MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tartışma yaratan ‘iktidara hukuki destek’ sözlerine açıklık getirdi: ‘MHP’ye ihtiyaç duyulursa, ahlaki ve hukuki çerçeve içinde, ilkelerimizden taviz vermeksizin her türlü teklifi değerlendiririz’ derken koalisyon ifadesini kullanmadı. Bahçeli işbirliğinin ölçüsünü hukuki destek olarak belirtse de farklı kesimlerde farklı yankı buldu ve ‘MHP’den koalisyon mesajı’ olarak algılandı.
Bahçeli ‘koalisyon’ demese de bu algıdan ne MHP ne de Ak Parti rahatsız. Her iki taraf da bu algıdan memnun görünüyor. MHP ‘seçimsiz iktidara geldik’ mesajıyla seçmeni rahatlatmayı düşünürken, Ak Parti ‘memleket meseleleri için, ihtiyacımız olmadığı halde toplusal mutabakat için MHP ile koalisyon kuruyoruz’ algısının oluşturulmasından şikayetçi değil. Bir mesaj, bir algıdan nasıl bir gerçek çıkacağını öngörmek şimdilik zor. Ak Parti’nin Yargıtay ve Danıştayı kapatacak, HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldıracak, Başkanlık sisteminin zemini oluşturacak yasa tasarısı ve terörle mücadele gibi milat sayılacak projeleri hayata geçirirken MHP ile nasıl bir işbirliğine gideceğini yakında göreceğiz. Güneydoğuda Mehmetçik’in kanı oluk gibi akıyor. Helikopter düşüyor; özel harekatçı polis, asker hatta subaylar ardı sıra şehit düşüyor. Eşine benzeri görülmemiş bir insan kaybı yaşıyor TSK. Sabrın sonu selamet dense de güneydoğuda sabır felakete dönüştü. Bunca şehide rağmen, beklenen gün bir türlü gelmiyor.
MHP’da yarılma olur mu?
Siyasi literatüre Bahçeli tarafından sokulan ‘yarılma’ sözcüğü; fikir ayrılıklarının kamplaşmaya dönüşmesi olarak ifade ediliyor. Ak Parti yandaşları ve karşıtları arasındaki ayrışmayı ifade etmek için kullanılan ‘yarılma’, MHP’de genel merkez destekçileriyle karşıtları arasında yaşanır mı?
Muhalifler böyle bir yarılmadan özenle kaçınırken ve de bugüne kadar böyle bir ayrışmanın işaretleri gözlenmezken, son günlerdeki TV tartışmalarında ve bazı lökal çalışmalarda yapay ayrışmaların işaret fişeğini ateşlemek isteyenler oluyor.
Mersin’de Ülkü Ocakları mensubu olduğu iddia edilen bir grup Akşener’in çalışmalarını engellemeye çalışırken, Sözde ‘doğunun başbuğu’ lakaplı Yılma Durak, Ordu eski Milletvekili Cemalettin Engin Yurt’la gereksiz yere gerginlik yaratıyor, ortamı geriyor, ajite ve provoke ediyor; sonunda da programı terk ediyor. Ajitasyon ve provokasyonlarıyla tanınan Enginyurt bile haklı bu tartışmadan haklı çıkıyor.
Üstün fikrin yanında diğer tüm fikirler gübre vazifesi görür ve üstün fikrin büyüyüp yeşermesini sağlar. Fikrinin üstünlüğüne, sözünün doğruluğuna inananlar, konuşmacı bulunca dinleyerek, dinleyici bulunca konuşarak ‘başbuğ’ olmasa da adam olduklarını göstermelidirler. Bağırma, hakaret ve provokasyon büyüklüğün değil; yetersizliğin ifadesidir.
Kişisel kapris ve çıkarların değil; yüce ideallerin ifadesi Ülkücülük hiç kimsenin bireysel çıkarlarına alet edilemez. Ülkücü de bu entrikalara alet olmaz. O tarafta veya bu tarafta kimseye kendini kullandırtmaz. Bu nedenle her türlü ayrıştırıcı, gerginlik yaratıcı, bulanık suda avlanmak isteyenleri tanıyan Ülkücü, oltasına yem takanı asla hayvanseverle karıştırmaz. Kimin neyi, niçin yaptığını bilir ve ona göre hareket eder.