Samsunspor, 'yürekleri yakarak' Süper Lig'e veda etti.. Halen kentte hüzün hakim..
Hüzün diyorum ama aslında tam adını da koyamadım. 'Sanki biraz öfke ve isyan ile karışmışlık var'.
Bir hafta önce Kara Kartal'ı İnönü'de yıldırım gibi çarpan takım nerede diye düşünüyor herkes..
Samsun'un ligi bıraktığı anda, 'inancını yitirmeyen' Samsunspor nereye gitmişti. Sivasspor karşısında ne yaptığını bilmeyen o takım da kimdi..
Sonuç kaçınılmaz oldu elbette..
Tribünler de 'o ruh halini' sezmişti. İstanbul'dan gol sesi gelmesine rağmen, 'sahadaki futbolcuların yetersizliği' gece maçına rağmen 'gün ışımış gibi ortadaydı'...
Yani savaşan Samsunspor sahada olsaydı, belki de herkes alkışlayacaktı.. Ama İnönü'deki takımdan eser yoktu..
Nereye geldik..
Bank Asya sponsorluğunu kaybeden, sponsorsuz adıyla TFF 1. Lig'ine. Çünkü Bank Asya, TRT'nin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle sponsorluktan çekilmişti.
Yani 'yeniden kurtlar sofrasındayız'..
Bir Çin Atasözü vardır. Severim bu sözü; Olumsuzlukları vurgularken, aslında her zaman hatalardan çıkarılacak dersleri anlatır.
'Top yere vurmadan zıplamaz'...
Evet.. Samsunspor şimdi yere vurdu. Hızla çarptı. Hatalar zincirinin sonuçları olarak, 'Süper Lig'den, TFF Lig'ine düştü.
Eğer yeteri kadar güçlü olabilirse, yeteri kadar dayanıklı kalabilirse ve halen zıplamaya takati kalmışsa ve zıplaması için şartlar oluşturulursa, "yeniden zıplayacaktır"..
Ama geçtiğimiz sezona bakarsan, havada ne kadar çok uzun süre kalabileceğini kestiremiyorum açıkçası..
Neden mi?..
Çünkü, o görüntü, önceki akşam maç sırasında ve sonrasında net olarak ortaya çıktı..
Murat Yıldırım'ın nasıl gözyaşı döktüğünü, gördük... İnönü'de de diriliş golü için o inançla 'topa vurmuştu'..
Hem de Teknik Direktör Mesut Bakkal'ın 'niye vurdun diye ekranlara yansıyan görüntüsüne' rağmen..
Çünkü o golü rüyasında görmüştü..
Rüyalarına girecek kadar Samsuncu'ydu. Serdar Özkan, Kaleci Ertuğrul'un üzüntüleri de benzerdi..
Yabancılar da üzgündü..
Ama eksik olan bir şey vardı... Ruh eksikti. Samsunspor, son maça kadar 'herkesin umudunu yitirdiği noktada' Süper Lig'e sıkı sıkıya sarılmıştı ama bu ruh nedense son maçta 'kaybolmuştu'..
Takım olamamıştı Samsunspor...
Bunun da sorumlusu Teknik Direktör Mesut Bakkal ve futbolcular değil elbette..
Şimdi bana göre Samsunspor yönetimi, takımın oynadığı oyunu sorgulamayı bırakıp, 'önce öz eleştiri yapmalı'..
Yönetim kendisini masaya yatırmalı.. Nerede hata yaptıklarını ortaya koymalı..
Petkoviç dönemini 've inanılmaz sabırlarının neye mal olduğunu' yeniden düşünmeli..
Maç sonrası Samsunspor'un attığı tek golün pasını veren Pal Lazar'ın söylediği söz, yönetime ders niteliğindedir ve doğrudur;
"Herkes penaltıyı konuşuyor. Ama biz lig başlarken düştük. Şimdiki hocamız o zaman olsaydı, farklı yerde olurduk"..
Olay budur..
Yani sonuçta Süper Lig'den düşen Samsunspor takımıdır ama 'asıl yere vuran yönetimin kendisidir'..