Samsun'da daha önce de bir kaç kez yazdım, çok önemli ve bazı ciddi konularda sıkıntı var..
Hani yetkililere sorsan 'Sıkıntı yok' derler ama işin aslı öyle değil..
Bir vurdumduymazlık, bir bananecilik ya da 'görmedim, duymadım, bilmiyorum' durumu var ki; vatandaş da bunları izliyor..
Sonra ne oluyor..
Bir çok yerden patlak veriyor..
Örnek verecek kurum çok ama 'ben en öne çıkanlarını yazacağım'..
Yani kamuoyunun da bildiklerini..
Örnek 1 - Geçtiğimiz günlerde yazdığımız Salıpazarı'ndaki 'kasabanın şerifleriyle' ilgili bir şube müdürü, bir emniyet müdür yardımısıyla görüştüm..
Sonra da onlar döndü bazı şeyler sordular, Emniyet Müdürü İsmail Türkmenli ile de konuyu paylaşacaklarını söylediler.
Kasabanın şerifleriyle ilgili şikayetçi olan halktan da telefon numarası verdim.
Sonra aldığım bilgiye göre, ilçe emniyet müdürü de 'orada araştırma yapmış'..
Hatta Belediye Başkanı AK Partili Halil Akgül, daha sonra geldi ve 'vatandaşların araçlarına haksız ceza yadıkları şikayetlerini aldım. Müdürlerine de bildirdim' dedi.
SONUÇ: Kimse, ya da bir yetkili kamuoyunda yazı olarak yer almış bir konuyla, hatta şikayetle ilgili geri dönüş yapmadı. Kamuoyuna açıklama yapılmadı. Emniyet Müdürü Türkmenli'nin zaten 'açıklamasını görmek' çok alışılmış bir şey değil de Vali Aksoy bile bu konuya müdahil olmadı sanki..
Örnek 2: OMV'nin okulu yaptırıp yaptırmayacağıyla ilgili günlerdir Samsun basını haber yayınlıyor.
Bırakın haberi, Samsun Valiliği'nin okul yaptıracak diye OMV'li yetkililerle imza attığı protokolu da anlatıyor.
Yani devletin imzasına sahip çıkmasının yanı sıra OMV'nin de saygınlığına sahip çıkmasını gündeme taşıyor basın..
Ve önceki gün OMV'li yetkililer ve Genel Müdür Korkut Öztürkmen Samsun'a geliyor ama ne valilikten ne de OMV'den tek satır açıklama yok..
SONUÇ: Kozluk'a öğretmen lisesi yapılacak mı, yapılmayacak mı belli değil.. OMV'ye deneme üretim izni veren Valilik, deneme üretiminin devam ettirilip etttirilmeyeceğiyle ilgili de açıklama yapmayınca ortaya koca bir belirsizlik çıktı..
Örnek 3 - Samsun'da özellikle Atakum'da akşamları motorların hızlı geçişleri, atistik hareketler yapmasını gündeme getirdik..
Allah korusun bir kaza olmadan uyaralım istedim..
Bilmiyorum emniyet tarafından bir çalışma yapıldı mı?..
Ama ilk izlenimim ne arayan ne soran var..
SONUÇ: Akşamleyin bakıp yarın sonucu bildiririm..
Ve bir örnek daha...
Örnek 4 - DSİ'de bayan mühendise, şube müdüründen şiddet iddiası
Olay bir ay önce yaşanmış..
Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) Başkanı Müşfik Veysel Erdoğan açıklamasa, bayan mühendisin arkasında durmasa duyamayacağız bile..
İddiayı ESM Samsun Şube Başkanı Müşfik Veysel Erdoğan söyledi bayan Mühendis Saliha Öz ise ayrıntılarını anlattı.
Şube Müdürü iddiaya göre bayan mühendis ile tartışmış sonra arkasından odasına kadar gelmiş..
Kapıya ayağını koymuş kapatmasını engellemiş..
Sonra saldıracakmış ama arkadaşları araya girmiş..
Saldıracakmış kısmına kadar olanı bile çok fazla, çok fazla..
Hatta inanılır gibi değil..
Müdürsün.. Yazarsın tutanağını, 657 sayılı kanuna göre işlemini yaparsın..
Peşinden nasıl gidersin, odasına nasıl girersin..
SONUÇ: Samsun Valiliği'ne de bildirilen olaydan bir ay ses çıkmayınca, ESM açıklama yapmak zorunda kaldı..
Olay ayrıca savcılık olmuş..
Yani kamuoyu sorunlara çözüm bulunmayınca, olaylara kayıtsız kalınınca böylesine patlamalar yaşanıyor..
Bayan mühendis ne diyor... Başkaları da var şiddet gören ama sessiz kalmayı tercih ediyor..
Doğrudu, yanlıştır, bilmem.. Ama şahsi düşüncem vardır diye düşünüyorum..
Şimdi ben şu kurumlara 'ne oldu o işle ilgili gelişme desem' ne kadar iş var biliyor musunuz?..
Onlarca konu sıraları arka arkaya..
İşin ilginç tarafı hemen hepsinin muhatabı da son nokta olarak 'Vali Hüseyin Aksoy'..
Emniyet Müdürü, DSİ Bölge Müdürü, OMV'nin yetkilisi konuşmayınca, kamuoyunu bilgilendirmeyince, biz de 'Ne olacak bu işlerin sonu Sayın Valim' demek zorunda kalıyoruz..
Kusura bakmayın artık Sayın Aksoy..
Ama bir konu daha var; unutmadan..
Örneklendirmeden ve sonuç kısmı koymadan iki cümleyle anlatayım, sonra detay yazacağım..
Bazı öğretmenlerin 'aday adayıyım diye boy boy reklam verip, siyasi beyanatlar vermesiyle ilgili Milli Eğitim Müdürlüğü'nce ne yapılıyor acaba..
Yasal işlem başlatılacak mı?..
Yoksa ortalık 'Öğretmenim, kamu görevlisiyim belediye başkan adayıyım' afişleriyle dolacak..