Samsun'un yağmur ve sel hikayeleri artık dillere destan oldu.
TV haberlerinde, gazetelerde, medyanın her dalında, uzaklardaki akrabalarda, yurt dışındaki yakınlarımızın dilinde.
Sahte Venedik misali 'kayıklarla gezilen Samsun caddeleri var'.
Vatandaş hep tedirgin.
Hele ki gökyüzü şöyle kendini bir kararttığı zaman, uykular kaçıyor.
Üreticiler korku içinde.
Yöneticilerimizin durumu farklı.
Onlar güneş yüzünü gösterdiği zaman 'rutin işlerine dalıyorlar, mahkemelik yerleri satış işleriyle uğraşıyorlar'.
Ta ki, kararan gökyüzünden yağmur düşene kadar.
Sonrasında 'araçlar yollarda'.
Ellerinde demir çubuklar olan belediye görevlileri 'mazgalları açmaya çalışıyor'.
Komedi gibi yani.
Hatta o kadar işin arasında DSİ Samsun Bölge Müdürlüğü, tüm sorunları halletmişler gibi, 'Üzerlerine düşen görevi yaptıklarını, bol rakamlı yazılarla gönderip cevap ve düzeltme hakkını bile kullanacak kadar rahatlamış'.
Sanki biz yazdığımız için su taşkınları yaşanmış gibi bizlere 'DSİ görevini yapmıştır' diye yazı göndermişler.
Aslında yazının muhatabı 'biz olmamalıyız'.
Eğer bir kentte sürekli su taşkını oluyorsa, tarım alanları sular altında kalıyorsa, kırsalda sel yaşanıyorsa, bunun sorumluları ve taşkınları önlemekte görevliler kimlerse, 'otursunlar kendi aralarında yazışsınlar'.
Doğrusu bu.
Kimin ihmali varsa da 'kamuoyu ve yetkililer bilgilendirilsin ki', işini yapan işine baksın, işini beceremeyen de 'değiştirilsin'.
Biz bilemeyiz elbette kim işini yapıyor kim yapamıyor.
Ama bizim bildiğimiz gördüğümüz bu kent 'su taşkınlarını yaşıyor, üreticiler, vatandaşlar, kent, hemen herkes korkulu rüya yaşıyor'.
Bu kabusun yaşanmasında kimin ihmali varsa elbette sorgulanmalı, ortaya çıkarılmalı.
Siyasi otorite de gereğini yapmalıdır.
Seçimle iş başına gelenler açısından da vatandaş sandıkta 'gereğini yapmalıdır'.
Demokrasinin gereği bu.
Kaldı ki, bakın görün Samsun’un sel ve su baskını çilesi TBMM gündemine kadar gitti.
Ve konu geldi çattı, Salıpazarı Barajı’nın neden bitirilemediğine kadar geldi.
Çünkü Samsun’da bir doğa olayının felakete dönüşmesini önleyecek mahiyette yeterli tedbir alınamadığı gerçeği var.
Mesela;
Salıpazarı Barajı’nın yapımına başlanalı ne kadar oldu.
Yıl 2017.
Ne zaman bitecekti;
2020...
Hangi yıldayız..
2023..
Peki bu gecikmenin nedeni ne?
Sorumluları kimler?
Hangi kurumlar?
Vatandaş bunları bilmeli.
Terme’yi, Salıpazarı’nı, Çarşamba'yı selden kurtarmak için yapılması gereken ilk iş Salıpazarı Barajı değil mi?
Samsun'un Terme ve Çarşamba ilçelerinin, hatta kent merkezinin sular altında kalmasının nedeni barajın tamamlanmaması değil mi?
2017 yılında başladı, hesapta 2020 yılında hizmete girecekti. Sene kaç? 2023, aradan 2 tane seçim geçti. İnşaat daha temel seviyesinde, ortada halen baraj yok.
Ne diyeceksiniz şimdi.
Bunun için de bir yazı gönderebilir mi acaba yetkililer.
Biz barajı tamamladık, bu iddialar doğru değil diyebilirler mi?
Bakın CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, iktidara ne diyor mecliste.
"Özellikle Salıpazarı, Terme ve Çarşamba sel konusunda risk taşıyor. Barajı bitirmeniz için daha kaç sel yaşanması gerekiyor?”
Soru güzel.
