Polis, savcı, hakim ve yargı sistemi sarmalında güven kaybına uğrayan adalet felç olmadan sorunlara çözüm bulmalıyız. Sebepler değişmeden sonuçlar değişmez, hastalık teşhis edilmeden tedavi edilemez.
Güvenlik kuvvetleri ve yargı mensupları, suçlularla halkaların teması şeklinde bir araya gelebilir, ancak iç içe geçerek zincir oluşturamaz. Zincir oluşturduğu zaman suçlular, devletin gücüne sahip olur. Suçla mücadele edenlerin mücadelesine engel olur. Özelikle yargı mensupları halkaların iç içe geçerek zincir oluşturması şeklindeki yapılanma bir tarafa suçluyla bir araya hiç gelemez.
Bir hakim arkadaşla yemek yerken, tesadüfen geldiğini düşündüğüm, tanıdık birisi geldi ve aynı masada yemek yedik. Yemek esnasında Osmanlı tarihi üzerine sohbet ettik, adam söze hiç karışmadı; sadece dinledi. Adam ısrarla hesabı ödemek istedi. Hakim kesin bir dille reddetti. Yemekten sonra ayrı ayrı yerlere gittik. Ben de hakim de bilmiyorduk, adamın öğleden sonra mahkemesi olduğunu. Adam duruşmaya gelince, hakim adamı tanıyıp, duruşmadan çekilmiş. Benim de durumdan haberdar olmadığıma inandığı halde, bir kumpas iması oluşur, yanlış anlarım diye beni arayıp durumu anlatmadı. Sonradan olanları iki taraftan da öğrendim. İlk duruşma olduğu için, adamın sanık olduğunu hakimin bilmesi mümkün değildi. Buna rağmen hesabı ödetmemişti. Duruşmada adamı görence de davadan çekilmiş. Görüştüğümüzde ‘Hakimliğin bunu gerektirdiğini, karara kimsenin gölge düşüremeyeceğini’ söyledi.
Bunu niçin mi anlattım?
Hayati davaların hakim ve savcılarının yakın akrabaları bir kuruluşta çalışıyorsa,veya karmaşık ticari ilişkiler içindeyse bu hakim ve savcılar, bu kuruluşla ilgili davalara bakabilir mi? Bakarsa, halkalar iç içe geçerek zincir oluşturmaz mı? Bir öğün yemeğin, davanın kararına gölge düşürdüğü yerde bu ilişkiler davaya gölge düşürmez mi? Yasaların yeterli olduğu yerde bilgi ve belgeye göre; yetmediği yerde millet adına vicdanen karar veren yargıçların, vicdanen mi cüzdanen mi karar verdiğini millet nasıl anlayacak? Yargıya güvenin düşmesinde bu karmaşık ilişkilerin rolü yok mu? Adaletin gecikmesinde veya hiç tecelli etmemesinde teknik noksanlıklar kadar bu tür ilişkiler rol oynamıyor mu?
Adaletin varlığı bireyin kendini özgürce ifade etmesinden anlaşılırken, adaletsizlik başına buyruk hareketlerinden anlaşılır. Kararların usulüne, belge ve bilgiye uygun olup olmadığını Yargıtay denetlerken, yargılamanın usulüne uygun yapılıp yapılmadığının ve de yargıçların usulüne uygun davranıp davranmadığının nihai denetçisi, HSYK ve yargıçların adına karar verdiği Türk milletidir. Her vatandaş, gizli oturum kararı alınmayan her davayı izleme ve adına karar veren yargıçların usulüne uygun yargılama yapıp yapmadığını denetleme hakkına sahiptir. Adımıza yasa çıkaran vekilleri, karar veren hakimleri, vergi toplayan maliyecileri denetlemezsek, yasalar bize göre çıkmaz, kararlar bize göre verilmez, vergiler bize göre toplanmaz. O zaman bize sadece şehit ve vergi vermek düşer.
Topal adalet ağır yürür ve eninde sonunda geç de olsa gideceği yere varır, ancak felç olmuşsa hiç yürümez. Üzdüğün kadar üzülmek, beddua değil; ilahi adalettir. Güçsüz adalet aciz, adaletsiz güç zalimdir.