Cumhurbaşkanı Erdoğan nasıl bir üniversite ve rektör istediğini açıkladı: Ne yazık ki kimi üniversitelerimiz zaman zaman varlık nedenlerinin, var olma hedeflerinin tam tersi bir konuma savrulabiliyor. Farklı fikirlere tahammülün, ilmin, bilgi üretmenin zemini olması gereken üniversiteler, terör örgütleriyle bağlantılı çetelere teslim edilemez, maalesef kimi yöneticilerin de göz yummasıyla bazı üniversiteler adeta marjinal grupların, bölücü terör örgütünün eğitim kampına dönüşmüş durumda. Şiddetle, tehditle kendilerine alan açmaya çalışan, diğer öğrencileri baskıyla sindiren bu çetelere asla müsamaha gösterilmemelidir. Eski Türkiye'nin jakobenlerinin elinden kurtarılan üniversiteler terör örgütleriyle bağlantılı çetelere teslim edilemez.
Kendine akademisyen diyen bir güruh, Türkiye devletinin topraklarını korumasına dil uzatıyor. Yurtdışından gözlemcileri Türkiye’ye davet ediyor. Türkiye bu müstemlekeci, mandacı, sorunlarımızı sadece yabancıların çözeceğine inan zihniyetin ihanetiyle 100 yıl önce de karşılaştı. İşine geldiğinde teröre destek veren, işine geldiğinde askeri polisi suçlayan, kendi devletinin aleyhinde gerçek dışı algılar oluşturmaya kimsenin hakkı yoktur… Hiçbir kurumumuzda ülkesinin birliğine karşı tavır alan kamu çalışanı olamaz, buna müsaade edemeyiz.
Standartlara uyan değil standartları belirleyen, bilgiyi tüketen değil üreten, takip eden değil takip edilen ülke olmak zorundayız. Bunu başarmaya mecburuz. Durmaya, duraklamaya, yerinde saymaya hakkımız yok.
Bizi bölmek isteyenlere karşı ne diyeceğiz; tek millet. 79 milyon, tek millet. İki, bu milletin tek bayrağı var. Rengi, şehidimizin kanı. Hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin ta kendisi.
Üç, bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Vatan lafla olmaz. Vatan arazi, tarla değildir. O şehit kanlarıyla yoğrularak vatan olur. Bizim topraklarımız da böyle vatan olmuştur. Üçüncüsü, tek vatan. Dört, tek devlet. Devlet içinde devlet olmaz. Neymiş o, paralel devlet! Bu paralel devletin başı nerede? Diğerleri niye gitmiyor onun yanına? Oraya gitsinler. Orada tedavi olsunlar. Kimi kaçıyor, kimi cezaevinde.
Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan.
Kelimesi kelimesine yukarıdaki ifadeler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait.
Üniversiteler hızla çoğaldı, ama aynı hızla da kuruluş amaçlarından uzaklaştı. Üniversitelerin niceliği artarken, niteliği düştü. Birçok üniversite bölücü terör örgütlerinin üssü haline geldi. Maalesef rektör ve dekanlar üniversitelerin işgaline göz yumdu. Görevlerini yapmadılar, yapmadıkları görevi de bırakmadılar.
Uluslararası sıralamaya giremeyen üniversiteler, buna bağlı olarak uluslararası, özellikle de Avrupa Birliği hibe fonlarından yararlanabilecek proje de üretemiyor, AB fonlarından karşılanması gereken işler için bile kaynağı devletten bekliyorlar.
Aracını kasko yapanların hepsi ödeme yaparken, sadece kaza yapanların sigortadan yararlanması gibi; usulüne uygun proje yapanlar, fonlardan yararlanırken diğerleri sadece bu fonlara para ödüyor. Türkiye fonlara yatırdığı parayı bile geri alamazken, üniversiteleri gelişmiş ülkeler bu fonları sonuna kadar kullanarak milyarlarca Euro’luk hibe alıyorlar.
Erdoğan’ın ifadelerinin sözde değil; özde olduğunu, atayacağı rektörler gösterecektir. OMÜ Rektör Adayları yukarıdaki tanıma ne kadar uyuduklarını herkesten önce kendileri bilmeli ve ona göre aday olmalıdır.
MHP’de tehlikeli gelişme
MHP Gen Başk adaylarından Meral Akşener, kurultay için Ankara’da toplanan ve ‘Devlet Bahçeli istifa’ sloganı atan 20 bin kişiyi iki kez ‘yapmayın’ diyerek sustururken, MHP Gen Bşk Yrd Oktay Öztürk, aynı anda CNN’e canlı bağlandı. Spikerin sorusunu ısrarla cevaplamayarak, canlı yayında genel merkez önünde ‘Liderimiz Bahçeli! Vur de vuralım, öl de ölelim’ sloganı atan 200 kişiyi TV izleyicisine dinletti ve ‘taraftarlarımız böyle düşünüyor’ diyerek adeta ateşe benzinle yaklaştı, olayları provoke etti.