İlk 15 dakika çok hızlı başladı…
Önce Kubilay’la ‘ahlar vahlar’ ettiğimiz bir gol pozisyonu, sonrasında kalemizde gördüğümüz gol…
Neyse ki; golün şokunu erken atlattık.
‘Sessiz golcümüz’ sahneye çıktı, Nadir’le beraberlik golünü bulduk ve ’nefes aldık’.
Oyuna yeniden ortak olduğumuz golden sonra sağ kanadımız 15-20 dakika sekse de Guido’nun ve Ferhat’ın Erkam’a desteği ile bu soruna çözüm ürettik…
Gününde olmayan Savicevic, “bu nasıl kaçar!” dediğimiz pozisyonda dağlara taşlara attı meşin yuvarlağı…
Buz gibi penaltıyı es geçti hakem!..
İlk devrede golü istedik ancak Menemen ekibinin orta saha ve defans tandeminde ortaya koyduğu disiplinli futbol anlayışı, bizim işimizi zora soktu…
Kubilay’ın beklenenin altında kalması, kanatlardaki üretkenliğimizin tehlikeli ataklara dönüşememesi açıkçası Menemen ekibinin istediği futbolun ekmeğine yağ sürdü…
Burak zaman zaman kendi çabaları ile oyuna hareketlik katmak istedi ancak ‘olmadı…’
Menemen’in özellikle ofansif yabancı oyuncularının hızlı ve etkili olması bizim orta saha-defans tandemini tedirgin ettiği ortadaydı.
Nefeslerini her defasında hissettik!...
Yabancı futbolcunun katkısı ‘tam da böyle olmalı’ değil mi?
Bizim Gyasi ve Savicevic ne yaptı?
Bu maçta dikkatimi çeken ayrı bir notta ‘süreklilik arz eden pas hatalarıydı…’
İkinci yarıda oyun anlamında senaryo aynıydı..
Topla oynayan ancak sonuca gidemeyen bir Samsunspor…
Önce Savicevic, sonra Kubilay kenara geldi..
Olmadı Burak kenara geldi…
Gol aradığımız dakikalarda Burak’ın oyundan çıkmasına anlam veremedim?
4-2-4’e döndü ki; bu bizim hiç alışık olmadığımız bir oyun stiliydi…
Ertuğrul hoca ‘gol için’ tüm hamlelerini sahaya sürdü ama;
Gol atmayı ‘be-ce-re-mi-yo-ruz.!
Çevir topu, al pas ver pas, kale önüne geliyoruz tıkanıyoruz…
Ne denediysek olmadı, olan da ofsayta takıldı…
Bu saha dizilimi sonrası oyunu rakip sahaya yıksak da, arkada açıklar verdik ki; o anda Allah’tan tabela değişmedi…
Biz de değiştiremedik ya!...
Bu arada karşılaşmanın hakemi Mert Güzenge’ye iki çift lafım var…
Yazık ettin üç puanımıza!...