Bu seferki hikaye, Rahmetli Nejat Uygur ile yaşadığım bir anı; bizzat kendim yaşadım. Bu unutulmaz gün, yine kırk seneden fazla olmuştur. Yer Samsun Fuarı, her sene 1-31 Temmuz tarihlerinde açılır kapanırdı. Fuarımıza ses-sinema ve tiyatro sanatçıları gelir, bizlerde o değerli sanatçılarımızı, dinlemeye, seyretmeye giderdik.
O ay Fuar’ın açık hava tiyatro sahnesine, Rahmetli Nejat Uygur ve ekibi gelmişti. İzlemeye ailecek kalabalık bir gurupla gitmiştik. Ben o zamanlardan basın kartı taşıyorum. Ankara’da ve Samsun’da çıkan iki ayrı dergide haber ve makale yazıyorum.
Bizim ekiple tiyatroya, erken geldiğimiz için salon hemen hemen boştu! Bizimkilere bende en öne oturmalarını söyledim. Ben başka taraftayken bizimkileri, ön koltukların protokola ait olduğunu söyleyerek, ikinci sıraya almışlar.
Fakat Protokol’den fazla gelen olmayınca ben yine ön sıraya geçmiştim, Sonra benim gibi başkaları da oturunca orası da dolmuştu! Salon tıka bas dolu gelenlerin çoğu ayakta kalmışlardı. Oyun başlamış, büyük bir zevkle, mutlulukla takip ediyordum.
Oyunun bir bölümünde Uygur’un oyunda, abisini oynayan, Rahmetli (Bahri Bayat) Uygur’a misafirlerimize şeker tutsana diyerek; replik yapıyor. Rahmetli Nejat Uygur’da sahnenin önüne cam şekerlikle gelerek, protokolde oturanlara, buyurun alırımsınız dedi! Herkes birbirine bakıyor kalkmıyor.
Uygur’da ısrarla buyurun buyurun şeker alın diye ısrar ediyor. Baktım olacak gibi değil! Ben kalktım sahnenin önüne gelerek, şekerliğe elimi uzattım. Bir adet şeker almıştım ki! Rahmetli elime vurarak, şekerin elimden düşmesini sağladı! Rahmetli Bayat ayıp değil mi? Neden misafirimizin eline vuruyorsun deyince!
İşte o zaman Rahmetli Nejat Uygur’un tiyatroya gelen misafirlerin kahkaha tufanı koparmasına, benimde mahcup olmama neden olan repliği söyledi! Ama abi iki tane alıyordu! Maalesef rahmetli beni tuzağa düşürmüştü! Sonra öğrendim ki aynı replik her gece yapılıyor, benim gibi bir kurban seçiliyormuş.
Anlatacak o kadar çok hikâye var ki! İlk aklıma gelenler, Rahmetli babamla Süleyman Demirel, İsmet İnönü, Yassı adada Rahmetli Adnan Menderes’le beraber yatmış, DP Milletvekili Av. Nüzhet Ulusoy Kâmil Sönmez, Yıldıray Çınar, Abisi Sami Çınar Ümit Tokcan, Osman Yağmurdereli, Sağ olan Ümit Besen, KKTC Ersin Tatar, Meclis Başkanı, Numan Kurtulmuş, Bakan Mehmet Muş, Samsun Valimiz Orhan Tavlı, Milletvekilleri, Kaymakamlarımız, Belediye Başkanlarımız ve birçok bürokratlarla anılarımız oldu!
Ömür böyledir işte! Safa ile Merve arasında koşan bir Hacer gibi! Kalbiyle nefsi arasında, gider gelir insan!
İki kişi geri dönmez dedi usta! Birincisi ölen, ikincisi kırılan! Niçin? Diye sordu çırak! Çünkü, diye başladı söze usta; birincisinde can yoktur, İkincisinde derman!
Bende, dermanım oldukça koşturmaya yazmaya devam edeceğim…
Baki selamlar…