Eski MEB ve Ak Parti eski Gen Bşk Yrd Hüseyin Çelik, yeni MEB İsmet Yılmaz’ı uyardı ve personelinin ve eğitim politikalarının, sendikaların ve bir gün bile alt kademede yöneticilik yapmadığı halde paraşütle en üst düzey yöneticiliklere getirilen bazı bürokratların insafına terk edilmeyeceğini söyledi. MEB Nabi Avcı’nın aldığı bu kararlar için, ‘akıl tutulması, talihsizlik, tutarsızlık, acil müdahale edilmeli ve akılcılıkla izah edilemez’ tabirini kullandı.
Yılların yol gösterici teftiş mekanizmasını ‘denetim’e indirgemek hangi maslahatın gereğidir? Sayın Başbakan ve Sayın Bakan, Meclis’te bulunan tasarıya acilen müdahale etmelidir. Bunun kurgusu, mantığı ve yaklaşımı eğitime hiç bir katkı sağlamayacaktır. Olsa olsa bunun sonucu, 2000 insanı ‘eğitim uzmanı’ unvanıyla atıl bir şekilde kenara atmak olacaktır. Yani havuzda amaçsız yüzdürülenlerin sayısı daha da arttırılmış olacaktı Aynı iktidarın farklı bakanları döneminde de her şey sil baştan yapılırsa bunu akılcılıkla izah edemezsiniz.
Çelik, ‘peş peşe gelen yaz-bozlardan dolayı eğitim çalışanları şaşkın durumdadır ve kesinlikle mutlu değildirler. MÜDÜRLERİN GÖREVLERİ SIFIRLANDI (14.09.2011 tarih ve 652 sayılı KHK)
Bu uygulamalardan etkilenen eğitim yöneticisi sayısı yüz bini aşmıştır. Uzun sözün kısası binlerce eğitim yöneticisi geçici olarak değil, kalıcı olarak ‘havuz’a atılmıştır.
Görevdeyken aldıkları maaşlarını aynen alan bu havuz ahalisi, kendi iradeleri ve tercihleri dışında eğitime hiç bir katkı sağlamadan maaşlı müdavimler (işe devam edenler) haline getirilmiştir.
Bu uygulama ile MEB’in kurumsal hafızasına ve tecrübe birikimine çok büyük zarar verilmiştir. Nitelikli personel ve öğretmen ihtiyacı hâlâ giderilemeyen MEB’de, bu kadar insan ve kaynak israfının hoş görülmesi veya bu yapının aynen sürdürülmesi ancak akıl tutulması ile mümkündür. Görevden alınan Bakanlık merkezindeki üst düzey bürokratların yerine getirilenlerin çoğunun eğitimle uzaktan yakından ilgisi olmayan kişiler olması ise başka bir talihsizlik olmuştur.
Eski Mili Savunma Bakanı olan şimdiki Milli Eğitim Bakanı’nın, moralsiz bir orduyla istiklâl savaşı kazanılamayacağını bileceği gibi; Türk Kalemli Kuvvetleri olan eğitim çalışanlarının moralini yükseltmeden, onların huzursuzluğunu gidermeden de eğitimde arzuladığımız kaliteyi yakalayamayacağımızı ve nesillerimiz adına sürdürmekte olduğumuz istikbâl mücadelesini kazanamayacağımızı elbette bilir.
Eski Kültür Turizme ve MEB Çelik’in endişeleri, uyarları yenilir yutulur değil; eğitim barışı, eğitimin geleceği tehlikede. Türk Milletinin geleceğini karartan Avcı ‘yasaları’ TBMM’de engellenmeli, aksi durumda ’Ava giden de avlanacak’. Felaket geliyorum, barış ‘gidiyorum’ diyor.