Ve diyor ki; TBMM’de Araştırma Komisyonu kurulsun.
Kesinlikle kurulsun, ihmali olanlar hesap versin.
Zaten Çan, altyapı sorunlarına dikkat çekti, ilgili kamu kuruluşları ve yöneticilerini, görev ve sorumluluklarını yerine getirmemekle eleştirdi.
Çan, "Samsun, haftada bir sel ve su baskını felaketi yaşar hale geldiyse eğer, bunun sorumlusu bellidir. Gerekli tedbirleri almayan, yapılması gerekenleri yapmayan kamu idareleri ve onu yöneten zihniyetlerdir. Bir doğa olayını felakete dönüştüren işte budur.”
Bence de haklı.
Samsun gibi bir kent rutin yöneticilerle yönetilemez.
Bu kentin önceliklerini belirleyen ve öngörüleri olan yöneticilerle selamete kavuşur.
CHP Samsun Milletvekili Murat Çan'ın, Salıpazarı Barajı inşaatında yaşanan gecikme nedeniyle soru önergesi vermesi ve Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı'dan yanıt istemesi de doğru bir hamledir.
Yanıtı merakla bekliyoruz.
Çünkü bu baraj dilden dile yayılan bir türlü sonuçlanmayan bitmeyen hikayeye dönmüştür.
Her yıl yeni bir hikaye ile gündeme gelmektedir.
Güneşli günlerde unutulup, 'her yağmurla hatırlanan' 3 yılda inşaatında sadece yüzde 10 ilerleme olan, adı olup, kendisi faaliyette olmayan bir 'vaatten öte bir şey değildir'.
Hatta bir ara bölgede yaşanan sel felaketlerini önlemesi için projelendirilen baraj ile ilgili, Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin yüzde 56'lık maliyetini karşılayacağı açıklanmıştı.
Ama sonra duyduk ki; Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, "Paydaşlık devam etmiyor" demişti.
DSİ ise sanki baraj söylendiği gibi 2020'de tamamlanmış gibi, 2023 yılında olmamıza rağmen ortada baraj yok, 'biterse, şöyle olacak, şuraları sulayacak gibi 'cek cak' lar anlatıyor.
Şu tarihte tamamlanacak diye bir tarih bile yok.
Bir tarih koyun, o tarihte tamamlansın, vatandaşta ona göre tedbirini alsın, doğrusu bu değil mi?.
O nedenle CHP'li Çan'ın soru önergesi önemli.
Kim bu işi yürütüyor, ne kadar yol alınmış, ne zaman bitecek, yeterli ödenek var mı, hepsini öğrenmek mümkün olacak.
Bakan'dan yanıt gelince tabi ki.
İnşallah Salıpazarı Barajı bir an önce 'cek-cak'lardan kurtulup tamamlanır da bölge halkı rahat bir nefes alır.
Yanıtı bekleyelim.
Sonra üzerinde konuşacağımız çok şey olacak.
Öyle görünüyor.
Bölge üreticileri artık isyanda
Büyükşehir 'biz yokuz' demişti
İşte Murat Çan'ın Baraj önergesi
CHP Samsun Milletvekili Op. Dr. Murat Çan önergesinde, Salıpazarı Barajı’nın 2020 yılında tamamlanmak üzere projelendirilip ihale edildiğini ancak aradan geçen 6 yılda inşaatın ancak yüzde 10 seviyelerinde olduğunu kaydederek, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’dan şu sorulara cevap vermesini istedi:
- 2020 yılında hizmete girmesi gereken Salıpazarı Barajı, 2023 yılına gelmiş olmamıza rağmen neden hala tamamlanamamıştır?
- Yüklenici firma, söz konusu barajın inşası konusunda hangi yükümlülüklerini yerine getirmiş, hangilerini getirememiştir?
- Yerine getirilmeyen yükümlülükler ile ilgili hangi yaptırımlar uygulanmıştır?
- İlgili kamu idaresi (DSİ), söz konusu baraj inşaatı ihalesine ilişkin hangi yükümlülüklerini yerine getirmiş, hangilerine yerine getirmemiştir?
- Yerine getirilmeyen yükümlülükler ile ilgili sorumlu kurum yöneticilerine yönelik idari ve adli yönden hangi yaptırımlar uygulanmıştır?
CHP Milletvekili Dr. Murat Çan
Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı