Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ‘Tedbir kararı’ gereği, Ankara 25. İcra dairesince Ankara Valiliği’ne ‘kurultayın engellenmesine dair’ yazı yazıldı:
‘MHP’ye yapılan 15.05.2016 tarihli Olağanüstü Kongre Çağrısının tedbiren durdurulmasına karar verildiği için, Genel Kurulun yapılacağı ilan edilen Büyük Anadolu Otel v e Kongre salonunda gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasıyla söz konusu mahalde MHP Büyük Kurultayı’nın düzenlenmesine ilişkin girişimlere ENGEL OLUNMASINA yönelik her türlü emniyet tedbirinin alınmasına karar verilmiştir.’ İcra Müdürü. M.D
Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesi icra yoluyla kongrenin toplanmasını engelleyecektir; salona kimse alınmayacaktır. Mahkemenin kararının hukuki olup olmadığı ayrı bir konu, ancak bu kararı güvenlik güçleri gerekirse zor kullanarak uygulayacaktır. Böyle bir mahkeme kararına rağmen yapılacak hiçbir düzenlemenin yasal değeri olmaz. Sözün özü 15 Mayıs’ta üst kurullar ve genel başkan seçimi yapılamayacağı gibi; artık tüzük kurultayı da yapılamaz. Ankara’ya gitmenin amacı, kongre veya kurultay değil; bir kararlılık göstergesidir.
MHP’nin görevden alınan, son seçilmiş il başkanı Ömer Süslü yaptığı açıklamada, ‘kurultayın toplanacağı inancıyla, toplansa da toplanmasa da tüm üst kurul delegeleri olarak 15 Mayıs’ta Ankara’da olacağız. Seçildiğimiz görevden alınarak yerimize atananların Ülkücülükleri tartışılır’ dedi. Süslü, belirli konuların altını çizdi:
Tüm üst kurul delegeleri olarak eksiksiz Ankara’da olacağız.
Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı hukuksuzdur.
Yargıtay’dan beklentimiz; ‘Kurultayın yapılmasına karar vererek, Türk hukuk sisteminin namusunu kurtarmasıdır.’
Ülkücü Ülkücünün öz kardeşidir. Aklıselim hareket edilecek; bölünme, parçalanma söz konusu olmayacak.
Bir adayı değil; değişim hareketini destekliyoruz, amacımız tüzüğü değiştirmek.
Bundan sonra çıkabilecek daha etkin yeni bir aday olursa onu da desteklemeye hazırız.
Görevden alındığımıza değil; Ülkücü olmayan veya Ülkücülükleri tartışılanların, MHP’ye üye bile olmayanların yerimize yönetici olarak atanmasına üzülüyoruz.
Tedbirli olarak disiplin kuruluna sevk edilmemiz durumunda, üst kurul olarak toplanır cezaları kaldırırız. Şu ana kadar böyle bir sorun olmadığı gibi; çıkması durumunda da çözüm üst kuruldadır. Kurultayın 2018’e kalması durumunda; yapılacak bir erken seçimle TBMM’de iki parti kalacak, Ülkücüler TBMM’de olmayacak. Acelemiz bundandır.
Süslü’nün söylediklerine bakıldığında kişiler üzerinden değil; sistem üzerinden çalışmalar sürüyor. Öncelikli hedef; Tüzük kurultayında 63. Maddenin değiştirilerek, genel başkanlık seçiminin - Bahçeli’nin onayı olmaksızın - yapılmasını sağlamak.
Toplantıya katılanlara sorduğumda hepsinin aynı adayı değil, farklı adayları desteklediklerini gördüm. Hangisinin genel başkan olacağına gelince; buna kurultay delegeleri karar verecek ve kim seçilirse seçilsin hem adaylar hem de seçmen yeni genel başkanın yanında yer alacak. Bahçeli’nin genel başkan seçilmesi durumunda ne olacağı sorusuna çoğunluk, ‘böyle bir alternatifin olmayacağını’ ama olması durumunda Bahçeli ile de çalışacaklarını söylediler. Bu açıdan bakıldığında da her nasıl olacaksa görünürde ‘bir yarılma veya ayrışma’ olmayacak.