Yaşadığımız dünyada, yaşadığımız kentlerde ve mahallelerimizde, birlikte olduğumuz arkadaş ve dostlarımızın, uğradıkları haksızlıklarda onlara ne kadar destek olabiliyoruz meselesini düşündüğümüzde sadece üzülüyoruz.
***
Hele son zamanlarda, daha çok yaşadığımız kadın cinayetleri Kadınlarımıza yapılan şiddet, büyük bir ayıp olarak önümüzde duruyor.
***
Güçlerin eşit olmadığı her yerde, yaşanan şiddet ancak etkin bir hukuk sisteminde çözümlenebilir.
***
Toplum düzenini sağlayan en önemli kurumlardan birisi de hukuktur.
***
Kadına yapılan şiddetin özünde, birçok etkinin yanında eşitsizlik yatmaktadır.
Erkeklerin, kendilerini kadınlardan daha güçlü bir bedene sahip oldukları inancı, önemli ilkelliklerin yaşanmasına neden olmaktadır.
Hele birde kadının mesleğinin ve işinin olmaması, önemli bir ilkelliğin yaşanmasının kaynağı olarak görülmektedir.
Buradaki ilkellik hukuk sistemi sayesinde çözülmelidir.
Kadınların çocuk baskınına uğratılması durumu rastlantı değildir.
Kadınların eve kapatılmasının meşru gösterilmesi isteğinin sonucudur.
Kadınların sosyal yaşamdan eve kapatılması projesinin önemli bir yoludur.
***
Ekonomik bağımsızlığı olan kadınlarımızın da, şiddete maruz kaldıklarını sıkça duyuyoruz.
Bu durumun toplumsal bir arızanın sonucu olduğunu söylemek mümkündür.
***
Siyasiler, çıkartacakları yasalarla toplumun önemli bir yarası olan kadına şiddeti önlemeleri mümkündür.
Ülkemizde son günlerde, mahkeme kararlarının da şiddete uğramış kadınlarımız aleyhine sonuçlandığını okuyoruz ve Televizyonlarda izliyoruz.
Kadınlarımızın da, bizlerin anneleri, eşleri ve çocukları olduğunu unutmamak durumundayız.
***
“Kol kırılırmış yen içinde kalırmış” diye bir uyduruk cümle ile kadına yapılan baskılar kamufle edilmektedir. Kadına şiddete kılıf hazırlamaya yönelik bir cümledir.
***
Kadınlarda biz erkekler kadar insandır bunu unutmamak durumundayız.
Kadınlarımıza yapılan haksızlıklar mutlaka önlenmelidir.
Bu yapılan haksızlıklar ortak acımızdır, ortak ayıbımızdır.
Bu ayıptan mutlaka kurtulmamız gerekmektedir.