Balıkesir İl Müftülüğü’nde vaizlik yapan 5 çocuk babası Müftü Mehmet Deniz, bisiklet ve motosikletle işe gitmesi, cübbe giymemesi nedeniyle Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından müftülükten atıldı.
Balıkesir İdare Mahkemesi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın cezasını ve müftülükten atılma kararını bozarak Deniz’in göreve iadesine karar verdi. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı bu kararı işleme koymadı.
Müftü Deniz, kararı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Anayasa Mahkemesi süreci devam ederken, Deniz evinde intihar etti. Müftü’nün eşi Zeynep Deniz, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a gitti, Erbaş’ın ‘Mazlum olduğunuz aşikar, hakkınızı arayın’ dediğini ileri sürdü.
Deniz, ‘Ali Erbaş’a sesleniyorum, Biz bunun hesabını kimden soracağız? Bunun hesabını bana, çocuklarıma kim verecek? Mazlum olduğunuz aşikar dediğiniz halde bu mahkeme kararları kimler tarafından müdahale edilerek bu hale getirildi?’ sorularını yöneltti.
Diyanet Çalışanları Sendikasından yapılan açıklamada 'Çok haksızlığa maruz kaldı. Buna karşı mücadelesini verdi. Bu insanı haksızlık nedeniyle kaybettik. Atama Yürütme Kurulu, kınama cezasını kaldırmadı. Bir müftü niçin intihar eder?’ ifadelerini kullandı.
2023’te bir müftü bisiklete biniyor diye adeta idam cezasına çarptırıldı ve infaz edildi.
Diyanet İşleri Başkanı mazlum olduğunu ileri sürerek mahkemeyi işaret etti. Ancak mahkemenin kararına uyup Müftüyü görevine iade etmedi, ölümüne sebep oldu.
Müftüye ceza veren, cezanın kaldırılması kararını uygulamayanlar tasarlayarak, bilerek ve isteyerek cinayetten yargılanıp hiçbir indirimden yararlandırılmaksızın cezalandırılırsa ancak bu ülkede huzur sağlanır.
Vicdansızlar vicdanlarıyla baş başa bırakılarak cezalandırılamaz. Devletin bekası adil yargı, doğru eğitim sayesinde söz konusudur. Her ikisi bozuksa ki Türkiye’de bozuktur; devletin bekasından söz edilemez.
Belediyeler, bakanlıklar, diyanet mahkeme kurallarına uymuyor. AYM işine geldiği zaman hemen davayı sonuçlandırıyor, gelmediği zaman sürüncemede bırakıyor. Kısacası masum bir insan diyanet ve yargı dişlileri arasında yok olup gitti.
Sürekli okurlarımız hatırlayacaklardır; birçok yazımda dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük devlet adamlarından biri olarak kabul edilen Selçuklu Veziri, Siyasetname’nin yazarı Nizamülmülk’ün ‘İnançsız yaşanır, ancak adaletsiz yaşanmaz’, Hz Ali’nin ‘Devletin dini adalettir’ dediğine vurgu yaptım.
İşte o günler geldi; Başkan ‘Mazlum’, Mahkeme ‘mazlum’ dedi, ama Müftü bir hiç uğruna infaz edildi, adaletsiz yaşayamadı. Yasalar küçük sineklerin takılıp kaldığı, büyük sineklerin delip geçtiği örümcek ağlarına dönerken, mahkemeler garibanın kararına uyduğu istemeyenin uymadığı kurumlara döndü.