Samsun Valisi İbrahim Şahin, Samsun Anadolu Lisesi (SAL) ‘da TÜBİTAK Yarışması’nın proje sergisinin açılışında yaptığı konuşmada, ‘Tüketen değil; üreten bir toplum olabilmek için, öğrencilerimize bilimsel ve teknolojik çalışmalarında imkanlar ölçüsünde her türlü destek sağlanacaktır. Öğrencilerin bu alandaki isteklerini emir kabul ederim. Ülkemizde bilimsel düşüncenin gelişmesi açısından çok önemli olan bu projelerin niceliğini ve niteliğini daha da arttırmak hedefimizdir’ dedi.
Vali Bey, gerektiği kadar çok, mümkün olduğu az ve etkili konuşarak, öğrencilerin projelerini tek tek inceleyerek, öğrencileri teşvik ve motive ederek, geleceğe güvenle bakmalarına katkı sağladı. Sultanların sözünü aratmayacak veciz ifadeler kullanırken adeta sözün sultanı olduğunu gösterdi. Birçok alanda Türkiye ve dünya çapında başarılı mezunları bulunan SAL’ın Maarif Koleji yıllarına dönüş sinyali vermesi ise, eğitim açısından umut verici ve sevindirici bir gelişme oldu.
Davutoğlu veda mı ediyor?
Başbakan Davutoğlu, en gizemli, en kısa, en çok alkış alan yarım saatlik grup konuşmasında veda mesajı mı verdi? Kimsenin ‘reddedemeyeceği’ başbakanlık görevini ret mi ediyor? İl ve ilçe başkanlarının atanması ve görevden alınması başta olmak üzere bazı yetkilerinin elinden alınması Davutoğlu’nu istifaya götürür mü? Götürürse Ak Parti’de kaos veya bölünme olur mu? Bence hiçbiri olmaz. Başbakan istifa etmez. Yerine de Binali Yıldırım atanmaz. Böyle bir beklenti olsa, Davutoğlu grupta alkışlatılmaz. Ayrılık mesajı vermedi, irticalen; içinden geldiği gibi konuştu ve alkışlandı.
MHP Tüzük Kurultayı toplanacak mı
Cumhurbaşkanı’ndan sokaktaki vatandaşına kadar herkes mahkeme kararlarını eleştiriyor. Mahkeme kararlarını olmasa da hukuku sonuna kadar savunacağız. En kötü yasa bile yasasızlıktan iyidir. Yasaların veya kararların yanlışlığıyla mücadele ederken, değiştirilinceye kadar o yasa ve kararlara uymak zorundayız.
Gemerek ve Tosya’dan sonra MHP Tüzük Kurultayı’nın toplanamayacağına dair başka mahkemelerce de tedbir kararı alınmaya başlandı. Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararına karşı MHP Genel Merkezi Yargıtay’a dava açtı.
12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin Tüzük Kurultayı’nı toplaması için kayyum veya çağrı heyeti ataması hukuki bir karardı. Ancak Tüzük Kurultayı’nın toplanmasını isteyenler, Tüzük Kurultayı’yla yetinmeyip, aynı kurultayda veya aynı amaçlı toplanan kurultayın delegeleriyle bir gün sonra üst kurul ve genel başkanlık seçimi yapacaklarını açıklamaları, kurultayın amacını, rengini, içeriğini değiştirdi. Ve kararı veren mahkemenin yetkisi dışına çıkardı. Yani pişmiş aşa su katıldı; kötü köpek sürüye kurt getirdi.
Seçimli bir kurultay kararı adli yargının görevleri arasında değildir. Adli yargının kararıyla toplanan kurultay tüzük değişikliği yapabilir, ama seçim yapamaz. Seçim yapacağını söyleyenler, aldıkları yetkiyi kötüye kullanacaklarını söylemiş oldular ki Gemerek, Tosya ve diğer mahkemeler kaosa sebebiyet verebileceği endişesiyle Yargıtay Kararına kadar kurultayın toplanamayacağına karar verdi.
Yani, Ank 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararı ne kadar doğruysa, Gemerek ve Tosya mahkemelerinin karı da o kadar doğrudur. Delegelerin bulunduğu yerden dava açması haklarıdır. Bu durumun Yargıtay’ın kararını etkileyeceğini söylemek abartı olabilir, ama Yargıtay’ın nasıl karar vereceğine ışık tutar. Kongre tartışmaları olmasaydı, Yargıtay’ın Tüzük Kurultayı’nı toplamasına kesin gözüyle bakılabilirdi.
Tüzük Kurultayı’nın seçime dönüşme ihtimaline karşı, Yargıtay ‘Kurultay yapamazsınız! Veya sadece Tüzük Kurultayı’ yapabilirsiniz’ diyebilir. Mahkeme kararıyla kaos yaratılmaz; mahkemeler kaosun önlenmesi için vardır.