Samsun Eti Bakır'da öyle bir facia oluyor ki, Türkiye'nin gözü o olayda.
Üç gündür İstanbul'dan yaygın basından arkadaşlar, gelip gidiyor. Konu öylesine önemseniyor ki; sanki deprem olmuş gibi, irdeleniyor..
Çünkü olay basit değil. Daha ilk günden itibaren kimse olaydan kaza diye söz etmiyor bile..
İş kazası diyenleri tahmin ediyorsunuzdur...
Facia öylesine önemli ki; Başsavcı Ali Yeldan'ın da söylediği gibi ya yapıldıktan sonra yıkılsaydı.
İçinde kimyevi madde varken bu olay yaşansaydı, boyutları neler olabilirdi acaba..
Ama işin aslı bu facia sonrası sizce yetkililer kamuoyunu ne kadar bilgilendirdi önemli olan bu..
Ortalıkta kafalardaki karışıklıkları gidermesi gerekenler nerede..
Bakın dikkat edin bu Samsun'da böylesine büyük bir facia yaşandı ama Samsun'un üzerinde 'etkili olan, söz sahibi olan isimler' ortada yok..
Samsun Cumhuriyet Başsavcısı konuyla ilgili açıklama yapan, bilgilendiren ilk kişi oldu..
İMO Başkanı Hüseyin Tüfek, Mimarlar Odası Başkanı Selami Özçelik, konuyla ilgili biraz teknik bilgiler verdi.
Halen de onların açıklamaları ve bilgileri ile kamuoyu faciayla ilgili detaylar öğrenebiliyor..
Samsun Vali Yardımcısı ilk gün bir açıklama yaptı sonrasında yok..
Peki olayın yaşandığı ilçenin Belediye Başkanı Hayati Tekin, nerede?..
Bu ilin Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı nerede?..
Bu ilin Çalışma Müdürü nerede?..
Neredeyse herkes 'şu an için sessizliği' tercih ediyor... Sanki Samsun'daki olay normal bir iş kazasıymış gibi...
O nedenle de bilgi kirliliği ortada durup dolaşıyor..
Amonyak tankının Bakır İşletmesi'nde 'ne işi var' diye soruyorlar, işletme yetkilileri dahil kimse çıkıpta 'bu kimyevi madde, bakırda şu işte kullanılır' demiyor..
Türkiye'nin dev tankının yapıldığı zemin ile ilgili etüd yapıldı mı diye soruluyor; kimse çıkıpta yapıldı, işte şu kuruluş yaptı, analizler bunlardır demiyor..
O zemine yapılan bu devasa inşaat için kullanılan malzemeler uygun mudur deniliyor, ilgili biri çıkıpta uygunluk belgesi ve fenni sorumluluk evrakları burada diyen yok..
Vatan Gazetesi'ndeki muhabir arkadaşlar, yaralı işçilerle konuştuklarını anlatıyor. Gazetede de yer almış. 'deprem oldu sandık, zemin kaydı' diyorlar ama kimse çıkıpta, 'Böyle bir tespit yok ya da var doğru demiyor'..
Tank inşaatıyla ilgili ruhsatın 2010'da Tekkeköy Belediyesi'nden alındığı, bu nedenle 2012'de yürürlüğe giren Yeni Yapı Denetim Kanunu'ndan muaf olduğu doğru mudur diye soracağın kimse bile yok..
Çünkü kimse bir şey bilmiyor. Daha doğrusu kimse bilgisini paylaşmıyor..
Bırakın bütün bunların hepsini, denize yakın bir yere böylesine dev bir inşaat için kim ruhsat verdi, kim altına imza attı, bunu bile kimse sahiplenmiyor..
Hatta telefonlarına bile bakmıyor..
Ama şunu söyleyebilirim...
Yargı işi sağlam tutuyor..
Bilir kişi raporları geldiğinde sanırım, yukarıda sorduğumuz bir çok sorunun yanıtını da öğrenmiş olacağız..
Umarım böylesine göz göre göre bir hata yapılmamıştır ama toprak zemin kaydı da böyle bir facia yaşandıysa, daha bir çok sorumlusu olacağı da kesin gözüküyor..
O zemine o dev tank inşaatı olur diyenden, projesini hazırlayana, ruhsatını veren, altına imza atan fenni sorumlusuna kadar, herkesi ilgilendiriyor bu araştırma..
O nedenle;
İnşaata başlamadan önce ruhsat aşamasında zemin etüdüyle ilgili yapılan çalışma; kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından önemlidir ve paylaşılmalıdır..
En azından kafalardaki soruların giderilmesi için şarttır..