İstihdam yaratacak üniversitelerin kapasitesi talebi karşılamadığı için üniversite giriş sınavları zorunludur. Bir şey öğretilmeyen öğrencilerin üniversite mezunu, yine bir şey bilmeyenlerin profesör, hiçbir yayını olmayanların rektör olması; herkesin lisans veya yüksek lisans mezunu olması bir başarı değil, boşa geçen zamandır, israftır, haramdır.
Yöneticileri süper olan devletler süper devlet, yöneticileri gelişmiş devletler, gelişmiş, yöneticileri geri kalmış devletlerde geri kalmış devlettir. Devletler yönetimleriyle gelişir veya geri kalır. Eğitimsiz toplumlarda insan kaynakları, toprak altı ve üstü zenginlikler halkın değil; bir avuç mutlu azınlığın hizmetine sunulur.
Bir ülkeyi yok etmek için atom bombası ve uzun menzilli füzelere ihtiyaç yoktur. Bunun için eğitim seviyesini düşürmek; eğitmeden, bir şey öğretmeden diploma vermek; böyle mezunları etkin ve yetkin yerlere getirmek yeterlidir.
Ehliyetlilerin arka koltuklarda, ehliyetsizlerin direksiyonda olduğu bir aracın kaza yapması kaçınılmaz olduğu gibi ehliyetsiz yöneticilerin yönettiği ülke de fakirlik ve sefalete mahkümdur. Eğitim çökerse ışıklar söner; hiçbir şey olduğu gibi görünmez. Karanlıkta kan emen yarasalar görür, halk bir şey göremez. Uçurumlara giden yollar kurtuluş yolu gibi gösterilir. At izi, it izine, kahramanla hain birbirine karışır. Balık tutmak için oltaya yem takan hayvan sever zannedilir. . Olgunun yerini algı alır.
Olan değil; kamuoyu oluşturucuların sunduğu gerçek görülür. Baktığınız yerde erik de çürük de yoktur. Ancak erik olarak beyninizde canlandırırsanız ağzınız sulanır, çürük olarak canlandırırsanız mideniz bulanır.
Eğitim çökerse, insan çöker, ulus çöker, her şey çöker. Adalet sözde hakimlerin, hastalar sözde doktorların, insanlık dinci akademisyenlerin elinde ölür, binalar eksik yetişen mühendislerin elinde çöker, para sözde ekonomistlerin elinde kaybolur veya hak etmeyenlerin eline geçer.
Bugün yapılan YKS’da öğrencilerin bilgileri ölçülmeyecek, üniversiteye giriş için sıralaması yapılacak. Nitelikli üniversite arzı; öğrenci talebini karşılamıyor. Daha önce iki milyon öğrenci üniversitede okumak istediği için sınava girerken bugün nüfus artışına rağmen ancak 1 700 bin kişi sınava giriyor.
Arzu edilen; üniversitelerin kapasitesi iki yüz bin, devlet dışında istihdam yaratacak üniversitelerin kapasitesi ise sadece 10 bin; diğerleri kazansa da işsiz sokaklarda dolaşacak. Üniversite mezunlarında işsizlik oranı yüzde 35’i geçti. Kötü yasa bile yasasızlıktan iyidir. Sınav Türkiye’nin gerçeğidir; yeteneğin tespit edilerek geliştirilmesine dayalı eğitim yapılmadığı veya yapılamadığı, okullar arası eşitsizlik ortadan kaldırılmadığı sürece sınavı kaldırmak mümkün değildir.
Yeteneğe dayalı eğitim yapılmadığı veya yapılamadığı, okullar arası eşitsizlik ortadan kaldırılmadığı sürece sınav kalkmaz. Sağlıklı bir ölçme ve değerlendirme yapılamadığı sürece de not ortalamasıyla okul tercihini belirlemek adil olmaz. Kötü yasa bile yasasızlıktan iyidir. Sınav Türkiye’nin gerçeğidir; sınav ihtiyacı ortadan kaldırılmadan sınav da kaldırılamaz.
Avrupa Birliği (AB), idamdan, zinaya, hıyarın boyuna kadar her şeyi değiştirin dedi de Medrese eğitimine bir şey demiyor. Çünkü bu sistem bizi savaşsız yok ediyor. Avrupa’nın ‘Şark Meselesi’ Türksüz Türkiye isteği kendiliğinden gerçekleşiyor.
Eğitimcilere eğitim sorunlarını sorduğunuzda alacağınız cevap şu olacaktır : Öğretmen maaşları yetersiz.Bu pencereden bakıldığı sürece bırakın çözmeyi,sorunları konuşamayız bile