Almanya Cumhurbaşkanı Gauck, 1915 Ermeni olaylarını anma etkinliğinde "soykırım" nitelemesinde bulunmasının ardından Federal Meclis oybirliğine yakın bir katılımla sözde ‘Ermeni Soykırımı’nı tanıdı, adeta Türk’e olan nefretini kustu. Millet olarak da devlet olarak da Ermeniler de dahil olmak üzere hiçbir millete soykırım bir tarafa, asimilasyon bile yapmadığımızı bizim yöneticilerimizden çok daha iyi bilen Almanların soykırım yapıldığını onaylaması cehaletten değil; ihanettendir. Alman Büyükelçi Ankara’dan kovulsun, Türkiye Büyükelçisi görevden uzaklaştırılsın. Her iki büyükelçi de yan gelip yatmış. Yöneticilerimiz ne mi yapmış?
Başbakan Erdoğan sözde Ermeni soykırımını anma günü olarak kabul edilen 24 Nisan’dan bir gün önce Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın kutlandığı gün 23 Nisan 2014’te yaptığı açıklamada,
"20. yüzyılın başında; I. Dünya Savaşı esnasında tehcir gibi gayr-ı insani sonuçlar doğuran hadiselerde hayatlarını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz’ derken,
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Tehcir insanlık dışıdır. İttihat Terakki yapmıştır.” demişti.
Bu açıklamalarla Türk Milletinin rencide edildiği ve batı başkentlerinin etkisiyle bu açıklamaların yapıldığı eleştiriler üzerine Davutoğlu, ‘Türkiye baskılar altında açıklama yapmaz’ demişti.
‘İmam cemaat’ tekerlemesinde olduğu gibi; Türkiye’nin yöneticileri böyle konuşunca Almanya da Türkiye’nin yöneticilerinden aldığı cesaretle kini, nefretini kustu.
Siyasilerin art niyetlerine rağmen Türk - Alman dostluğunun sürmesi için, federal meclis geri adıma zorlanmalı, yanlış yaptıklarını kabul ederek özre zorlanmalıdır.
Akçam, Komünist terörist ‘bilirkişi’
3,5 milyonluk, aç, Türkiye’ye muhtaç Ermenistan’la baş edemiyoruz. Dedelerimizi, ninelerimizi katledenlerin torunları, büyükelçilerimizi ve onların eş ve çocuklarını katledenlerin akrabaları hesap verecek yerde nasıl oluyor da hesap soruyor?
‘Dedelerimizin toprağına İncirlik üssünü inşa ettiler’ diyen ve 100 milyon dolara yakın tazminat talep eden Ermeniler’in ABD’de Türkiye aleyhinde açtığı davada, 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak nitelendiren Prof. Dr. Taner Akçam kendini bu konunun en önemli uzmanlarından biri olarak tanıtarak davacılar lehine bir rapor gönderdi. Kayıtlara “Akçam Deklarasyonu” olarak geçen bu metinde Akçam, İncirlik’e ‘Ermeni toprağı’ diyor.
12 Mart Muhtırası ile kapatılan Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) başkanı Dursun Akçam’ın oğlu Tamer Akçam ODTÜ İşletme Fak. Öğrencisiyken bölücü, Kürtçü eylemlerin yanında 1975-80 arası Türkiye’nin en kanlı Marksist-Leninist silahlı terör örgütünde yöneticilik yaptı; Ülkücüleri, polisleri, askerleri katletti, İstanbul Taksim’de çapraz ateş sonucu bir komiseri şehit ettikleri olay gazetelerde görüntülendi... 12 Eylül Darbesi’nde yakalandı ve darbe sürecine katkılarından dolayı Kenan Evren’in özel yetkili hakimleri tarafından serbest bırakıldı. Tutuklular için ‘Asmayalım da, besleyelim mi?’ diyen Kenan Evren, onu ne astı, ne de hapiste besledi; serbest bıraktı. Yurtdışına çıktıktan sonra arama ve sözde tutuklama kararı çıkarıldı. Önce Almanya’da Berlin Kürt Enstitüsü’nde Türkiye aleyhine faaliyetlere ve akademik kariyerine başladı, profesör oldu, Türkiye ve Türkler aleyhine birçok eyleme katıldı, 1915’te olanlar ‘Soykırımdır’ dedi. İşte bu terörist toplantılarda uyuyan Kültür eski Bakanı Atilla Koç tarafından hazırlatılan ve İngilizce olarak dünyaya tanıtılan Türkiye’nin 100 büyük yazarı arasında yer aldı.
Alparslan TÜRKEŞ (1993)
Rahmetli Alparslan Türkeş bu dönemde Ermenistan Cumhur Başkanı Levon Ter- Petrosyan ile Dış İşleri Bakanı Hikmet Çetin’in bilgisi altında yanında oğlu Tuğrul Türkeş, Cefi Kamhi ve Türkiye’nin Fransa Büyükelçisi Tanşuğ Bleda olduğu halde Parist’te Crillon otelinde ilki olmak üzere birçok kez görüştü.
