Temmuz ayının ikinci yarısından buyana, Ülkemiz ve ülkemiz insanı doğal afatlar ile ciddi olarak boğuşmaktadır.
Doğa yurdumuza ve insanlarımıza epeyce zarar verdi.
Sadece bizler değil dünya insanları da bunu hak etti diye düşünüyorum.
***
Sadece doğayı suçlayarak bir yere varamayacağımızı anlamak durumundayız.
Doğayı bu duruma kimler getirdi? Bu yaşananların nedenlerini bütün detayları ile incelemek durumundayız.
Böyle devam edersek aynı bedelleri tekrar tekrar ödemek durumunda kalacağımızı bilmeliyiz.
Bilim insanlarının uyarılarını tüm insanlık dinlemek durumuna olduğunun altını çizmeliyiz.
***
İklim değişikliklerinin nelere mal olacağını tekrar tekrar düşünmeliyiz.
İklim değişiklikleri ve salgın hastalıklar aracılığı ile yapılan uyarılar bizlere hiç etki etmemiş gibi davranıyoruz.
Doğaya zarar vermeden yaşamanın kurallarını bir bir ortaya koymak durumundayız.
***
Doğa muhtelif yollarla bizim yanlışlarımızı anlatmaya çalışıyor ama bizler anlamazdan geliyoruz.
Kaz dağlarında yok edilen ağaçları ve yok edilen yeşilliğin intikamıdır bu yaşanan afatlar.
Dere yataklarına ev yapıp insanların oturmasına izin vermek yaşadığımız afetlere davetiye değil mi?
***
Ormanlarımızın önemli bir bölümü yandı kül oldu, hiçbir hazırlığımızın olmadığını gördük.
***
Yabancı dil öğrenmek bu gün ki dünyada ne kadar önemli ise doğanın dilini de öğrenmek bir o kadar önemli değil mi?
***
Çocuklarımıza bırakmak durumunda olduğumuz bu mirası yemenin kimseye bir faydası olmamıştır olmayacaktır.
Ülkeyi yönetenlerin ve hatta ülkeleri yönetenlerin yan yana gelip bir doğayı koruma yasası yapmaları gerekmektedir.
Bunlar yapılmazsa dağa çok yeşil alanımız yok olacak ve daha çok sel felaketleri ve orman yangınları göreceğiz ve yaşayacağız.
***
Bu dünya bizim kirletmeyelim birbirimize zehretmeyelim olur mu?.