Kamuda hangi olay yaşanırsa yaşansın, birileri zarar görmüşse, cezai bir durum söz konusuysa Cumhuriyet Savcıları 'derhal harekete' geçer..
Savcıların görev yetkileri konusuna, önceki gün İsmail Başaran ile sohbet ederken tekrar baktım..
Konumuz; Samsun'da 13 kişinin hayatını kaybettiği sel ve 7 işçinin hayatını kaybettiği Eti Bakır'daki kapak faciasıydı..
Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) Samsun Şube Başkanı Müşfik Veysel Erdoğan, neredeyse lafı ağzımızdan aldı..
Bu kadar denk gelebilir..
Bugün yazacağım konu zaten 'neden halen davaların açılmadığı' olacaktı..
ESM'nin açıklamaları da 'Kamu da böyle bir beklenti olduğunu' doğruluyor..
'Önceki günden aldığım notları aktarıyorum..
Savcıların yargısal görev ve yetkileri arasında; Araştırma ve Soruşturma Yapmak, Kamu Davasını Açmak ve Yürütmek, Kanun Yollarına Başvurmak, Cezaları İnfaz Etmek...
Kısaca; Cumhuriyet Savcısı, suç haberinin kendisine ulaşmasıyla birlikte devlet adına araştırma ve soruşturma faaliyetinde bulunmak, kamu davasının açılmasını gerektiren şartlar oluştuğunda dava açmak ve yürütmek, mahkemelerin verdiği kararları yerine getirmek ve kanunla kendisine verilen diğer görevleri yapmak durumunda olan ve yürütme erki içinde yer alan bir devlet memuru olarak tanımlanabilir.
Şu kısma dikkat edelim.. 'Suç haberinin kendisine ulaşmasıyla birlikte devlet adına araştırma ve soruşturma, kamu davası açmak '..
Evet Samsun'da geçtiğimiz 4 Temmuz 2012 tarihinde Canik'te yaşanan sel felaketi sonrasında 6'sı çocuk 13 vatandaş hayatını kaybetti..
Ve o sel kendiliğinden olmadı elbette..
İhmallerle ilgili 'belediye başkanları bile bir çok açıklama yaptı'.
Bakan Erdoğan Bayraktar 'Suçumuz varsa çekeriz, suçu olan da çeker" dedi.
Canik Belediye Başkanı Osman Genç bile 'İncelensin suçumuz varsa, çekeriz" dedi.
Dereleri ıslah etmesi gereken Büyükşehir Belediyesi 'bu konuda susmayı tercih etti' üzerine alınmadı ama 'sel sonrası su taşkınına yol açan alt yapı, dere ve köprü çalışmalarına başladı'..
Samsunlular, olayın mağdurları, ölenlerin yakınları hemen herkes 'selle ilgili açılacak soruşturma ve davayı bekledi durdu'..
Ama aradan 8 ay geçti.. Soruşturma izni verildi mi bilmiyoruz ama en azından şu an bilinen bir yargılama yok..
ESM Samsun Şube Başkanı Müşfik Veysel Erdoğan da bu noktaya dikkat çekiyor..
"Büyükşehir ve Canik Belediyesi, TOKİ’nin sorumluları ile ilgili sağlıklı bir yargılama yapılması için soruşturma izinlerinin verilmelidir" diyor.
Ama ben ekleme yapayım; Sorumlular hakkında Yargılama izni de verilmeli..
Ve Samsun bu konuda hiçbir şey bilmiyor..
Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan'ın ya da Samsun Valisi Hüseyin Aksoy'un bu konuda; kamu vicdanında derin yaralar açan o sel olayının akıbetiyle ilgili bu kente açıklama yapmaları 'elzem ve gerekli bir konudur'..
Kolay değil, 6’sı çocuk 13 vatandaş hayatını kaybetmiştir. Sonra da Atakum'da bir vatandaş yine sel nedeniyle öldü.
Milyonlarca lira can ve mal kaybı oldu..
Ben kendi görüşüme göre Cumhuriyet Savcıları'nın bu konuda görevlerini yaptıklarına inanıyorum..
Soruşturma ve araştırma izinlerine 'ihtiyaç duymadan' gerekli hazırlıkları ve çalışmaları yaptıklarını düşünüyorum..
Peki hangi noktada takıldı..
İşte soru budur..
Dava açmak ve yargılanma kısmı için İçişleri Bakanlığı izin verdi mi onu, onu bilemiyorum..
Bu olayın iki boyutu var. Cumhuriyet Savcıları ve yüce yargı, kamu adına 'o sel sularının altında kalan küçük Bedirhan'ın adına, sorumlulardan 'hesap soracaktır..
Olayda hayatını kaybedenlerin yakınları da 'uykularında hayatlarını kaybeden minik bedenler, anaları, babaları' için hesap soracaktır..
Hem cezai kısmı var bu olayın hem de tazminat boyutu..
Her kim olursa olsun, "Doğru ya da yanlış yaptıklarıyla ilgili hesabını vermeli'..
Hele ortada can varsa..
Bu anlattıklarım ve hukuki süreç aynı şekilde Eti Bakır'da yaşanan kapak faciasıyla ilgili de geçerlidir..
Ve Samsun bu olayların süreçlerinin takipçisidir..
Sayın Başsavcı Yeldan'ın hassasiyetlerini tahmin edebiliyorum..
Ama kamuoyunun 'hassasiyetlerini' de biliyorum..
Her iki olay için de 'adil bir yargılama' sorumluların ortaya çıkarılması süreç açısından 'geç kalmıştır' şeklinde bir izlenim mevcuttur..