İstanbul ve Ankara'da yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla yapılan operasyonla ilgili gelişmeleri, tüm Türkiye'nin izlediği gibi izliyoruz..
Gün boyu yaşanan gelişmelere neresinden bakabilirim diye düşündüm durdum..
Üç bakanın oğlunun ve dördüncü bakanı da kapsayan iddialara mı şaşırmak lazım, sonrasındaki görevden almalara mı?..
Vatandaşın kafası ancak bu kadar karıştırılabilir diye düşünüyorum..
Bir çok yönden ilginç bir operasyon diyebiliriz..
Öncelikle İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu gözaltına alınıyor ve bakan bunu basından öğreniyor..
Yani polisin bağlı olduğu bakan Güler için bu durum şok olsa gerek..
Ayrıca savcılık ve polis bir yılı aşkın dinleme yapıyor; ama yine üstlerinin haberi yok..
Kimden emir almışlar, kime karşı sorumlular, dinlemelerle ilgili raporları kime vermişler; adeta arap saçı..
Peki ya sonrası..
Düğmeye basıldı ve operasyon başlatıldı..
52 kişi gözaltında..
Polisin 'sızmayı önlemesi büyük bir başarı'..
Ama gelişmeleri ve operasyonu üstlerine bildirmemesi de 'sızma şüphesi ile ilgili yapılmış ise' Emniyet'in içinde bulunduğu durumu tartışılır hale getirmez mi?..
Neresinden bakarsan ilginç gelişmeler ama operasyon sonrası yaşananlar 'demokrasinin işlediği ülkelerde çok sık rastlanmayacak' cinsten..
Son olarak televizyon haberlerinde izlediğimde İstanbul emniyetinde görevden alınan müdür ve müdür yardımcısı sayısı 11 idi..
Nerede görülmüş bir olaydır acaba, işini yaptığı için polisin görevden alındığı..
Sonuçta sızma olmamışsa polis görevini iyi yaptı demektir..
Kime güvenebileceğini, kime güvenemeyeceğini de 'iyi tespit etmiş demektir'..
Görevden alınması gerekenler acaba, operasyon bilgisinin ulaştığı son kişilerden sonrası mı, yoksa 'kimseye sızdırmadan işini yapanlar mı'?.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ilgili olarak, 'Kirli ilişki varsa ortaya çıkarılır' demesini beklerken, 'operasyona kirli demesini' çok anlamadım..
Henüz 'iddia aşamasında olan bir operasyonun sonucunu beklemeden böyle bir kanıya varılması', görevden almalar şimdi başka illerde çalışan, polise, savcıya nasıl bir mesaj olarak algılanmıştır acaba..
Burada önemli olan bir olay daha vardır ki; işte sokaktaki insan da bunu konuşuyor..
'Neler oluyor'..
Evet asıl soru bu..
'Neyin hesaplaşması'..
Kimlerin meydan muharebesi..
Eğer Başbakan Erdoğan'ın dediği gibi 'Devlet içinde devlet olmaya çalışanlar var ise', 12 yıllık iktidar döneminde bunun nasıl oldu da farkına varılmadı..
Neresinden bakarsanız bakın, bu sadece yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla yapılan bir operasyon değildir..
Belki de büyük bir operasyonun parçalarından sadece biridir..
Öyle ki; işte o operasyondan sonra, başka illere de yayılacağı öne sürülen Emniyet Operasyonu'nu da beraberinde getirmeye başladı..
Bu gelişmeler 'dikkatle izlenmesi gereken, bir dizayn, mühendislik çalışmasıdır'..
Aylardır yaşanan, yıllardır halının altına süpürülen 'güçlerin geriliminin' açığa çıkması gibi görülse de, "mutlak gücün' ayrışmasıdır..
Şimdi ne olacak, daha neler yaşanabilir..
İşte onu kestirmek zor..
Eğer devlet içinde 'devlet olmaya çalışanlar var ise 'Başbakanın dediği gibi çeteleşme çalışması mevcutsa; çok şey olabilir..
Bu anlatılanlardan anladığım illegal çalışmalar olduğuysa; her halde makamını, odasını boşaltmak zorunda kalanlar, elini kolunu sallayarak çıkmayacaktır..
Ne kadar illegal çalışma varsa, 'ortaya saçacaktır'..
Yani yerel seçimler öncesi, önümüzdeki süreç; çok zor bir süreç olacak gibi gözüküyor..