Terör saldırıları, Ramazan ayı, doğu, batı ayrımı gözetmeden sürüyor. Avrupa’nın en büyük şehrinde; İstanbul’da bu yıl 4. ‘sü gerçekleştirilen terör saldırısı sonucu 7 polis 4 sivil vatandaş hayatını kaybetti, 40 kişi yaralandı. Şehit polisler terörle mücadele için bulundukları yerde katledildi. Sabah saatlerinde Vezneciler'de meydana gelen patlama nedeniyle İ.Ü. Beyazıt Yerleşkesi’ndeki tüm fakültelerde bugün yapılması planlanan bütünleme sınavlarının iptal edildiği açıklandı. Ankara’daki üniversiteler de İstanbul gibi adeta barut fıçısına döndü. Koltuk derdindeki rektörlerle terör destekçisi akademisyenler üniversiteleri terör üssü haline getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağıyla Diyarbakır'a giden ve bu yolculuk esnasında Tören Kıtasındaki askerlerle alay eden Kurtuluş Tayiz, terör örgütü PKK'ya üye olmak ve terör örgütü adına eylem yapmaktan yakalanmış, elinde Mehmetçiğin kanı olan, bu nedenle 13 yıl hapis yatan terörist, ilkokul mezunu olup iki kelimeyi biraraya getiremezken havuz tevizyonlarında PKK kontenjanından yer bulmaktadır.
Güneydoğuda tonlarca bombayla saldıran PKK’lılar, son zamanlarda Karadeniz’de asker ve polislere saldırı düzenledi. Giresun’da karakolu, Gümüşhane’de barajları hedef alan saldırılarda astsubaylar şehit düştü. Su uyur düşman uyumaz misali; terör boşluk bulduğu her yerde vuruyor. Türkiye’nin terörle mücadelede yol alamamasının sebebi; terör topyekün saldırırken, Türkiye terörle kısmi mücadele ediyor. Zaman zaman teröristlerin canlı yakalanması için özen gösterilirken kaçmalarına göz yumuluyor, zaman zaman da teröristlere destek çıkan siyasetçi, yazar, akademisyen v.b. gibi lojistik destekçiler hoşgörüyle karşılanıyor, ama asker, polis ve sivil vatandaşlar acımasızca parçalanıyor. Ömrünü PKK’ya veren sözde itirafçılar, sözde akiller hala hükümetten havuz medyasında nemalanıyor.
Yeniden bu kanlı teröristlere ‘barış süreci veya analar ağlamasın projesi’ adı altında anlaşmaya varılması endişesi baş gösterdi. Devletin tüm imkanları kullanıyormuş gibi; gösterilerek yavaş ve pasif bir mücadele yapılıyor. Düşman 15 tonluk bombalar patlatırken terör örgütü yok edilmeye değil; sözde barışa zorlanmaya çalışılıyor. Bu farklı uygulama kan ve can kaybını artırıyor. Türkiye’yi terör karşısında çaresizmiş gibi gösteriyor. PKK terörü şehirleri esir almış; güneydoğu pasaportla gidilecek hale gelmişti. İşte bu ağır şartlarda Meral Akşener’in İçişleri Bakanlığında kurulan özel harekat birlikleri Türkiye’yi teröristlere dar etmiş, teröristler kaçacak delik aramıştı. Cemse cemse askerin şehit düştüğü günlerde Akşener’in içişleri bakanlığında 6 ay sonra PKK kaçacak delik aradı, Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldı. Bugün terörün engellenemez yükselişi, Meral Akşener’in aranmasına neden oluyor.
Elbet de teslim olmayacağız. Boyun eğmeyeceğiz. Ancak kan da durmak nedir bilmiyor. Şehit kanı sel olmuş akıyor. Terör bitti bitiyor haberleri geldikçe terör şiddetlenerek yaygınlaşıyor. Hiçbir şey göründüğü veya gösterildiği gibi değil.