Önceki gün 17 'ocağa, eve' ateş düştü diyemiyorum artık..
Ateş artık her yere düşüyor.
Kars'a düşüyor, burada yüreğimiz, yanıyor, Kocaeli'ne düşüyor,
Trabzon'daki'nin, Antep'teki'nin, İzmir'dekinin yüreği yanıyor..
Çünkü ateş öyle bir düşüyor ki; Türkiye'ye düşüyor..
Kaç yetim çocuk kaldı geride, kaç kadın kocasız, kaç anne ve baba
oğulsuz..
Kaç kişi dayısız, amcasız.. Kaç amca, dayı yeğensiz..
Kaç dede, nine torunsuz..
O ateş öyle bir ateş ki;düştüğü zaman bırakın bir ocağı aynı soy adı
taşıyan onlarca kişinin yüreğini yakıyor. Belki ateş düştüğü yeri çok
daha fazla yakıyor ama sonuçta 70 milyonun yüreğini de sızlatıyor,
acıtıyor..
Dile kolay tam 17 şehit. 17 yetişmiş insan, 17 vatan evladı, 17'lerce
sevda, hayat öyküsü, beklentiler, umutlar..
Duvarlardaki tüm mutluluk resimleri şimdi 'geride kalmış anılar oldu'..
Özlemle, gülümsemeyle bakılan fotoğraflar, sis bulutları içinde kayaya
çarptı.. Kor oldu, ateş topu oldu..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şu günlerde idamın yeniden
getirilmesiyle ilgili konuşuyor ya; 'peşinen evet diyorum'..
Bir referandum yapılsa, günlerce propagandasını bile yapabilirim..
AB Uyum Yasaları'na uyacağız diye İmralı'da baktığımız bebek katili apo,
avukatlarıyla görüşemiyor diye, dünyayı ayağa kaldıracaklar, ama
minicik yavrular babasını, abisini asker selamıyla gözleri yaşlı olarak
uğurlarken, analar, babalar 'Zamansız oldu be kınalı yavrum' diye
haykırırken, 'susacağız öyle mi'..
Niye AB Uyum Yasaları'na uymuyor diye..
Uymasın.. Neyimiz uyuyor ki; AB'nin uyum yasalarına..
Onlarda bizlerde olduğu gibi her gün şehit cenazeleri kalkıyor mu?..
Onlarda bizlerde olduğu gibi, her gün analar, babalar, eşler, çocuklar,
şehit haberlerini izlemekten korkuyor mu?..
Onlarda bizlerde olduğu gibi, her gün sınırlarında, ülkesinin bir yanında
bombalar patlıyor mu?..
Onlarda bizlerde olduğu gibi, 'Mehmetçik askere giderken 'Hakkını helal
et, gidip te dönmemek var' diyor mu?..
Onlarda bizlerde olduğu gibi, nişanlı, yeni evlenmiş, daha doğan
çocuğunu göremeden, bölücü örgütle mücadele için, vatan için canını
verecek Mehmetçikler her gün eli tetikte yaşıyor mu?..
Onlarda bizlerde olduğu gibi, Cumhurbaşkanı, Başbakanı, bakanları,
siyasileri, Valisi, Belediye başkanları ve gözü yaşlı halkı hemen her gün
'şehit cenazelerine katılıyor mu?..
Onlarda bizlerde olduğu gibi 'dış ülkelerden beslenen eli kanlı bebek katili
bölücü örgüt var mı'
Onlarda bizlerde olduğu gibi, bölücü örgütün üyeleri cezaevlerinde açlık
grevi yapıyor mu?.. Onlarda, belediye otobüsleri bombalanıyor mu?..
O zaman neyi tartışıyoruz ki..
Türkiye'nin içinde bulunduğu durum AB Uyum Yasaları'na ne kadar
uyuyor ki; idamı düşünmeyelim..
Terör suçlarıyla ilgili bir kapsam içine alınır ve sınırlamalar getirilir,
çağdaş uygulamaya bal gibi uyar..
'Demokrasi getiriyoruz' diye bir çok ülkeye müdahale eden Amerika'da
idam cezası halen yürürlükteyken, Türkiye'den idamın kalkmış olması bile
'hata olmuş' diyorum..
Apoyu kurtaracağız diye idamı kaldıran siyasiler, şimdi o hatayı
düzeltmeli..
İdam yeniden Türkiye'nin gündemine gelmeli, tartışılmalı..
Ama kantarın topuzunu da 'kaçırmadan'..
Kapsamları ve sınırları iyi belirlenerek..