Samsun İl Genel Meclisi'nin Başkanı Mustafa Karakurt dün oturumu açarken, meclis üyelerinin tamamının olup olmadığıyla ilgili dün yoklama yaptı..
Sonraki cümlesi ilginç..
'Çok şükür herkes tamam'..
Karakurt'un yoklama yaptırması da, 'çok şükür' ile başlayan cümlesinin nedeni aslında basit..
Çünkü dün jandarmanın İl Özel İdare'ye yönelik 'kaçak kum alımıyla ilgili' şafak operasyonuu gerçekleşmişti.
Ve ilk gelen bilgilerde bazı meclis üyelerinin de göz altında olduğu yorumları Samsun'da ve ilçelerde gündeme bomba gibi düştü'.
Mecliste oturum, böylesine gergin bir ortamda açıldı..
Oysa 'Meclis Başkanı Karakurt'un' korkmasını gerektiren bir durum olmamalı..
İl Özel İdrare ve İl Genel Meclisi aldığı her kararın altına 'imza atabilmeli. Çekinceleri olanlar da oylamalarda hayır diyebilmeli'..
Kafasına yatmayan kamu yararı görmedikleri konularda 'karşı duruş sergileyebilmeli'..
Elleri kaldır, indir olmamalı..
Siyaset elbette yapılmalı, parti kararlarına uyulmalı elbette, ama yanlışın siyaseti olmaz..
Meclisin ve İl Özel İdare'nin görevi, birilerinin çıkarlarını korumak değil, kamuoyunun çıkarlarını gözetmek olmalı..
Eğer 'vicdan ile cüzdan arasında' kalınmazsa, ne o eller kolay kalkar, ne de yanlışın altına imza atılır..
Karakurt elbette, bu yoklamayı yaparken ve çok şükür, herkes tamam derken, 'kendi kendine hatalı işler yaptık mı sorgulaması' yapmamıştır..
Bireysel olarak acaba bazıları hata mı yaptı, telefon konuşmaları mı takıldı diye düşünmüş olmalı sanırım.
Bir bakıma başkanı olduğu meclisin üzerine gölge düşmemesine sevinmiş olmalı....
Ve ağzından o 'çok şükür' sözü çıkmış olmalı..
Yoksa, Samsun İl Genel Meclisi bir çok konuda 'oy birliği ile' karar alıyor ve 'hizmetin yerine gitmesi için müthiş tartışmalara da sahne oluyor'..
Özel İdare bazı konularda, bazı iddialarla gündeme gelse de, Samsun İl Genel Meclisi, Türkiye'nin örnek gösterilebilecek meclislerinden biri olarak görülüyor..
Ancak Samsun neleri gördü..
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz'ın da aralarında olduğu belediye görevlilerine yapılan A Takımı operasyonunun davası halen sürüyor..
Başkan Yılmaz 42 yılla yargılanıyor..
Ayvacık Belediye Başkanı Mustafa Belur'un adı da 'görülen bir çete davasının dokümanlarında geçiyor'..
Telefon konuşmalarının tapeleri internette...
Ayvacık minibüslerinin otobüse çevrilmesinde 'hakkında savcılığa suç duyurusu' bulunulmuş ve hatta otobüsleşme olayı mahkemelik bile olmuştu..
Ama Samsun'da öyle şeyler oluyor ki; operasyonlar bitmek bilmiyor..
Çünkü, denetimsizlik, ahbap çavuş ilişkileri almış başını gidiyor..
Daha geçtiğimiz ay, belediye başkanlarının da aralarında olduğu bazı belediye meclis üyeleri hakkında İçişleri Bakanlığı soruşturma izni verdi..
Samsun Büyükşehir Belediyesi Makine İkmal Daire Başkanlığı'ndaki yolsuzluk olayı ise 'tam bir ihmaller zinciri' gibi görülüyor..
Küçük, küçük götüren görevliyi, aslında denetlemesi gereken yetkililer, aylar sonrasında 'bir şeyler oluyor' diye fark edebiliyor..
Sonra bir bakıyorlar ki, yolsuzluğun başka ayakları da var..
'Çok şükür yakaladık', diyecek halleri yok sanırım oradaki yetkililerin.. Büyükşehir Belediyesi'nin Başkanı Yılmaz'ın 'Konuyu Büyükşehir Meclisi'nde gündeme taşıyıp, yolsuzluk olayını araştıralım, derinliği nedir, sonuçta kamuoyunun parası çalındı, sonuna kadar gidelim. Yargı boyutu ayrı' gibi bir derdi yok sanırım..
Allah'tan MHP'li bir üye çıkıyor da, konuyu meclisin gündemine getiriyor. AK Partili üyeler, "Ne gerek var olay yargı boyutunda' diyor ama Başkanvekili AK Partili Turan Çakır, 'çok şükür' gündeme alınması için MHP'li üyeye destek veriyor..
Peki gelelim düne..
Samsun'da kum ocaklarıyla ilgili ise bir operasyon bekleniyor muydu..
Evet bekleniyordu..
Bu kez düğmeye Çarşamba Cumhuriyet Başsavcılığı bastı. Samsun İl Jandarma Komutanlığı ekipleri de Samsun ve ilçelerine yönelik kaçak kum alım satımıyla ilgili operasyon düzenledi...
Şu ana kadar 38 kişi gözaltına alındı...
Olayın ayrıntıları ve İl Özel İdaresi'nin olayın neresinde olduğu bir iki gün içinde netleşir..
Samsun merkez, Çarşamba, Salıpazarı, Terme, Tekkeköy ile Sinop ve bazı ilçelerini kapsayan bir soruşturma..
Sanırım bugünlerde 'sabahları birbirlerini telefonla arayıp, yoklama yapanlar çoğalacak gibi..
Kimler 'çok şükür' der, kimler 'yandık der' soruşturma sonrasında göreceğiz..
Ama kamuoyu, bizler, 'çok şükür', bağımsız yargı var, jandarma var, polis var diyoruz..
Çok şükür..