Akşener’in olmayan başbakanlığa aday olması en büyük hatasıydı. Konunun ayrıntılarını o zaman ki ‘Kılıçdaroğlu TBMM Başkanı mı olacak?’ başlıklı yazımda anlattım. ‘Hem başbakanlığı talip olup hem de seçilecek cumhurbaşkanı aday olacak’ demek ilk düğmeyi yanlış iliklemektir ki diğer düğmelerin doğru iliklenme olasılığı kalmaz. Akşener de cumhurbaşkanı adayı olsaydı sonuç böyle olmazdı.
Akşener, yol haritasını belirlendiği 240 sayfalık metnin her satırına kadar ‘6’lı Masa’nın onayından geçirilmesi, mutabık olunmayan kısımların çıkarılması ve değiştirilmesine güvenerek kendi onayı alınmadan cumhur başkanı adayının belirlenmeyeceğine inandı.
Daha sonra CHP’den bolca milletvekili alan adaylar, seçmenin Kılıçdaroğlu’na oy veremeyeceğini söylese de CHP genel başkanlığında gözü olan CHP’ller de yandaş medyası da Kılıçdaroğlu’na ‘Yüzde 58 ile seçiliyorsunuz, Erdoğan karşısında kim aday gösterilirse kazanır, şimdi değilse ne zaman?’ diyerek Akşener’in muhalefetine rağmen Kılıçdaroğlu’nun maç devam ederken kural değiştirerek aday olmasını sağladılar. Kılıçdaroğlu aday oldu hem seçimi hem de genel başkanlığı kaybetti.
Kılıçdaroğlu’ndan sora en yetkili, her kararda imzası olan, Kılıçdaroğlu milletvekili olmadığı için, vekili değil; TBMM CHP Grup Başkanı olan Özgür Özel’in genel başkan seçilerek yerel seçimlerde Erdoğan’ın yürüttüğü seçim kampanyasına rağmen Ak Parti’yi yenilgiye uğratması, Kılıçdaroğlu’nun doğru cumhurbaşkanı olmadığını, Akşener’in haklılığını açık, seçik gösterdi.
Kılıçdaroğlu’nu suçlaması gerekenler ağız birliğiyle Akşener’i eleştirdi. Akşener’i yardımcıları bile yeterince savunmadı. Bir gecede kaybolan 125 milyar dolar, yolcu garantili yol, köprü, havaalanlarının zararı, Dolara endeksli mevduata verilen 800 milyar lira saymakla bitmez paralar İYİ Partililerce sorgulanmadı, milletvekili olmayan Akşener’in hesapları sorgulandı.
Bir insana yapılabilecek en büyük kötülük onu yalnızlığa terk etmektir. Yalnız kalan Akşener öfkesine yenik düştü; kendini savunurken nalına da mıhına da vurdu. Olan bitenlerde hiç kusuru olmayan İBB Ekrem İmamoğlu ve Ankara BB Mansur Yavaşı hedef tahtasına oturttu. Bataklığa düşen kişinin çırpındıkça battığı gibi her gün bir öncekinden daha kötü duruma düştü.
Yerel seçimler iki aday arasında geçer. İkincinin bir başarısından söz edilemez. Seçmen genel başkan veya genel merkez tarafından yönlendirilemez (konsolide edilemez) dememize rağmen ‘Seçime müstakil; tek başına girerek’ hatalarına bir halka daha ilave etti adeta hatalar zinciri oluştu.
Öfkeyle kalkan zararla oturur sözünde olduğu gibi ufukta seçim gözükmezken alelacele kongre kararı alarak İYİ Parti’nin geleceğine de ipotek koydu. Daha kongre gelmeden dağılma başladı.
Akşener yaptığı ve söylediklerinin hepsi bire bir GİK, Genel Başkan Yardımcıları, milletvekilleri hatta kısmen teşkilatlar tarafından onaylanarak yapılmasına rağmen Akşener ‘Günah keçisi’ ilan edildi. Tüm olanlara rağmen, bugünkü şartlarda hatalarından ders çıkaran Akşener kadar hiç kimse İYİ Parti’de başarılı olamaz. En azından olağan kongreye kadar partisinin başında olması gerekirdi.