Hristiyanlık’ta Papazlar, Müsevilik’te Hahamların tümü vatanseverken, milletin değerlerine küfreden, vatanın bölünmez bütünlüğüne kastedenlerin bu milletten maaş alması bir tarafa bu vatanda yaşamaya hakkı yoktur.. Hayranı olduğu, özlemini çektiği, uşaklığını yaptığı Arapların topraklarına sürülmeleri gerekir. Bu hainlere asla göz yumulmamalı; küçük ihmaller büyük felaketlere neden olur.
Peygamber Efendimiz Mekke’den Medine’ye göç ederken Mekke şehrine bakarak “Ey Mekke! Kendi isteğimle senden göç etmiyorum. Şanı Yüce Allah’ın emri ile göç ediyorum. İnşallah yine Allah’ın izni, müsaadesi ve yardımı ile ilk fırsatta sana döneceğim. Hubbül vatan minel iman (Vatan sevgisi imandandır)" diyor.
Alçak, vatan sevgisinin imandan olduğunu bilmeyen, tüysüz yetimin hakkından maaş alan imansız imam Halil Konakçı Hatay’ın bir Arap şehri olduğunu, Fransızların yasaklamadığı ezanı Türklerin yasakladığını söylüyor.
Diyanet İşleri Bşk Ali Erbaş’ın görüşünü ifade eden alçak imamın o görevde bulunması ve halen maaş almaya devam etmesinden elbette ki MHP Gen Bşk Bahçeli de sorumludur. Sular yükselince balıklar karıncaları, çekilince karıncalar balıkları yer. Güç ne suda ne de balıktadır, güç sudadır.
Son seçimler gösterdi ki MHP oyları olmadan ne Cumhurbaşkanı/Ak Parti Gen Bşk Erdoğan cumhurbaşkanı olabilir ne de Ak Parti TBMM’de çoğunluğu sağlayabilirdi. MHP’nin aldığı oylar da Erdoğan ve Ak Parti’nin aldığı oylar da ortada. İmam bindiği dalı kesiyor; bugün düşmese yarın düşecektir.
Arap ve Arapça sevici Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Arap ve Arapçayı kutsallaştırırken İslam’ı yozlaştırıyor, yok ediyor, insanları dinden ve camilerden uzaklaştıran politika izliyor ve bu politikaları yürütecek imamlar görevlendiriyor, ateizm ve deizm yaygınlaştırılıyor. Kutsal olan Araplar ve Arapça değil; Kuran ve ayetlerdir. Araplar küfretse, Arap seviciler ayet zannediyor.
Amaç İslam’ın herkes tarafından doğru öğrenilip, yaşanması ise ki öyledir, bu da herkesin İslam’ı aracısız kendi dilinde öğrenip ibadet etmesiyle mümkündür.
Şanı Yüce Allah ‘Çok uykuluyken ne dediğinizi bilinceye kadar namaz kılmayınız’ diyor. Atatürk bu ayetin gereği olarak zamanın din alimi Muhammed Hamdi Yazır’a Kuran’ı tercüme ettiriyor ve Müslümanlar Allah’ın neyi emredip, neyi yasakladığını öğreniyor.
Atatürk’ten önce din ticareti yapanlar kendi istek ve arzularını, Allah’ın emirleri diye halka yutturuyorlardı. Allah’a hizmet diye şıh, şeyhlere hizmet ettiriliyorlardı. Kuran’ın tercüme edilmesiyle takkeleri düştü, kelleri görüldü. Atatürk düşmanlığının altında yatan temel sebep budur.
Zeynebi Kübra Camisinin imamı Muhammed Ali Gök ‘Çok üzücü bir şeye denk geldik. Bir tane ismen din adamı, gerçekten öyle mi bilmiyorum, şöyle cümleler kurdu. Dedi ki, ‘Hatay Türk toprağı değildir. Hatay Arap toprağıdır. Fransa’nın kontrolündeyken daha iyi bir seviyedeymiş. Hatay Türk topraklarına katıldıktan sonra ezan yasaklandı’ diye saçma sapan şeyler söylemiş.
Tarihi ‘Keşke Yunan kazansaydı’ diyenlerden öğrenirseniz işte böyle olur. Bizim tavrımız nettir. Hatay Türk toprağıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin toprağıdır. Bu Devletin bir karış toprağına ‘Aslında şunların toprağıdır’ demek kimsenin haddi değildir.’ dedi.
İmam, imama cevap veriyor da ne bir siyasi parti ne de bir STK temsilcisi cevap veriyor. Bu vatanın ve İslam’ın korunmasından sadece Bahçeli mi sorumludur? Hainlere karşı hepimiz sesimizi yükseltmeliyiz; ayağa kalkılması gereken yerde ayağa kalkmayan yarın oturacak yer bulamaz..