Levon Ter-Petrosyan, abisi Telman ve zaman, zaman da Samson Özarat’ın katıldığı bu toplantılar sonucu aşağıdaki konularda anlaşıldı.
-Azeri Ermeni savaşının derhal durdurulması
-Ermenilerin işgal ettiği Azerbaycan topraklarından derhal çekilmesi,
-Esir konusunun çözülmesi (Karşılıklı iade)
-Sözde soykırım iddialarından vazgeçilmesi,
-Sınırların tanınması, Türkiye’den toprak ve tazminat talebinden vazgeçilmesi
-1. Dünya savaşı öncesi; dostluk dönemine geri dönülmesi, acıların beraber sarılması, bir anıt dikilecekse bu anıtın iki tarafın acılarını yansıtması,
-Oto ve demiryoluyla Ermenistan önce Türkiye’ye sonra tüm Kafkasya’ya bağlanması(Trans Kafkasya)
-Kafkasya’da bir Kürt devletinin kurulmasına ve PKK’ya karşı çıkılması,,
-
TÜRKEŞ, esirlerin karşılıklı serbest bırakılmasını sağlamak üzere, iyi niyet jesti olarak derhal Erivan’a gidip hem Ermenistan’ı ziyaret etmeyi hem de Azeri esirleri alıp aynı gün aynı uçakla Bakü’ye geçmeyi planlıyordu.
Ter Petrosyan “Benim durumum Elçibey’inkinden daha zor,önerilerinizi değerlendirelim” dedikten sonra saray darbesi ve ölüm tehditleriyle istifaya zorlandı. Yeni yönetimler bu şartları kabul etmeyince, Ermenistan bölgede yalnız kaldı. Bu durumun sonucu olarak da giderek derinleşen ekonomik kriz ve açlık sonucu ülke nüfusu Ermenistan’ı terk etmeye başladı. Halk Levon Ter-Petrosyan yanlısı oy kullanırken sandıktan karşıtları çıktı. ABD ve AB de seçim sürecine Ter-Petrosyan aleyhinde müdahale etti. Rusya’dan ayrıldığı için Rusya da eski desteğini Ermenistan’dan çekti…Ermenistan aç ve Türkiye’ye muhtaç olduğu halde bugün Türkiye’ye karşı zafer elde edebiliyor.
Fein’in Başbakan Erdoğan’la çelişen müthiş açıklamaları
ABD Başkanı Ronald Reagan’ın hukuk danışmanlığını yapan Bruce Fein, sözde Ermeni soykırımı iddialarının son derece asılsız olduğunu belirterek, bu konunun Beyaz Saray tarafından araştırıldığını ve iddiaların asılsız olduğunun belgelendiğini söyledi.
ABD eski Başkanı Reagan’ın danışmanı Fein: “Beyaz Saray araştırma yaptı, Ermenilerin 2 milyon Müslüman Osmanlı’yı katlettiği ortaya çıktı. Ermeniler, kendi arşivlerini açmıyor, çünkü bu gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor…” dedi.
ABD Başkanı Ronald Reagan’ın hukuk danışmanlığını yapan Bruce Fein, sözde Ermeni soykırımı iddialarını değerlendirdi. Ermenilerin bu iddialarının son derece asılsız olduğunu belirten Fein, Reagan’ın başkan olduğu 1981′de bu konunun Beyaz Saray tarafından araştırıldığını ve iddiaların asılsız olduğunun belgelendiğini söyledi. İşte sözde Ermeni soykırımı konusunda Fein’in açıklamaları:
“Osmanlı İmparatorluğu’nun azınlıklara karşı “müthiş” sayılabilecek bir özen gösterdiği gerçeğini unutmamak gerekir. Azınlıklar, kendi dini özgürlüklerini ve hayatlarını son derece rahat bir şekilde sürdürdü.
Ermeni terör çeteleri I. Dünya Savaşı sırasında Fransa ve Rusya ile birlikte Osmanlıları öldürdü. Bu rakamın 2 milyon civarında olduğu bir gerçek. Ermeni kayıplarının ise 500 bin civarında olduğu araştırmalarla kanıtlandı. Burada asıl önemli konu, Ermenilerin ihanetidir. Osmanlı da kendisini savundu. Özellikle ABD’de yaşayanErmeniler, soykırım yalanı ile büyük getirim sağlıyor. ABD yönetimi de büyük paralar döndüğü için Ermenilerikarşısına almak istemiyor. Ermeniler ısrarla kendi arşivlerini açmıyor. Çünkü yıllardır soykırım yalanı ile dönen getirimi kaybetmek istemiyorlar. Arşivler açıldığı anda gerçek ortaya çıkacak
Benzer belge ve bilgiler Osmanlı Tarihi ve Yeni Türkiye Tarihi adlı kitaplar yazan Stanford Show tarafından açıklandı. Stanford Show'un evi bombalandı ve Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldı. Ölünceye kadar İstanbul'da yaşamak zorunda kaldı.